Obezite, (şişmanlık) insan vücudunda depolanan yağ hücrelerinin ciddi risk oluşturucak şekilde artması ve sonucunda ölüm oranlarının kaçınılmaz olacağı karakterize bir hastalık. Hareketsiz yaşam fast food tarzı beslenme obeziteyi çağımızın hastalığı haline getirdi.
Sağlık Bakanı vücuttaki yağlanmalara dikkat çekerek tehlikenin sinyallerini verirken, fazla kilolarından kurtulmak isteyen vatandaşlar diyetisyenlere koştu. Birbirinden farklı diyet programları sunan uzmanlar soframızın vazgeçilmezi, temel gıdamız 'ekmek' konusunda kafaları karıştırdı. Bir grup diyetisyen her türlü ekmeğin tüketilmemesini savunurken bir grup diyetisyende her türlü ekmeğin tüketilmesi gerektiğini savunuyor.
Peki şimdi vatandaş ne yapacak sağlıklı yaşam için ekmekten vazmıgeçecek yoksa ekmek yemege devam mı edecek?
Beyin, sinir sistemi ve alyuvarlar normal koşullarda enerji ihtiyaçlarını mutlak surette karbonhidratlardan karşılamak durumunda, karbonhidratlar vücudumuzda yapıtaşı olan glikoza dönüşür ve kan şekerinin esas kaynağını oluşturur o nedenle Dünya Sağlık Örgütü günlük enerjimizin %55-60'ının karbonhidratlardan karşılanması gerektiğini vurguladığını söyleyen Uzman Diyetisyen Turgay Köse şöyle devam etti. İşte bu noktada ekmeğin önemi ön plana çıkmakta. Sofraların temel besini ekmek olmadan bir beslenme şekli sağlıklı diyerek kabul edilemez. Özellikle zayıflama diyetlerinde ekmek, pilav, makarna gibi karbonhidrat kaynaklarının diyetten tamamen soyutlanması gibi yaklaşımlarla sıklıkla karşılaşılmakta. Halbuki zayıflama ile kilo vermek arasında önemli bir fark var. Önemli olan, ağırlık kaybının hangi dokulardan kaynaklı olduğudur. Eğer ki kas ve su kaybı sağlayan bir yöntem uygulanıyorsa onun adı zayıflama değil, kilo kaybıdır. Diyetten ekmeği çıkarmak yerine esmer ekmeği tercih etmek; pilav, makarna, patates gibi nişastalı besinler tüketiliyorsa yanında ekmek yememek gibi bir davranış sergilemek daha sağlıklı olacaktır. dedi.