Yazı başlığını görünce şaşırdığınızın farkındayım ancak yazının detayını okuduğunuzda ne demek istediğimi rahatlıkla anlayacaksınız. Bu Atasözü eski Yunanlıların çok kullandığı bir Atasözü olup anlamı BAŞINIZA GELMEDEN ÖĞRENEMEZSİNİZ dir. Atasözünün bizdeki karşılığı bir musibet bin nasihatten evladır sözüdür. İnsanoğluna ne kadar nasihat yaparsan yap bazı olayları bizzat yaşamadıkça akıllanmaz. Eskiden babam bana bir şey dediğinde ona derdim ki baba haklısın ancak benim de yaşayıp öğrenmem gerekmez mi? Ama her yaşayıp öğrendiğimizin bir bedeli olduğunun ve bazılarının çok pahalıya mal olduğunu belli bir yaşa geldikten sonra öğrendik.
Yüce Rabbimiz Peygamberlere nübüvvet verirken kemalisin dediğimiz yaşın kemale erdiği 40 yaş sınırını koymuş, efendimiz(S.A.V) de nübüvvet 40 yaşında gelmiştir. Eskiden Milletvekili seçilme yaşı da 40 yaşın biraz altında idi ancak daha sonra bu yaş sınırı düşürüldü Kanaatimce çok doğru olmadı. İnsan belli bir tecrübeye sahip olmadan hayata parlamenter olarak atılırsa ilerideki hayatında normal hayata döndüğünde çok sıkıntı çeker. Bu nedenle belli yaşın altındaki insanların tecrübe kazanıncaya kadar bazı hataları yapması doğaldır.
Önceki hafta Ahmet Yeni vekilimizin kızının düğününe gittiğimde sağ olsun bir çok arkadaş yanıma geldi ve görüşme fırsatı bulduk. İl Başkanı Osman Çetinkaya, Çarşamba ilçe Başkanı, İlkadım İlçe Başkanı, Atakum ilçe Başkanı ve bir kaç belediye başkanının bulunduğu ortamda il Başkanı bana ağabey ilçe başkanlarıma dokunma ben onların arkasındayım dediğinde ona dedim ki Başkan iyi güzel söylüyorsun . Bu arkadaşlara sen sahip çıkıyorsun da bu arkadaşlar sana sahip çıkacak mı? diye sordum. Bana çıkacak deyince ona dedim ki bak Başkan bu mecliste olan arkadaşlar da şahit olsun ilçe başkanlarınının arkasında durmana rağmen bu arkadaşların bir kısmı senin arkanda durmayacak, hatta sevgili kayınçom bizzat kendisi aday çıkmak için elinden geleni yapacak yok kendisi kazanamayacağını anlarsa o zaman birisini destekleyecek.
Bu iki alternatif de olmaza bu kez Osman Çetinkaya'nın listesine hatırı sayılır sayıda adam vermektir. Bu dediklerime inanmayan Osman Çetinkaya ağır, ağır dediklerimi yaşamaya başladı bile. Önce Atakum ilçe Başkanı Hüseyin Dereli saf değiştirdi, mevcut İl Başkanına kayıtsız şartsız yanında olacağına dair söz vermiş olmasına rağmen geçtiğimiz hafta saf değiştirdi. Ardından diğer ilçeler de tek tek saf değişmeye başlayacak, İlkadım ilçesindeki kongre siyasetin dönüm noktasını belirleyecek. Şayet İhsan Kurnaz seçimi alırsa mevcut dengeler değişmez, yok Mustafa Numanoğlu alırsa o zaman tüm dengeler değişir. Mustafa Numanoğlu insan olarak çok değerli bir insan ancak onu destekleyenlere gelince orada çok ciddi anlamda sıkıntı var. Siyaseten mevta olmuş ne kadar adam varsa tamamı Mustafa Numanoğlu'nun yanında Adem Güney, sevgili kayınçom, Sandukacı İbraam Efendi, Ali Akyüz, Odasız müşavirimiz ve Ak Partiye ana avrat söven adam Mustafa Numanoğlu'nu destekliyor.
İhsan Kurnaz'a gelince çok hataları olduğu muhakkak, zira partiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bazı çete bozuntularını delege yapmış durumda ancak burada tercih yapılması gerektiğinde ehveni şer olması bakımından İhsan Kurnaz tercih edilebilir. Ben bu konuda taraf olmamayı tercih etmiş olmama rağmen bu kadarlık bir yorumu yapmam gerektiğini düşünmekteyim. Temennim Ak Parti'nin ve şehrimizin geleceği konusunda iyi niyetli olan adayın kazanmasıdır.
Önümüzde süreçte olması muhtemel siyasi gelişmelere gelince Çarşamba, Havza, Canik ve Atakum ilçe başkanları aynı çatı altında toplanıp yeni bir il Başkan adayı çıkarırlar, İlkadım İlçe Başkanlığını Mustafa Numanoğlu kazanırsa oda o ekibe dahil olur ve siyaseten mevta olmuş ne kadar adam varsa yeniden sahneye çıkarlar, yok İlkadım ilçe Başkanlığını ihsan Kurnaz alırsa o zaman bu arkadaşlar Allah rahmet eylesinler. Siyasetle uğraşan arkadaşlar bu yazımı kesip kenara koysunlar zamanı gelince kimin dediği çıkacak hep birlikte göreceğiz. Siyasetter 24 saat çok fazla bir süredir önümüzde çok zaman var ancak bugünkü konjektürün sonucu budur. Halep orada ise arşın burada dileyen inanır, dileyen inanmaz. Kalın sağlıcakla