Bugün üç konuya değinmek istiyorum, ilki son günlerde gündemde olan kredi ve yurtlar kurumuna bağlı bir yurtta kalan öğrencilerin yedikleri yemekle ilgili zehirlendikleri için yaptıkları protestolarla ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Öncelikli olarak şunu söylemek isterimki uzun yıllardan beri kredi ve yurtlar kurumlarının yemekhaneleri siyasetçilerin nemalandıkları kurumlardır. Hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin mutlak surette bu yemekhanelere el atarlar, bazen yanlarında bulunan kişiler üzerinden şirket kurarak yemek ihalelerini alırlar bazen da hiç şirket kurma gereği dahi duymadan ihaleyi alan kişileri çağırıp karın yüzde altmışını hatta yetmişini vermemeleri halinde ihaleyi iptal ettirecekleri söyleyip arka planda en ufak bir emekleri olmadan malı götürürler. Bu konuda geçmişte çok haberler yapmış olsak da olayı resmi olarak belgeleyemediğimizden yapacak bir şey olmadı, ben bunlara haramzede diyorum, ekmeden biçen insanlar bunlar, bunlarda Allah korkusu olmaz, kim olduklarını herkes bilir ama bir şey demez veya diyemez çünkü arkalarında siyasetin içinde olan akrabaları vardır. İhaleyi alan şirketlerin yaptığı yemekleri denetlemekle görevli olan amirleri en ufak bir ceza vermeye kalktığında anında karşılarında siyasetçileri bulurlar o nedenle de kimse sesini çıkarmaz.
Ancak yeni Gençlik ve Spor İl Müdürü üç yemek şirketine ceza vermiş, hatta bazılarının iş akdini de feshetmiş. Öğrencilerin protestosuna gelince yirmi beş yıl yurtculuk yapmış birisi olarak bu işleri çok iyi bilirim, yapılan yemeklerden numune alınır ve en az üç gün bekletilir. Zaten Valilik de soruşturma açmış ama bir şey çıkacağını sanmıyorum. yemeğin numune sonucu da henüz çıkmamış zaten. Peki neden öğrenciler protesto yapıyorlar derseniz, bu yıl Devlet öğrencilerin tamamını alabilmek için ranza sistemine geçti, üç kişilik odalar altı kişiye, dört kişilik odalar sekiz kişiye çıkınca öğrenciler memnun olmadı. Öğrenciler OMÜ’de yeni yapılan yurda geçmek istediklerinden sürekli protestolar yapmaktalar, yukarıdaki altı bin kişilik yurt bittiğinde bu sorun da çözülmüş olacak. Ama yemek sorunu siyasetçiler devrede olduğu sürece çözülemez. Bu konuyu burada kapatıp geçelim ikinci konumuza
Geçtiğimiz ocak ayı ile bu ocak ayı arasındaki piyasadaki enflasyon yüzde iki yüzün üzerinde, TÜİK yüzde altmış beş ilan etse de pek inandırıcı değil, piyasada her şey ortada, isteyen inansın. Devlet işverenin ödediği Asgari ücrete bir yıl içerisinde yüzde üç yüze yakın bir zam yaptı, 2800 liradan 8500 liraya çıkardı, Emekliye ise bir yıl içerisinde yüzde seksenler civarında zam yaptı, emekliler buna isyan etmekteler ve bana göre de haklılar. Asgari ücretliye yılbaşında yüzde elli beş zam verirken emekliye yüzde yirmi beş vermek kabul edilebilir bir oran değildi neyse ki yüzde otuza çıkardı da bir nebze olsun rahatlama oldu. EYT ile kazanılan oylar emekli maaşlarıyla kaybedilmemeli, EYT’lilere bağlanacak maaşlar da ciddi bir düzenleme yapılmalı, iki bin yılı öncesiyle sonrası emekliler arasında intibak yasası çıkarılmalı.
Gelelim üçüncü ve son konumuza bir önceki köşe yazıma bir okurumuz özetle şöyle bir yorum yazmış, Sivas Samsun Demiryolu 2015’ten itibaren yolcu taşımacılığına tadilat nedeniyle ara vermiş, ancak KÖKTAŞ lojistik iki yıldan beri yük taşımacılığı yapmakta, siz dürüst bir gazetecisiniz bunu sorar mısınız diyor. Şunu belirtmek isterim ki ben bundan yedi, sekiz yıl önce manşetten bu konuyu sordum, aldığım cevap KÖKTAŞ lojistiğin oraya kendi vincini kurduğu ve yerin kirasını da DDY ye veya hazineye her neyse Devlete ödediğini dolayısıyla kişiye özel bir durumun olmadığını beyan etmişlerdi. Bugüne gelindiğinde 4 Mayıs 2020 tarihinden itibaren sadece yük nakline açıldığı, 21 Haziran 2020 tarihinden itibaren ise Samsun-Amasya ve Amasya- Havza- Samsun arasında yolcu taşımacılığına açılmış. Samsun- Sivas hattıyla ilgili çalışmaların da devam ettiğini öğrendim.
Burada şunu açık ve net belirtmek isterim ki Kayınçomun yük taşımacılığı yaptığı hat sadece ona değil tüm şirketlere açık bir hat olup, onun dışında başka firmalar da Çimentosundan Bakırına, Kömüründen yemine, unundan arpasına, saç taşımacılığından demir taşımacılığına varıncaya dek TCDD imkanları dahilinde pek çok mamul taşınmakta. Kayınçomun taşıdığı çimento proje taşıması olup, tarifenin %25 üzerinde fiyatla taşımakta. Bu şehrimiz adına gurur verici bir durumdur. Ülkemize ve şehrimize katma değer katan kim olursa olsun takdir eder elimizden gelen desteği veririz. Ülkeye ve şehrimize üç kuruşluk istihdam ve üretim sağlayan, ihracat yapan her kim varsa ona destek olmak hepimizin görevi olduğunu da unutmayalım. Ben Kayınçolarımla on iki yıl mahkemeleştim, bu konuyu manşetlere de taşıdım ama Allah için doğruyu söylemek gerekirse adamlar işlerini yapıyorlar eleştirmenin anlamı yok, tam aksine destek vermek zorundayız. Sanırım matlup hasıl oldu bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla…
ÜÇ KONU
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.