Konuya girmeden yine bir hususa açıklık getirmek istiyorum, bu ara işlerim nedeniyle sürekli ilçelere gitmek zorunda kalıyorum, ilçelere gidince haliyle üst düzey yöneticilerle de görüşmem gerekiyor, görüştüğüm kişiler arasında Belediye Başkanları da olunca Başkanlar beni görünce Hayırdır sen de kamuoyu yoklaması yapıp bizden para istemeye mi geldin diye sorunca hayır ne alaka dedikten sonra konunun ne olduğunu soruyorum. Aldığım cevap ise bazı gazetecilerin ilçelere gidip bir iki kahveyi ziyaret ettikten sonra Belediye Başkanlarına ve adaylara gidip biz sizinle ilgili haber yapacağız ve gazete dağıtacağız ama bunun karşılığında bize ücret ödemeniz gerekiyor diyorlarmış, ücretin ne kadar olduğunu sorunca verilen cevap ise 3500TL olunca Başkanların bir kısmı inanıp parayı veriyor ama bu konuda tecrübeli olanlar oyuna gelmiyorlar. İşin garip tarafı adayların veya Başkanların bir sayfa reklamını yayınlayıp 3500Tl gibi yüklü bir para almaları gerçekten çok ayıp bir şey, düşünebiliyor musunuz 17 ilçeyi 3500 lira ile çarparsanız karşınıza müthiş bir rakam çıkıyor. Biz yaptığımız reklamın normal parasını istediğimizde şantajcı, çete lideri gibi ithamlarla karşılaşıyoruz ancak bu insanlar böyle saçma sapan bir uygulama yapınca kimsenin sesi soluğu çıkmıyor ise buna pes demekten başka ne denir siz takdir edin.
Bu küçük detaydan sonra gelelim asıl konumuza son bir kaç gündür bazı basın yayın organlarının Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili beklenmedik olumsuz haberleri ile ilgili dün yazdığım köşe yazısında tavrımı açıklamıştım, dünkü gazeteleri okuyunca ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım. Bir köşe yazarının geçtiğimiz Pazar günü yazdığı bir makalede ele aldığı hikayeyi allayıp, pullayıp kafalarına göre yorumlayan bazı gazetelerin yaptıkları haberler gerçekten gülünç, ben ne kimsenin Avukatıyım ne de duruşumdan en ufak bir taviz veririm ancak haklıya haklı, haksıza haksız demek durumunda olduğuma göre bu konuda olayın perde arkasını irdelemek mecburiyetindeyim. Hatırlarsanız biz bundan bir kaç yıl önce Vezir Hazretlerinin gözlükçü arkadaşla fener boyunda yürüyüş yaparken kendisini bilmez birisinin duvara yazdığı Ofluları s........m yazısının yanına gözlükçüyü koyup resmini çeken Vezir Hazretleri bunu herkese gösterdiğini bu konuda asıl suçlunun gözlükçü olduğunu yazdığımızda sesi soluğu çıkmayan bu gazeteciler şimdi çıkıp manşetten Oflular büyük tepki gösterdi şeklinde haber yapması insanın aklına ufak atın da civcivler yesin sözünü getiriyor. Kaldı ki bugüne kadar bana yapılan kötülüklerin büyük bir bölümünü hemşerim ve akrabam olan Ofluları yaptığını da unutmamak lazım.
Peki, olayın gerçek yönü nedir derseniz tamamen duygusal olduğu açıkça ortada, dünkü yazımda da söylediğim gibi bu insanları doyurmak mümkün değil, bir yerel TV kanalını satın alan bu arkadaşlar daha önce Belediye ile var olan anlaşma gereği Belediye Kanala her ay yirmi bin lira civarında bir ücret ödemekte imiş, aralarındaki sözleşme bittiğinde bu arkadaşlar sözleşme fiyatını iki katına çıkararak tam kırk lira ücret talep eden bir evrakı Belediyeye göndermişler, Vezir Hazretleri de bu grupla çalışmayacağını söyleyip evraka imza atmayınca olanlar olmuş ve bu haberler çıkmaya başlamış. Dün gruba bağlı gazetenin köşe yazarını okuyunca aklıma ufak atın da civcivler yesin sözü geldi, arkadaş köşesinde öyle sallamış ki aklım durdu. Neymiş efendim grubun Belediyeye kablo satmak diye bir derdi yokmuş, bunu başkaları yiyebilir ama biz yemeyiz. 2007 yılı sonuna dek Büyükşehir Belediyesinin satın aldığı kablo miktarına bir bakın bakalım kimden alınmış. O zamanlar satın almadaki arkadaşlar bizzat bana gelip bu konuyla ilgili ne kadar dert yandıklarını ben biliyorum, satın alınan kabloların rakip firmalara göre çok daha düşük kalitede olmasına rağmen fiyatlarının çok yüksek olduğunu söylüyorlardı.
Bunların hepsini bir yana koyalım bu köşeyi yazan arkadaşa tek bir sualim var cevaplasın gidip onlardan özür dileyeceğim yok cevap veremez ise bir daha bu konuyla ilgili yazı yazıp kendisini zor durumda bırakmasın sorum şu; Arkadaşın yazı yazdığı gazetenin bağlı olduğu grubun patronunun yaptırdığı ve adının verildiği okula tek kuruş para vermiş mi şayet vermiş ise çıksın işte makbuzu desin ben onlardan özür dileyeceğim ve bir daha asla bu konuda yazı yazmayacağım yok ödememiş ise kimse yalandan kahramanlık yapmasın.Gelelim vergi ödeme konusuna hatırlarsanız bir zamanlar bu şehirde en çok vergi verenlerin listesinin başlarında Hasan Uçak vardı şimdi Hasan Uçak nerede ve ne yapıyor hatırlayanınız var mı? Vergi vermek çok güzel bir şey de vergiyi hangi parayla ödediğiniz çok önemli siyasetçi akrabanız vasıtası ile Bankalardan yüklü miktarda kredi alarak vergi ödemiş iseniz bu işin sonuna bakmak lazım yok öz sermayenizle ödemiş iseniz işte o zaman gerçekten sizin dedikleriniz doğrudur. Birileri kalkıp biz basına girerken kamu kurum ve kuruluşlarını hortumlamak için basın organları kurmadık diyor ise önce Anap döneminde eski adı ile SSK hastanesine kaç liralık elektrik malzemesi satılmış, depolarında kullanılmayan ne kadar atıl elektrik malzemesi var ona bakmak lazım ondan sonra konuşmak lazım. Toplum Balık hafızalı değil diyenler önce kendi hafızalarını yoklar iseler daha iyi olacağı kanaatindeyim. Sözlerime son verirken bazı meslektaşlarımızın dediği gibi nefsimizi, eski yaşadıklarımızı ön plana alarak habercilik yapmadığımızı herkesin bilmesi gerektiğini tekrar ederek dün haklıdan yana tavır koyduğumuz gibi bugün de yarın da koymaya devam edeceğimizden kimsenin en ufak bir endişesi olmasın diyor ve sözlerime son veriyorum. Allah'a emanet olunuz.