UĞURSUZ KADIN

Reşit Öztürk

Temel komadadır, yanında karısı, Temel nemli gözlerle konuşmaya başlar: 'İlk işten kovulduğum zaman yanımdaydın. İflas ettuğum gün oradaydun. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda senu gördum. Trafik kazası geçurduğumda hep baş ucumdaydun…'

Karısı takdir edilmenin mutluluğu içinde sessizce dinler. Temel devam eder: 'Şimdi komadayum, yine başucumdasın. Yahu, sen ne uğursuz kadınsın!'

           ***

Temel ikinci sefer evlenmişti. Bir arkadaşı diğerine: -Ula piliy musun, Temel ikinci defa evlendi. –Uiy! Salak midur nedur? –Niye? –Niyesu mar mi daa. Biz bi kaynana ile baş edemiyruk, onin iki kaynanasi oldi daa…

           ***

Temel bir baskül bulmuş ve yol kenarında insanları tartıyormuş. Tartısı 50 kuruş. Bir adam tartılmış, 1 lira vermiş. Temel ceplerini ters çevirmiş 50 kuruş yok, çaresiz: 'Emice, bozuk para yok, bir daha tartıl da fit olalım, hakkın geçmesin!' demiş.

           ***

Büyük bir inşaat şirketinin sahibi olan Temel, genel bir kontrolden geçmek için doktora gitmiş, bütün tahlilleri çıkınca durumunu öğrenmek istemiş. Doktor tahlilleri incelemiş ve: -Karnında su toplanıyor, adalelerin kireçlenmiş, böbreklerinde kum var, kanındaki demir miktarı çok yüksek, deyince Temel heyecanla bağırmış: -Şuna tesene beton cibiyumdur daa!...

          ***

Temel bir otele gelir ve bir oda ister. Görevli, boş oda olmadığını söyler, ancak bir zencinin kaldığı boş odada yer olduğunu belirtir. Temel kabul eder ve zencinin kaldığı odaya yerleşir. Görevliye de kendisini saat 7'de kaldırmasını söyler.

 Zenci çok şakacı birisidir. Gece Temel'e şaka olsun diye, Temel'in yüzünü siyaha boyar. Saat 7'ye gelince görevli Temel'i uyandırır. Temel lavaboda aynaya bakınca: -Ula, beni uyandıracağına zenciyi uyandırmış, der.

          ***

 Temel üniversite sınavına girmiş. Her soru için yazı-tura atarak cevapları işaretlemiş. İki saat sonra diğer öğrencilerin çoğu, sınav kâğıtlarını verip sınavı bitirmişler. Temel'in hala yazı-tura attığını gören Hoca sormuş: -Hepsine yazı-tura atıyorsun, hala bitmedi mi? Temel: -Hocam bir saat önce bitirdim, ama cevaplarımı kontrol edeyrum.

           ***

 Temel Ankara'dan İstanbul'a trenle gelmiş. Temel'i tren tutmuş, sapsarı olmuş ve bitap bir haldeymiş. Sormuşlar: -Ne oldu sana? –Trende ters oturdum, beni tren tutayi, demiş. –Karşında oturandan rica etseydun. –Aklıma celdi, celdi ama karşımda kimse yokti!...

           ***

Cemal ile Temel bir gün sohbet ediyorlarmış. Cemal, Temel'e sormuş: -Söyle bakalım Temel, sence insanlar mı daha akıllı yoksa hayvanlar mı? Temel: -Elbette ki hayvanlar daha akıllı, demiş. –Peki neden? –Bizim karabaş, benim ne söylediğimi anlayi ama pen onun söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum daa…

           ***

 Balıkçı Temel'e, bir müşteri hamsinin fiyatını sormuş. -5 lira. –Karşıdaki balıkçıda 4 lira. –Sen de git oradan al hemşerum. –Orada kalmamış. –Pende de kalmasa, ben 2 liraya satarum.

          ***

 Hayatın bunca karmaşası içinde, bu güzel fıkraları siz sevgili okurlarım için hazırladım. Yorumlarınızı gazetemizin web sitesine, facebook ve twiter adreslerimize yazabilirsiniz. Marifet iltifata tabidir, iltifat görmeyen mekan zayidir. Kalın sağlıcakla. 

         

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.