23 Mart 625 tarihinde cumartesi günü gerçekleşmiştir Uhud savaşı. 70 şehit vermiştir Müslümanlar. Peygamberimizin amcası ve süt kardeşi, 39.müsmüman olan Hz. Hamza bu şehitlerin içindedir. Bedir savaşında basası ve kardeşleri Müslümanlar tarafından öldürülen Ebu Sufyan'ın hanımı Hind, Hz. Hamza'nın şehit bedenini kin, nefret ve intikam hissiyle parça parça etmiş, organlarını gerdanlık yaparak, Müslümanlara kendince ders vermiştir. Yezid'in baba annesi, Muaviye'nin annesi olan Hind, Hz. Hamza'yı şehit eden kölesi Vahşi'yi de azlederek, ödüllendirmiştir.
Hicretten üç yıl sonra yapılan Uhud savaşı, Müslümanların ikinci büyük ve önemli savaşıdır. Bedir'de 1000 kişilik müşrik ordusuna karşı 300 kişilik ordu ile savaşan Peygamberimiz 14 şehit vermiş ama savaşı kazanmıştır. Melekleri savaşa yardım için gönderdiği bilgisini veren Yüce Allah, imanlı bir müslümanın 20 müşrikten daha etkili olacağını da bildirmiştir. Uhud'da yenilen müşriklerin intikam duygusu daha da artmış, kin ve nefretlerinin etkisiyle yeniden toparlanıp, 3000 kişilik bir ordu ile bir yıl sonra Medineyi istilâ etmek, Müslümanları yok etmek amacıyla yola çıkmışlardır. Bunun haberini alan Peygamberimiz de 1000 kişilik bir ordu ile Uhud dağı eteklerinde mevzi almak üzere yola çıktığında, 300 kişilik münafık grubu ordudan ayrılmıştır.
23 Mart 625 tarihinde cumartesi günü, 700 kişilik Müslüman ordu 3000 kişilik müşrik ordusuyla Uhud'da göğüs göğüse çarpışmış, ilk saatlerde Müslümanlar galip gelmiş, ilerleyen saatlerde şehit vermişler, günün sonunda da galibiyeti sağlamışlar ama 70 şehit vermişlerdir. Ayneyn tepesine yerleştirilen 50 okçunun, Peygamberimizin talimatlarına uymayıp, gafletle tepeyi terk etmeleri savaşca müslümanları zor duruma sokmuştur. Çok şiddetli sahnelerin yaşandığı savaşta, çok duygulu kareler de gerçekleşmiştir. Müslümanların, Peygamberimizi korumak için etrafında et'ten duvar örmeleri İslamın ruhunu anlatmak bakımından önem arz etmiştir.
Mus'ab b.Umeyr, Abdullah b. Cahş, Hanzale b. Amir, Hz. Hamza gibi sahabelerin şehadeti, Uhud'u unutulmaz kılmıştır. Savaş sonrasında, "Allah yolunda ölenlere ölüler demeyiniz, onlar yaşıyorlar ama siz onları göremezseniz" ayetiyle yüce Allah, şehit yakınlarını iltifatla bilgilendirmiştir. Peygamberimiz de, şahitlerin göklerde, Allah'ın özel ihsanıyla rızıklandırıldıkları bilgisini vermiştir. İkişer kişi olarak defnedilen uhud şehitleri Uhud dağında Peygamberimiz tarafından her hafta ziyaret edilmiştir. Peygamberimiz; "Uhud bizi sever biz Uhud'u severiz" buyurarak; insanlık devam ettikçe, dikkatleri Uhud şehitlerine yönlerdirmiştir. Her bir Uhud şehidinin ve savaşa katılan her bir sahabenin yaşadığı ve şahit olduğu duygusal sahneler kıyamet kadar müslümanlara ışık tutup, yön göstermeye yetecektir.
Peygamberimizin dudağının yarıldığı, dişinin kırıldığı Uhud savaşı, müslümanlar için çok önemli mesajları da ihtiva etmektedir. Peygambere itaatsizliğin ve bir anlık gaflettin ne gibi sonuçlar doğuracağının görülmesi bakımından Uhud çok önem arz etmektedir. Hacca ve umreye giden her Müslüman, Uhud şehitlerini ziyâret etmektedir. Bu ziyaretleri tarihsel bir olayı hatırlamaktan öteye, derinliğini ve mesajını hissetmeye yönelik yapmak, Uhud'u anlamak bakımından gereklidir.
Söz konusu savaşın sene-i devriyesinde, Uhud'da şehit olan başta Hz. Hamza olmak üzere tüm sahabeyi selamlıyor, mahşerde ve ahirette birlikte olmayı Allah'tan niyaz ediyorum.