Medine, İslam medeniyetinin merkezi olan bir şehir. İsmi gibi kendi özelinde medeni bir yaşam inşa edilmiş Medine'de.
Daha önce adı Yesrip olan bu şehir, çok yerinde bir değerlendirme ile Medeniyet şehri adını almıştır.
Medine'yi, medeniyet yapan Peygamberi yaşamın merkezi olmasıdır.
Hac ve umre ibadeti için Suudi Arabistan'a gidenler Medine'ye mutlaka uğrar, Peygamberimizi ziyaret ederler.
Mescid-i Nebevi'de namaz kılmak, Ravza-i Mutahhara'da tefekkür etmek, Resûlullahı selamlamak ve Cennetül Baki mezarlığını ziyaret etmek Medineye gidenler yaptığı eylemler ve ibadetlerdir.
"Uhut Şehitliği"ni ziyaret, Medine şehrinin başka bir vazgeçilmezidir. Şehitlik ziyareti, orada şehit olanların selamlanması ce olayın tarihi cephesinin hatırlanmasıdır.
70 tane sahabenin şehit olduğu Uhut savaşı, İslam tarihinin önemli karelerinden biridir. Bu savaşta, Peygamberimizin amcası ve aynı zamanda süt kardeşi olan Hz. Hamza da şehit olmuştur. Abdullah b. Cahş, Mus'ab b. Ümeyr, Hz. Hanzale ve bir çok sahabe şehit olmuştur.
Hz. Hamza'yı şehit eden, Ebû Sufyan'ın hanımı Hind'in kölesi olan Vahşi, yaptığı bu eylemle Peygamberimizin nefretine muhatap olmuş, müslüman olduktan sonra bile Peygamberimize görünmemiştir.
Hz. Hamzanın şehit olmasından sonra, vücudu üzerinde Hind'in yaptığı operasyon bugün dahi nefretleri üzerine çekmektedir.
70 tane şehidin, yakınlarına şahadet bilgisi Kur'an ayetleri ile Allah tarafından verilmiştir. "Onlara ölüler demeyiniz" açıklamasıyla, şehitlerin yaşadığını yüce Allah yakınlarına bildirmiştir.
Şehitlerin bir kısmının gözlerinin çıkartılması, kulaklarının kesilmesi, vücutlarının lime lime edilmesi manzarası bu gün bile Uhut ziyaret edildiğinde gözyaşlarına neden olan tablolardandır.
Uhud Şehitliğine Peygamberimiz sık sık gider, şehitleri ziyaret edip, onlarla selamlaşırlardı. Bu Sünnetin gereği olarak hac ve umre için kutsal topraklara gidenler, Medineye uğrayıp Peygamberimizi selamlar, Cennetül Baki ve Uhud Şehitliğini ziyaret ederler.
Biz de bu ziyaretleri yaptık, Uhud’da duygulu anlar yaşadık. Hz. Hamza efendimizin ve diğer şehit sahabelerin şehadet sahnelerini canlı olarak yaşadık. Yaşadıkça, duygulandık ve göz yaşı döküp, ağladık. Dua ve selamlarımızla Uhud’da veda ettik.