Ülkemiz çok sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Bir taraftan Suriye sınırları içerisinde ülkemizi tehlikeden korumak için yürütülen askeri mücadele, bir taraftan PKK terör örgütünün sıfırlanması için ülke içinde yapılan mücadele, bir taraftan Feto soruşturmalarıyla ilgili yürütülen çalışmalar ülkemizin gündemini oluşturuyor. İç ve dış düşmanlar ülkemizin nimetlerinden istifade edememenin sıkıntısını çekiyor. Bunun da ülkeyi yöneten başta sayın Cumhurbaşkanımızın bizatihi kendisi olmak üzere, sahip olduğu misyonun temsilcisi olan meşru hükümetten kaynaklandığını düşünüyor ve biliyorlar. Bunun için de öncelikle sayın Cumhurbaşkanını etkisiz hale getirmek, hükümeti istenilen şekilde işlem yapmaya zorlamak ve böylece de geçmişten gelen geleneksel dış müdahale merkezli bir yönetim oluşturarak, ülke nimetlerini kendi hesapları için kullanmak. Kolaydan servete sahip olma alışkanlığının bitmesi, bu alışkanlığa sahip olanları çıldırtıyor. Ayrıca, ülkenin kendi ayakları üzerinde durup, yürümesi, bir çok yeni yatırımlar yaparak dünyada gündem oluşturması, dünya egemenlerine selam çakma yerine ders vermesi elbette ki moralleri bozuyor, gelecek kaygısı oluşturuyor. Bu nedenle de, ülkemizin huzurunu bozmak için her birisi, tek yumruk olmuş vaziyette ve farklı metotlarla, farklı açılardan ülkemizi hedef alan saldırılar içine giriyor.
Ülkemiz üzerinde hesapları olan iç ve dış güçler, en son, hep birlikte Feto örgütünü kullanarak 15 Temmuz İşgal girişiminde bulundular. Zannettiler ki, bu girişim için, içeriden önemli derecede destek bulacaklar. Sandılar ki, sayın Cumhurbaşkanına karşı olanlar darbenin yanında yer alacaklar. Sandılar ki bin yıldan beri barış içinde yaşamayı becermiş Kürt- Türk bir birine girerek ayaklanacak. Ama hiç birisi olmadı, aksine herkes ülke ve vatan avunması için canlarını tankların önüne atacak cesareti ve fedakarlığı gösterdi.
Ülkemizde son günlerde önemli derecede bir milli mücadele yürütülmektedir. Bu mücadelenin karşısında yer alanlar olmakla birlikte, halkımızın neredeyse bütün katmanları bu mücadelenin yanında durmaktadır. Suriye’de oluşturulan yeni politika ve gereği olan Suriye sınırları içerisinde Suriye’nin toprak bütünlüğünü amaçlayan askeri mücadele, Güneydoğunun PKK’dan temizlenmesine yönelik yoğun askeri harekat, Feto’nun devlet kademelerinden arındırılması için başlatılan sürecin; milletimiz tarafından desteklendiğini her platformda görmekteyiz. Zor ama ciddi bir şekilde yürütülen bu üç ayrı mücadelenin de başarıyla yürütüldüğüne şahit olmaktayız.
İngiliz ajanlarının Güneydoğu’da Aşiretlere para dağıttığı haberleri üzerine, 181 aşiret temsilcisi Van’da bir araya gelerek, ülkenin birliğine ve vatanın bütünlüğüne sadakati dile getirip, meşru hükümetin ve devletin yanında olduklarını ilah ettiler. Ankara’da iki hain terörist alınan doğru istihbarat sonucu etkisiz hale getirildi, İstanbul’da motosiklet kullanılarak yapılan eylem her ne kadar yaralanmalara neden olduysa da eylemcilerin istedikleri sonuç oluşmadı. Bu ve benzeri başarılı sonuçlar; milletimizin, hükümet ve devlet yanında yer aldıklarını göstermeleri nedeniyledir. Belki biraz zaman alacak ama eğer bu mücadele kararlılıkla devam ettirilse -ki öyle görülmektedir- bir iki yıl sonra ülkemiz dünyanın gıpta ile baktığı, sermayenin aktığı, turizmin tavan yaptığı bir ülke haline gelecektir. Ülkemiz; pürüzlerden, engellerden, defolardan, fetolardan ve hainlerden temizleniyor. Gelecek günler güzel olacak, evlat ve torunlarımız güzel bir ülke teslim alacaktır.