Çalışmalar bitmeyince,
Düdük henüz çalmayınca,
Can bedenden çıkmayınca
Ümitler bitmez.
***
Toprak dövüldüğü müddetçe,
Sular çağladığı müddetçe,
Güneş parladığı müddetçe
Ümitler bitmez.
***
Başarı istendiği müddetçe,
İstekler desteklendiği müddetçe,
Köstekçilerle mücadele bitmediği müddetçe
Ümitler bitmez.
***
Doktorlar yaşadıkça sağlıktan,
Rüzgâr estikçe serinlikten,
Güneş doğdukça bereketten
Ümit kesilmez.
***
Paylaşıldıkça artmaktan,
Anlaşıldıkça uzlaşmaktan,
Bekleşildikçe vuslattan
Ümit kesilmez.
***
Sevdikçe sevilmekten,
Övdükçe övülmekten,
Andıkça anılmaktan
Ümit kesilmez.
***
Düz olursan doğru gitmekten,
Asil doğmuşsan asil ölmekten,
Pantolonu ıslatmışsan balık tutmaktan
Ümit kesilmez.
***
Umut azaldıkça sevginin çoğalmasından,
Vakit azaldıkça kuvvetin artmasından,
Çiyler damladıkça goncanın gül olmasından
Ümit kesilmez.
***
Korkuyla ümit arasında olmaktan,
Dünyayla ahireti dengeli götürmekten,
Bir alsak da bin vermekten
Yorulmadık, yorulmadık.
***
Eğer bir yerde bir çalışma, bir hareketlilik varsa orada bir ümit var demektir. İnsanın hayatının bitmesinden kötüsü, yaşarken ümitlerini bitirmesidir. Dik duran bir beden, gülen bir yüz, yol kateden ayaklar ve işleyen eller varsa orada bolluk, üretim ve hareket vardır. Ümit vardır.
Soluk alıp verdiğimiz, kendimizi tırnaklarımızla kaşıyabildiğimiz ve kendi yağımızla kavrulduğumuz müddetçe hayata dair ümitlerimizin ocağına incir dikmemiş olacağız. Ümitlerimiz bitmemiş olacak.
Gözlerden fer gitmeyince, dizden derman gitmeyince, ruh bedenden uçmayınca ümitler bitmez.