Bugün şehrimizde yaşanan çok önemli bir sorundan bahsetmek istiyorum. Bu sorun yaklaşık 4,5 yıldan beri devem etmekte. Zaman zaman siyasetçiler, zaman zaman biz gazeteciler ve üreticilerin her türlü desteği vermiş olmamıza rağmen işletme sahibinin hataları ve sadece kendisini düşünmesinden ötürü çözüm bulunamamış KÖYTÜR sorununu ele almak istiyorum. Bu yazımı Tarım Bakanlığı yetkilileri, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Et Balık Kurumu Yetkilileri ve Samsun’un Milletvekilleri ile Valisinden Belediye Başkanına varıncaya dek herkesin dikkatlice okumasını rica ediyorum. Neden bu olayın üzerinde bu kadar durduğuma gelince öncelikli olarak olayın bizatihi içerisinde olan ve üretim yapan bir üretici olmam hasebiyle olayı çok iyi bildiğimden yetkililerin olayın iç yüzünü benden de dinlemelerini istiyorum. Bu olay bu şehrin kanayan yarasıdır. Yaklaşık 800 kişinin ekmek yediği bir işletmenin kötü yönetilmesi nedeniyle insanların perişan olduğu bir olaydır. O nedenle bunu benim şahsi işim olarak değil 800 kişinin sorunu olarak görmek lazım. KÖYTÜR’de çalışan 600 civarında personel de sesini çıkaramıyor ama onların da çok sıkıntılı olduklarını biliyorum. Bir de irili ufaklı 100 civarında kümesin olduğunu hesaba katarsak 800 kişi bu konuda rahatsız. Ailelerini de hesaba katacak olursak 3-4 bin kişiyi bulur.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ben çiftliklerimi ilk açtığımda Aytaç firmasını Samsun’a getirip ona üretim yapmıştım. Ancak 2015 yılındaki Tavuk sektöründe olan sıkıntılar nedeniyle Aytaç firması kapatınca biz de mecburen KÖYTÜR’e döndük. Biz KÖYTÜR’e ilk döndüğümüzde KÖYTÜR üreticileri yaşadıkları sorunlar nedeniyle boykota gidip üretim yapmama kararı almışlardı. Ancak onlar KÖYTÜR’ün iflasını isteyince biz onlarla beraber olmayıp KÖYTÜR’e destek verdik. Aradan geçen 4,5 yıllık süreçte yaşananları özetleyecek olur isek KÖYTÜR her fırsatı kendi lehine değerlendirdi, üreticiyi ezdikçe ezdi. Bankalara borcu olan üreticiler, bir yandan bankalarla uğraşırken diğer yandan da KÖYTÜR’ün kıskacında üretim yapmak zorunda kaldılar. KÖYTÜR’e Milletvekilleri de destek olmak için ellerinden geleni yaptılar ama Sinan Çakır’ı tanıyan siyasetçiler ona destek olmaktan vazgeçtiler. Birkaç Milletvekili ile yaptığım görüşmede bizatihi bana Sinan Çakır’ın sadece kendisini düşündüğünü, üretici diye bir derdi olmadığını, o nedenle de ona kimsenin destek olmayacağını söylediler ki bana göre de haklılar.
Sinan Çakır Borsa Başkanı olması hasebi ile TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile olan yakınlığını da bu minvalde çok kullandı. Tüm protokollere gitti, her gittiği yerde ‘KÖYTÜR lehine ne yapılabilir’ çalışmalarını yaptı ama üretici lehine en ufak bir şey yapmadı. İşin başında biz de elimizden gelen desteği verdik ama adam öyle enteresan bir adam ki aklınız şaşar. Geçen yıldan bu yana kömüründen elektriğine, altlığından asgari ücretine %100 yakın zam gelmiş olmasına rağmen adam üreticiye bir kuruş zam yapmadı. Bugün marketlerde 17-20 liraya satılan tavuk etini tüm masrafları üreticiye ait olmak üzere 2.68 kuruşa almakta. Kesimhanedeki işlemlerin ardından ona maliyeti dört lira civarında olan tavuğu asgari 9-10 liraya satmasına rağmen üreticiye bir lira zam yapmadığı gibi üreticinin dönem maliyeti olan 30-40 bin lirayı dahi zamanında ödemeyip üreticiyi adeta perişan etmekte.
Tarım Bakanlığı üreticiler lehine geçtiğimiz yıl bir yönetmenlik yayınladı ve bu yönetmelikte üreticiye bazı hakları tanıdı. Örneğin civcivin ilacına ödenen parayı sahibi olan KÖYTÜR gibi işletmelerin ödeyeceğini hüküm altına aldı. Yolda ölen civcivlerin aynı şekilde üreticiden değil kesimhaneden düşüleceğini hüküm altına aldı. Kümeslerden giden civcivleri üreticinin de tarttırabileceğini, hatta kesimhanede takip edeceğini hüküm altına almış olmasına rağmen Sinan Çakır bunların hiçbirisini uygulamamakta. Bu noktada henüz yeni yaşadığım bir konuyu paylaşmak istiyorum sizinle. Geçtiğimiz hafta iki kümesimiz kesildi. İlk kümesimizdeki hayvan 2330 gram gelirken ondan bir gün sonra giden ve çok daha bakımlı olan kümesimizde 2280 gram gelmesi akılla izahı olmayan bir durum. Üretici bunları takip edemiyor. Etmeye kalksa izin verilmiyor, sizin anlayacağınız üretici perişan.
Bu olay öyle bir noktaya geldi ki dokuz tane kümes bankalara düştü, üretim yapamıyorlar. Bir o kadar da bankalara düşmek üzere olan kümes var. Kümes dediğimiz işletmelerin bugünkü maliyeti 4-5 milyon lira civarında yazık günah değil mi? KÖYTÜR’le ilgili Valisinden Kayyumuna, Mahkemesinden Tarım Bakanlığı yetkililerine kadar yapılması gereken tek şey üreticileri toplayıp bir dinlemeleri ve acilen bir çözüm bulmalarıdır. KÖYTÜR bir yandan kayyumda diğer yandan Gıda OSB’de yem fabrikası yapıyor. Şayet parası varsa üreticinin parasını neden ödemiyor anlamış değilim. KÖYTÜR’ün yaptığı bu uygulamaların üreticinin canına tak ettiğini bu toplumda yaşayan herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğümden bu konuyu ele alma gereği duydum. Umarım bu soruna yetkililer eğilir de çare bulurlar. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.