Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, dönemsel artışlardan ziyade tarım arazilerinin ve tarım nüfusunun artırılmasını da kapsayan topyekun bir tarım politikasıyla üretimin desteklenmesi gerektiğini belirtti
Türkiye çeltik üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini karşılayan Edirne’de Eylül ayının ikinci yarısından itibaren çeltik hasadına başlandı. Ekim alanlarının ve bu yıl hava koşullarının olumlu geçmesinin etkisiyle üretimde geçen yıla oranla yüzde 10’luk bir artış bekleniyor.
Tohum ekimlerinin Mayıs- Haziran aylarında yapıldığını ve bu süre içerisinde hava şartlarında da mahsulü etkileyecek bir olumsuzluk yaşanmadığını belirten Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan 2014 yılında 830 bin ton olan çeltik üretiminin bu yıl yaklaşık yüzde 10 oranında artarak 920 bin ton civarında olacağını öngördüklerini ifade etti.
Aile ziraatı desteklenmeli
İklim koşullarının elverişli seyretmesinden ötürü bu yıl hububat üretiminde artış yaşandığını ancak bunun uzun vadeli üretim için bir kriter olmadığını dikkat çeken Mehmet Erdoğan şöyle konuştu:
“2014 yılında19 milyon ton olan buğday üretiminde bu yıl yüzde 18’lik, 6,3 milyon ton olan arpa üretiminde yüzde 27’lik, 5.95 milyon ton olan mısır üretiminde yüzde 6’lık bir artış bekleniyor ancak iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri Türkiye. Dünya nüfusunun arttığı, tarımsal arzın azaldığı, gıda krizi yaşanabileceği endişesinin olduğu bir ortamda uzun vadeli, kapsamlı gıda politikalarına ihtiyaç var. Bu anlamda üreticiye verilen teşviklerin artırılması ve girdi maliyetlerinin düşürülmesi en hızlı reaksiyon alınacak alanlar ancak bunlar tek başına yeterli değil. Kendi kaynaklarımızı maksimize edecek önlemler alınmalı. Teşvikleri ürün desteklerini doğru yönlendirerek, ürün ve bölge bazlı vermek gerekiyor. Global ısınma nedeniyle Türkiye’nin uğrayacağı iklim değişikliklerini göz önüne alarak bir ürün deseni belirlenmeli. Kentleşme ve sanayileşmeyle birlikte kırsaldaki nüfusu yerinde tutmak zorlaştı. Eğitimli, nitelikli iş gücüne sahip kesim tarımla uğraşmak istemiyor. Ancak aile ziraatı yeterli gelir seviyesinde olursa bu insanları yeniden tarıma yönlendirebiliriz.”
Kur artışı fiyatları etkiledi
Döviz kurunda yaşanan artışın pek çok sektörü etkilediği gibi bakliyat fiyatlarına da yansıdığını kaydeden Mehmet Erdoğan şu açıklamalarda bulundu:
“Türkiye’nin elektrik, mazot, tohum, gübre, yem gibi üretim girdilerinin büyük bir bölümü yabancı kaynaklı, dolayısıyla dövizdeki hareket girdi maliyetlerini arttırıyor. Üretim maliyetleri arttığı için üretici de zorlanıyor. Kurdaki hızlı artış bakliyat ürünlerine zam olarak yansıyacaktır ki bunun ilk örneklerini görmeye başladık. Kırmızı ve yeşil mercimek, fasulye, nohut, barbunya gibi ürünlerin fiyatları yüzde 20-25 oranında yükseldi. Bu ortamda pirinçte fiyat artışının yaşanması da kaçınılmaz.”
İthalatçı konuma geldik
1990’lı yıllarda bakliyatta ihracatçı konumdayken bugün yüzde 100 ithalatçı konuma geldiğimizi söyleyen Mehmet Erdoğan, “90’lı yılarda bakliyatta 2 milyon ton üzerinde bir üretimle ihracatçı konumdayken 2015’e geldiğimizde nüfus artışı, tüketim artışı vb nedenler ve üretimin azalmasıyla ithalatçı konumuna geldik. 1 milyon ton civarında bakliyat üretimimiz var ancak tüketim bunun çok üzerinde. Türkiye’de 500 bin ton olan pirinç üretimine karşın tüketim 750 bin ton civarında. Bu yıl da pirinç tüketiminin yaklaşık yüzde 30’unu ithal pirinçlerden karşılamak gerekecektir” diye konuştu.