ÜSTÜ AÇI UYUMAK

Sami Kesmen

“Üstü açık uyuyanın üzerine kar yağar” atasözü, zahirde basit bir uyarı gibi görünse de mecaz yönüyle değerlendirildiğinde önemli bir hayat düsturu, sorumluluk ilkesi ve duyarlılık çağrısı haline gelir. Bu atasözü, tedbirsizliğin, ilgisizliğin ve ihmalkârlığın doğuracağı doğal sonucu anlatır ve “Korunmayan zarar görür. Önlem almayan, başına gelenle yetinmek zorunda kalır. Tehlike gelmeden uyanmak gerekir, yoksa iş işten geçer” gibi anlamlara gelir.

"Üstü açık uyumak", gafleti, rehaveti, kendini emniyette sanmayı temsil eder. "Kar yağması", hayatın acımasız darbelerini, felaketleri veya cezaları simgeler. Gaflette ve rehavette olmanın kaçınılmaz sonucu felakettir. İslâm dini, sorumluluğu, uyanıklığı ve tedbiri esas alır. Allah, kullarını sürekli uyarır, ikaz eder, gaflette olanları ise ibretle anlatır.

“Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O çok aldatıcı şeytan da sizi Allah ile kandırmasın.”
(Lokman, 33) “Onlar ki Allah’ı unuttular, Allah da onlara kendilerini unutturdu.” (Haşr, 19) İnsan, Allah’ı unutur, hayatın anlamına sırt çevirir, sorumluluklarını ihmal ederse; iç dünyası donar, ahlakı çöker, musibetler yağar. İşte “kar yağması” tam da bu manevi çöküşü simgeler.

Tedbirli olmak ve sorumluluk bilincini güçlendirmek gerekir. “Ey iman edenler! Kendi nefislerinizi ve ailenizi ateşten koruyun...” (Tahrîm, 6) Bu ayet, üstünü ört diyor. Çünkü ateş, kar, bela, fitne gelir. Sen uyanık ol, önlem al, bilinçli davran. Eğer üstü açık uyursan, muhtemel olumsuzluklarla karşılaşırsın. Rehavette olursan, tedbirsiz davranırsan; mutlaka bedellini ödersin.

Uyuyan insan, farkında değildir. Üstü açıktır. Gafletteki insan da aynıdır. Sorumluluklarını hatırlamaz. Toplumsal kötülüklere ses çıkarmaz. İyiliği emretmeyi terk eder. Zayıfı, mazlumu unutur. Sonra bir gün, “kar yağar”; felaket gelir, huzur gider, pişmanlık başlar.

Bir millet, değerlerini, inancını, kimliğini kaybederse… Yöneticiler adaleti terk eder, halk ahlaki yozlaşmaya uğrarsa… Zenginler infak etmez, ilim adamları susarsa… İşte o zaman kar yağar. Kıtlık olur, savaş çıkar, ahlak bozulur, sosyal çözülme başlar. Her kademedeki insan için bu uyarılar geçerlidir. İlmîyle halkı uyaracakken, gaflet içinde dünya sevgisiyle hareket edenlerin de üstüne kar yağar. Onlar Bel'am gibi sonla karşılaşırlar.

Ashabı Sebt ehli Allahın koyduğu kuralı çiğneyip, sınırları açtılar. Üstü açık uyumaktan daha ileri gittiler. Gafleti aşarak, rehaveti geçerek, Allah’ın emrine karşı hile yapmaya kalktılar, bunun da hiç bir sonucunun olmayacağını düşündüler Allah'ın sınırlarını hiçe sayanların üzerine kar değil, azap yağar. Onlar da belâ ve müsibetle karşılaştılar.

Uhud savaşında Peygamberi uyarıya rağmen okçular tepesini terk eden okçu grup nedeniyle Uhud savaşının seyri değişmiş, bugün bile Müslümanları acıtan sonuçlar ortaya çıkmıştır. Tedbiri terk etmenin, Peygamber'in (s.a.v.) emrine uymamanın sonucu olarak, zaferden hezimete düşülmüştür…

Müslüman kendini koruyacak, bilinçlenecek, ahlâklı olacaktır. Uyanık olacak, gaflete düşmeyecek, her zaman teyakkuz halinde ve tedbirli bulunacaktır. Tedbir almak tevekküle ters değildir, imanın gereğidir. Kendisini, ailesini ve toplumunu korumak her Müslüman’ın görevidir. “Üstü açık uyuyanın üzerine kar yağar” sözü, sadece bireysel değil, toplumsal bir uyarıdır. İhmal eden helak olur. Uyanık kalan kurtulur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.