UYGUN VE UYUMLU OLMAK…

Sami Kesmen

"Müslüman uyumludur ama herkese uygun değildir" görüşü, İslam'ın temel ilkeleri ve Müslüman kimliğiyle yakından ilişkili bir değerlendirmedir. Bu değerlendirme; Müslümanın toplum içindeki konumunu, insanlarla olan ilişkilerinde sergilediği ahlaki duruşunu ve yaşam ilkelerini özetler. İslam, müminlerin insanlarla iyi geçinmesini, hoşgörülü ve nazik olmalarını öğütlerken, aynı zamanda Müslümanların belirli bir ahlaki çizgiyi korumalarını ve her türlü ortam ve davranışa uyum sağlamamaları gerektiğini ifade eder.

Kur'an-ı Kerim ve hadislerde, Müslümanların çevrelerindeki insanlarla iyi geçinmeleri, hoşgörülü olmaları ve merhamet göstermeleri teşvik edilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Mümin, insanların kendisine güven duyduğu kimsedir” buyurmuştur. Bu durum, Müslümanın toplum içindeki uyumluluğunu ve diğer insanlara karşı olan anlayışlı ve saygılı tutumunu ortaya koyar. İslam, hoşgörüyü ve affetmeyi önerir. Allah (c.c), Kur’an’da şöyle buyurur: “Onlar, öfkelendikleri zaman bile bağışlarlar” (Şûrâ, 42/37). Bu ayet, Müslümanların, çevrelerindeki insanlarla uyum içinde olmayı ve her türlü şartta sabır göstermeyi esas aldığını ifade eder.

Peygamber Efendimiz (s.a.v), en zorlu anlarda bile hoşgörülü olmuş, düşmanlarına dahi iyilikle yaklaşmıştır. Onun Medine döneminde farklı din mensuplarıyla kurduğu ilişkiler, Müslümanın uyumlu yapısını gösterir. Bu, İslam'ın diğer inanç ve düşünce sahiplerine karşı saygılı ve hoşgörülü olunmasını öğütleyen yapısına işaret eder. Müslüman bir bireyin uyumlu olması, her türlü ortama veya davranışa uyum sağlaması anlamına gelmez. İslam’da belirli sınırlar ve ahlaki ilkeler vardır. Bir Müslüman, İslam’ın emirlerine uygun olmayan, haram kabul edilen ortamlarda bulunmaktan kaçınır ve inancını koruma konusunda titiz davranır.

Allah, “Onlar, insanların kınamasından korkmazlar” (Mâide, 5/54) buyurur. Bu ayet, Müslümanların dini prensiplerinden taviz vermemeleri gerektiğini vurgular. Dolayısıyla, Müslüman bir birey, uyum sağlamak adına İslam'ın emir ve yasaklarını ihlal etmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kişi, sevdiğiyle beraberdir.” Bu hadis, Müslümanın arkadaş seçiminde dikkatli olmasını öğütler. Müslüman, ahlaki değerleri zedeleyecek ortamlardan ve davranışlardan uzak durur, bu da onun herkese uygun olmadığını gösterir.

İslam, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma sorumluluğunu Müslümanlara yüklemiştir. Müslümanlar, çevrelerinde yanlış davranışlar gördüklerinde uyum sağlamak yerine, bu davranışlara müdahale etmekle yükümlüdürler. Bu da Müslümanın herkese uygun olmayan, belirli ahlaki sorumlulukları olduğuna işaret eder. Müslüman, güzel ahlakı ve merhametiyle tanınır, bu da onu uyumlu bir birey yapar. Ancak, İslam’ın sınırlarına uymayan bir ortama veya davranışa uyum sağlamaz, hatta gerektiğinde karşı çıkar. Kur’an’da Allah (c.c), “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun” (Tevbe, 9/119) buyurur. Bu ayet, Müslümanın doğruluktan taviz vermeyen bir kimlik taşıması gerektiğini ifade eder. Bu dengenin korunması, Müslümanın İslami kimliğini ve toplumsal uyumunu birlikte gözetmesini sağlar.

“Müslüman uyumludur ama herkese uygun değildir” ifadesi, Müslümanın toplumda barışçıl, hoşgörülü ve saygılı bir birey olmasını, ancak İslam’ın sınırlarını koruma konusunda da titiz davranmasını ifade eder. Müslüman, çevresine uyumlu bir şekilde katkı sağlarken, inançlarının gerektirdiği doğrulardan taviz vermez. Bu duruş, Müslümanın hem toplumda örnek bir insan olmasını sağlar hem de İslam’ın ahlaki değerlerini yansıtmasına vesile olur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.