Konumuza girmeden önce bir hususun altını çizmekte yarar görüyorum. Bir önceki yazımda can sıkıcı gelişmelerden bahsetmiştim, yazıya o kadar çok yorum geldi ki anlatmam. Sadece yorum gelmekle de kalmadı arayan arayana, insanlar gerçekten çok tedirginler. Son günlerde yaşanan cinayetlerin ve kavgaların arka planına bakıldığında uyuşturucu çetelerinin işbaşında olduğu gözleniyor, bununla ilgili insanlar ciddi anlamda tedirginlik yaşamaktalar. Şehrin her bölgesinde sıkıntı var, Emniyet Müdürlüğünün ve ilgili birimlerin bu konuya mutlaka ağırlık vermeleri gerektiği kanaatindeyim. Uyuşturucu günümüzün ve geleceğimizin en büyük belalarından biridir, geleceğimizin teminatı olan evlatlarımıza en büyük sıkıntıdır. Bunun önüne geçmek de bizim kuşağımızın en önemli görevlerinden biridir. Bu konuda bizim üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu beyan ederek ikinci konumuza girmek istiyorum.
Bu şehirde FETÖ’den mağdur olan tek gazeteci bu fakirdir. En güçlü oldukları dönemde asla ve kata eyvallah etmeyip bu cemaatin ülkeye yararından çok zararı olduğunu yazabilen tek gazeteci yine bu fakirdir. Dün onlarla içli dışlı olup, çocuklarının girdikleri sınavları kazanamayıp onların kolejlerine koyabilmek için cemaat abilerinin ötesini berisini yalayan gazatacılar daha sonra devlet operasyonlara başlayınca aleyhlerinde nasıl veryansın ettiklerini hep birlikte gördük. İşin garip tarafı; o cemaatten olan bazıları bu gazatacıların aleyhinde söylemediklerini bırakmamalarına rağmen hala daha onların yazdıkları gazataları iş yerlerine koymaları da onların karakterlerinin dışa yansımasıdır. Biz cemaat veya örgüt her neyse en güçlü olduğu dönemde onlara veryansın ederken onlar yalamalıklarını yapıyorlardı. Cemaat sıkıntılı olduğunda biz zaten adamlar bulmuş belalarını deyip üzerlerine gitmedik ama bu yalamalar dün yaptıklarını unutup adamlara veryansın ettiler. Bu tür insanlar toplumda her dönem var, onlar kendi karakterlerinin gereğini yapıyorlar biz de kendi karakterimizin gereğini yapacağız.
Devletin yaptığı operasyonlardan ceza alanlara diyeceğimiz yok ancak hiçbir ceza almadığı halde memurluktan atılan bazı insanlar var. Bunların feryadını da duymazlıktan gelemeyiz. Geçtiğimiz hafta sonu imamlıktan atılma biri bana bir mesaj atmış, mesajı okuyunca çok üzüldüm. Adamcağız öyle bir noktaya gelmiş ki çocuklarının geçimini temin etmek için amelelik, kapıcılık dahil her şeyi yapmaya hazır olduğunu yazmış, bu çok üzücü bir durum.
Şimdi sizi arkadaşın yazdığı mesajla baş başa bırakıyorum. Takdir sizin: "Adnan Abi, Selamun Aleyküm, hayırlı günler. Abi manevi olarak büyük bir çöküntü içerisindeyim. 2 yıl oldu ne arayan var ne soran. Elbette biliyorum ki beterin beteri var ama hiçbir elle tutulur suç isnat etmeden görevden ihraç olmam ve çocuklarımın çoğu isteğini yerine getirememem beni her gün dipsiz kuyuya sürüklüyor. Her gittiği yerde bir kadın alan imam devlete yarandı ben yaranamadım. Yazılarınızda okuduğum üzere cezaevine düştüğünüzde belki canınızdan çok sevdiğiniz yavrularınızın ızdırabını tâ kalbinizde ciğerinizde siz nasıl hissettiyseniz aynı durumu ben şu an yaşıyorum. Hele 9 yaşındaki büyük oğlumun daha önceki görev yaptığım yerlerde kaldığımız lojmanları bizim kendi evimiz zannederek, baba neden evlerimizi başkalarına verdin demesi beni kahrediyor. Hayvancılık yapmaya çalışıyorum, sevdiğim bir iş ama babamın saman vs diğer şeylerin alımında çok geç kalması, hep işi ağırdan alması, hayvancılık zarardan başka bir şey değil demesi beni iyice bunalttı. Sonuç olarak abi bu Çatalçam veya başka yerlerde sitelerde bekçi ve benzeri iş arıyorum. Bahçe düzenlemesi, toprak kazılması gibi işleri de yapabilirim. Ayrıca büyükbaş hayvancılığı düşünen insanlarla da bu işi yapabilirim."
NOT: Samsun'un 8 ilçesinin teşvik kapsamına alınması sevindirici bir icraat. Ancak Ladik'te yatırım yapmış bir iş adamı olarak Ladik'in teşvik kapsamının dışında tutulması kabullenilir değil.