Kısa süreli sonuçlar yerine uzun süreli çözüm yollarını tercih etmelisiniz. Yeme alışkanlıklarınızda, fiziksel aktivite düzeyinizde ve yaşam tarzınızda yavaş ve kalıcı değişiklikler yapın. Bu yol hayatı sağlıklı geçirmenin tek yoludur.”dedi.
Sürekli kilo alıp verme “yo-yo” sorunu
Vücudunuzda birkaç kilo fazla taşımanın, sürekli kilo alıp vermekten daha az zararlı olabileceğini söyleyen Ezgi Eker Göktaş “Kilo kontrolü gibi uzun bir süreci kapsayan durumlarda sürekli kilo alıp verme döngüsü içinde olmanız işinizi daha da zorlaştırabilir. Bazal metabolik hızınızın yavaşlamasına, yeme bozukluklarına ve zayıf bir özgüvene neden olabilir. Yapılan bazı çalışmalar sürekli kilo alıp verme döngüsünün kalp hastalığı gibi sağlık problemleri olan kişilerde olumsuz sonuçlar yarattığını göstermiştir.”
Kaybedilen kilonun geri kazanılması çoğunlukla hızlı kilo verdiren diyetlerin, aletlerin ve diğer riskli yöntemlerin uygulanması sonucu oluşur. Amaç kısa sürede kilo vermek olduğu için kaybedilen kilolar tekrar hızlı bir şekilde geri alınır. Egzersiz yapılmadığı sürece bu kazanılan kiloların çoğu vücut yağı şeklinde birikir. Bu döngü tekrarlandıkça diyet yapan kişi kilosunu korumak için daha az kaloriye gereksinim duyacak fakat daha da zor kilo kaybedecektir.
İşe yaramayan “diyetler”
Günümüzde her yıl kilo vermek uğruna çok yüksek paralar harcandığını söyleyen Dyt. Göktaş “Özellikle yaşam boyu davranış değişikliği yapmayı göze alamayan kişiler için hızlı ve kolay kilo verme karşı konulması güç olan bir fikirdir. Diyetlerin etkisiz olmasına karşın kilo verme fikrinin cazibesi bir diğerini deneme isteğini doğurmaktadır. Sonuç, tekrar alınan kilolar, başarısızlık hissi ve bazen de sağlığa verilen zarar.”diye konuştu.
“Sihirli” diyetler
Diyetisyen Ezgi Eker Göktaş “Greyfurt diyeti, “yiyebildiğiniz kadar meyve diyeti”, pirinç diyeti, lahana çorbası diyeti... Nerdeyse her tada uygun bir zayıflama diyeti var. Tek bir besin veya besin grubunu içeren diyetler birçok sebeple işe yaramaz. Çeşitlilikten uzaktırlar. Sağlıklı bir vücudun gerek duyduğu besin öğelerini yeteri oranlarda sağlayamazlar ve diyet yapan kişi verilen diyetteki besinleri fazla alma riskiyle karşı karşıyadır. Fakat bu tip diyetleri insanlar kolayca deneme yolunu seçerler. Çünkü bunlar yeni yemek alışkanlıkları kazandırmayı amaçlamazlar.”şeklinde ifade etti.
Yüksek proteinli diyetler
Göktaş “Sanıldığı gibi yüksek proteinli diyetler kas geliştirme ve yağ yakma üzerinde etkili değildir. Sadece düzenli fiziksel aktivite ve çalışma kas gücünü geliştirir. Bu tür diyetlerde seçilen protein kaynaklarına bağlı olarak diyetin yağ ve kalori içeriğiyle beraber kolesterol ve doymuş yağ miktarı da yüksek olabilir. Çok yüksek proteinli diyetler karaciğer ve böbreklere yük getirebilir. Hızlı kilo verenlerde görülen kaybın nedeni vücut yağı yerine su kaybından ileri gelebilir. Ve karbonhidrattan fakir bir diyet ketoasidoz olarak bilinen halsizlik, bulantı, vücuttan su kaybı gibi belirtiler veren bir durumla sonuçlanabilir.”dedi.