Toplumun önünde olan siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler, iş adamları ve yönetici pozisyonundaki herkesin aile yaşamı toplumu ilgilendirir ve toplum bu insanların ailesi hakkında en ince detaylara varıncaya dek bilgi edinme hakkına sahiptir. Ancak bu insanların evlerinin kapısının içerisinde olup biten her şey onun aile mahremiyeti kapsamında olup o konuda hiç kimsenin konuşma hakkı olmadığı gibi yorum yapmak da en büyük ahlaksızlıktır. Adem peygamberimizden son peygamber Hazreti Muhammed (SAV)’ e dek tüm peygamberlerin aile boyu yaşamları Kur’an-ı Kerim’de açıklanmış olup hangi peygamberin eşinin ona iman etmediğinden tutun da hangi peygamberin eşinin onun düşmanları ile işbirliği yaparak eşinin evde olduğunu ateş yakarak düşmanlarına haber verdiğine dek bir çok detay anlatılmıştır. Peygamber Efendimizin yaptığı evliliklerle ilgili O’na ruhsat veren Kur’an-ı Kerim, zaman zaman eşlerinin yaptığı hatalar nedeniyle onları ikaz etmiştir. Hazreti Aişe validemizin uğradığı iftira nedeniyle Efendimizin O’nu bir ay babasının evine göndermesinin ardından Allahu Teâlâ’nın O’nun en ufak bir suçu olmadığını ayeti celile ile Resulüllah’a bildirmek sureti ile Hazreti Aişe validemizle tekrar buluşmasını ve hayatının sonuna dek O’nunla birlikte mutlu bir hayat yaşadığını bildirmektedir.
Ashabı kiram tarafından da Efendimizin aile hayatı ile ilgili birçok rivayetler olmuş hatta çok mahrem olmasına rağmen odasında yattığı yatağın dışındaki alan anlatılırken namaz kılarken başının Hazreti Aile validemizin ayaklarına değdiği anlatılarak odasının ne kadar küçük olduğu anlatılmıştır. Efendimizin hangi eşini akrabalar arasındaki husumeti bitirmek İçin aldığı, hangi eşini İslam’da evlatlık müessesesinin olmadığını anlatmak için evlatlık aldığı Zeyd’den boşanan Zeynep binti Cahş’ı evlenip boşandıktan sonra aldığı, hangi eşini kimsesiz ve garip kaldığı için aldığı tüm siyer kitaplarında anlatılmaktadır. Tüm liderlerin aile hayatları bu minvalde topluma anlatılır ki toplum onları kendilerine örnek alsınlar. Atatürk’ün, İnönü’nün, merhum Menderes’in, Özal’ın ve diğer liderlerin aile bireyleri ile ilgili sürekli olarak haberler yapılmıştır. Bu detayları verme nedenim, önceki akşam Canik Belediyesi’nin konuşmacı olarak CKM’de konferans verdirdiği gazeteci Cem Küçük’e bizim gazetede köşe yazıları yazan Nail Bayraktaroğlu’nun sorduğu sorulara verdiği cevaplar nedeniyle Vali Bey’in kamuoyunu aydınlatma zaruretinin hâsıl olduğunu düşünmemdir.
Nail Bayraktaroğlu ne sordu derseniz, kendisi videosunu da gönderdi bana. İki konuda soru sormuş. Konuların ilki Vali Bey’in eşinin Türkiye çapında ön planda olan ablalardan olduğu ama bu konuyla ilgili kamuoyunun aydınlatılmadığı konusuydu. İkinci sorusu ise siyasetçilerle FETÖ ilişkisinin ne olduğu, bir milletvekilinin Avukat Cem Şenocak’la ilgili sekiz yüz milyon lira parası olmadığı yönündeki açıklamaları ile ilgili olmuş. Cem Küçük bu sorulara nasıl cevap vermiş derseniz, ilk soruya, yani Vali Bey’in eşinin cemaatle ilgisi konusunda aynen şunu demiş; "Vali Bey’in eşi Türkiye’deki beş büyük abladan birisidir, bu konuyla ilgili de yakın zamanda gereği yapılacaktır”.
Ben normalde Cem Küçük’e çok fazla itimat etmem, zira daha önce yine Canik Belediyesi O’nu konuşma yapmak üzere getirmişti, orada da 17/25 Aralık operasyonlarının doğru operasyonlar olduğunu, bakanların suçlu olduğunu söylemişti. Bunun üzerine de Cumhurbaşkanı’nın yurt dışı gezilerine alınmamıştı. Ancak burada önemli olan Cem Küçük’ün söylediklerinden ziyade kamuoyunda herkesin fısıltı gazetesinde dillendirip normal gazetelerde kimsenin yazıp çizmediği bu konuda kamuoyunu Vali Bey’in mutlaka aydınlatması gerektiğidir. Bana gelen duyumlar Vali Bey’in eşinden ayrıldığı, hatta eşinin şu anda ABD’de olduğu, tek bir kız çocuğu olduğu, O’nun da Cemaat ablası olduğu yönünde. Ancak bu boşanmanın gerçek boşanma olmadığı, bu süreci geçiştirebilmek için yapılan bir işlemden ibaret olduğu yönünde duyumlar aldım. Kamuoyu, Vali Bey’den, o çok mübarek, şehrin en çok sevdiği (!) eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in sınıf arkadaşı, yakın dostu olan avukatı aracılığı ile değil de bizzat kendi ağzından bir açıklama bekliyor. Zira her yöneticinin aile hayatını toplumun öğrenme hakkı olduğu gibi Vali Bey’in de eşi ile olan münasebetinin ne noktada olduğunu bilme hakkı olduğu kanaatindeyim. Şayet ayrılmış iseler ayrıldık der, şayet ayrılmadılar ise ayrılmadık der, şayet farklı bir durum var ise onu da deme hakkına sahiptir ama toplumun da kendisini yöneten Vali’nin aile yaşamını bilme hakkına sahip olduğunu unutmamalıdır. Biz bunu neden yazdık derseniz bizim işimiz toplumun sesi olmaktır; toplum bunu merak ettiğine göre Vali Bey de cevaplar kanaatindeyim. Bugünlük de bu kadar. Hoşça kalınız.