İl Genel Meclisi üyelerinin çıkışlarından rahatsız olan vali, bu tip yıkımlarda İl Genel Meclisi onayının aranmadığını hatırlattı. Açıklamada, Bu görev valinin görevidir. 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun ilgili maddesinin çıkmamış olması kanunsuz yapılan yapılaşmaya mani değildir. Mevzuat hiyerarşisinde anayasa, kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler vardır ve bunlar uyulanacaktır dedi.
Giresun Valiliği yaylalardaki yapılaşmaların yıkılmasına ilişkin eleştirilere sessizliğini bozdu. Giresun Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada Mera Kanunu ve İmar Kanunu kapsamında ruhsata bağlanması mümkün olmayan toplam 23 adet binada yıkımların gerçekleştiğini belirtildi. Yapılan açıklamada İlimiz yaylalarında, yürürlükte bulunan Mera Kanunu ve İmar Kanunu kapsamında ruhsata bağlanması mümkün olmayan toplam 23 adet bina ve inşaatın yıktırılması işlemi 18-20 Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.Yıkılan bina ve inşaatlar, 17 Ağustos 2011 tarihinden sonra yapılan veya temelleri bu tarihten önce atılan daha sonra da devam eden inşaatları kapsamaktadır. Bunların içerisinde eşya bulunan ve iskan edilmiş hiçbir bina bulunmamaktadır. Bu husus tutanak ve ekte sunulan fotoğraflarla tek tek tespit edilmiştir. 4342 Sayılı Mera Kanunu'na göre; mera, yaylak ve kışlaklarda kalıcı konut yapılması mümkün değil iken, 17.08.2011 tarih ve 28028 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 648 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. Maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanununa ek 4. madde getirilmiş ve mera, yaylak ve kışlakların geçici iskan bölgesi olarak uygun görülen yerlerinde yöresel mimariye uygun olarak yöresel malzeme kullanmak suretiyle imar planı, vaziyet planı yapılaşma şartlarına uyularak inşaata başlanabileceği hüküm altına alınmıştır denildi. Giresun'da 40 yaylada imar ve yerleşim planları yapılarak vatandaşın bina yapılmasına müsaade edileceği de belirtilen açıklamada Bu doğrultuda yıl içersinde 40 kadar yaylanın imar ve yerleşim planları ile parselasyon planlarının tamamlanarak, vatandaşlarımızın bina yapmalarına müsaade edilecektir. Yasanın bu hükmüne rağmen son günlerde yaylalarımız çevirgeler ve inşaat yapmak suretiyle yoğun bir şekilde işgal edilmeye başlanılmıştır. Valiliğimizce yayımlanan genelgelere, köy muhtarlarına yazılan talimatnamelere ve köy camii ile köy kahvehanelerinde yayınlanan duyuru afişlerine rağmen kaçak yapılaşmanın devam ettiği tespit edildiğinden bu inşaatların yıkımına gidilmiştir. Kaçak yapılaşma ile en etkin mücadelenin de yıkım işlemi olduğu bilinmelidir ifadeleri kullanıldı. Çevrenin korunması ve kanunları uygulamanın valiliğin asli görevi olduğuda kaydedilen açılamada şöyle devam edildi: Kaçak ve ruhsatsız yapılaşma çevre sorunlarına yol açacağı gibi yayla turizmini de olumsuz etkileyeceği bir gerçektir. Çevrenin korunmasını ve kanunların uygulanmasını sağlamak Valinin asli görevleri arasındadır. Bunu engellemeye çalışmak ise yasalarımıza göre suçtur. 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nun 10. Maddesinde, İl Genel Meclisinin görevleri tek tek belirlenmiş olup, Meclis Özel İdarenin karar organıdır. Dolayısıyla icra ile ilgili bir yetki ve sorumluluğu yoktur. Kanunlarımız gereği bu tip yıkımlarda İl Genel Meclisi'nin onayı gerekli değildir. Bu görev Valinin görevidir. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun ek 4. Maddesi'nin uygulama yönetmeliğinin çıkmamış olması, kanunsuz yapılan yapılaşmaya mani değildir. Mevzuat hiyerarşisinde; anayasadan sonra kanunların, kanunlardan sonra tüzüklerin, daha sonra ise yönetmeliklerin uygulanması gelir. Gelişigüzel yıkım tabiri halka şirin gözükmekten ibaret olup kanunsuz işlem yapanları da cesaretlendirmeden öteye gidecek bir ifade değildir.