Hani ,ikide bir medyada Türk siyasetinin Delikanlısı Ülkenin iç/dış sorunlarına yeni bir soluk ,yeni siyaset alanları katmış gibi siyasi rakiplerini küçümseyerek milli hassasiyetlerimizi siyasete alet etmeyin.. diye onları rant ve nema düşkünü olmakla suçladığına sıkça şahit oluruz..
Şehit cenazeleri ...Bayrak..Kıbrıs...K.Irak..Fındık /tütün...Laiklik/Demokrasi üzerinden siyaset yapamazsınız?!.
Öğreniyoruz ki ,bu gruba en son kendisine Paşa diye hitap edilmesinden hoşlanmadığını medyadan öğrendiğimiz yeni Genel Kurmay Başkanımız Org.İlker Başbuğ da katılmış..
Olabilir..Siyasete bulaşmama ,siyasetçilerle dalaşmama mülahazası ile söylendiğini varsayıyoruz. .
İktidar erki , muhalif siyasetçinin muhalefet alanlarını daraltarak,sınırlayarak onların faaliyet alanını kıskaca almak niyetini taşıyor.
Oysa ki, kendilerini iktidara taşıyan istismar konularını bilmeyen yok.. Mağdur ve mağduriyet kültürü üç seçim döneminde alabildiğince kullanıldı.. Mağduriyet idolü yeni siyaset alanın vazgeçilmezi oldu.
Her şey kendilerine mübah ,başkalarına yasak ..
Bilinir ki habercinin asıl amacı ve sorumluluğu halkı doğru bilgi vermektir ; tarafsız , kendi yayın ilkelerine uygun haberleri kamuoyuna duyurmaktır.Siyasetçinin ,daha doğrusu siyaset kurumunun da iç ve dış olaylara kayıtsız kalması beklenemez. ..Kendisine oy verecek ve O"nu iktidara taşıyacak kesime sırtını dönemez..
Bunu yaparken halkı tahrik edici , manipüle eylemler ve cepheleşme , çatışma boyutuına gelmesi demokrasi dışı tavırdır.
Elbette siyaset kurumu ve onun aktörleri her yaşanan soruna bir şekilde müdahil olacaktır. Olmalıdır da .Çünkü siyasi sorumlulukları gereğidir.Yoksa sıradan bir dernekten,bir hayır kurumundan ,dahası sivil toplum kuruluşlarından ne farkları kalır ? Hoş ,bazı STÖ lerin boğazlarına kadar siyasete battıkları, ülke siyasetini ve siyasetcisini yönlendirdikleri vakıadır ; dahası Koruma ve Kollama heveskarları ile nasıl işbirliği içine girdiklerine şahit olmadık mı ?
Bu bağlamda siyaset alanlarını iktidar mı kurgulamalıdır ? Muhalefet salt İktidar yanlışlıkları ve olumsuz performansı üzerine mi siyaset üretmeli ? sorusuna cevap aranmalıdır.
Sözgelişi ,bir tesbit :Türkiye genelinde Bazı belediyelerdeki İmar değişikliği ile yapılan vurgunların belgeli ve tescilli olanları hariç 30 milyar doları aştığı belirtiliyor.
Nitelikli dolandırıcılıkta argosu cebellezi.. Raki"nin tanımıyla Kunduzilik yeni adı : İndiregandi
Uzağa gitmeye gerek yok.Vezirköprü Belediyesinde sürmekte olan bir yolsuzluk ve usulsüzlük davası bir tarafa bırakılırsa ; en yenisi bir imar değişikliği ile Balaç" tan bir partili meclis üyesinin yoz tarlası , filin hortumuna takılıp ,iki trilyonluk ranta dönüşmüş ,akla şu soru geliyor : geçen seçimin diyeti yeni mi ödeniyor?Bu bir iddia.Siyasilere düşen bu pis kokuları dezenfekte etmek.
Bu peşkeşi siyasetçi /gazeteci dile getirmeyecek de kimler getirecek ? İdari /Adli makamları kimler harekete geçirecek ? Medyada yer alacak , köşe yazarları haber verecek...Sağır sultan duyacak..Ama ,siyasetçilerimiz Bendendir Bizdendir diye gözlerini yumacak...kulağını tıkayacak (!)vazifesini yapmış olacak
Denge"ninSeyir Defteri" yalan yazmaz değil mi? Yerin kulağından duyulmuş olmalı , yoksa olaya kayıtsız kalan koskoca Vekil"e : karnından konuşan der mi ?
Bizim siyasetten anladığımız...siyasetçi profili dünden bugüne hiç değişmedi.Tencere dibin kara ...tekerlemesi güncellenerek sürüp gidiyor...
İktidar ve muhalefet ekseni üzerine kurulan Türk siyaseti ,görev ve yer değişikliği olsa da zihniyet hep aynı kaldı.Siyaset yapma alanları dünden bugüne pek değiştiği söylenemez.Senaryo aynı ,aktörler aynı ,sadece imkanlar değişti /gelişti..Az da olsa hedef kitlenin bilinci aydınlandı medya sayesinde ..
Siyasi literatürde Cepheleşme,Sizden/Bizden,Benim/Senin. ,Biz ve Onlar gibi hiç değişmeyen tanımlamalar /aidiyet versiyonları hala kullanılmaktadır.
Yaklaşık 20/25 yıl önce ,siyasi Liderler yuvarlak masa etrafında birbirleri ile meydanlarda yarım kalan hesaplarını gece yarılarına kadar tartışırlardı.
Yetmedi . İcraatın İçinden ...Ulusa -niye Millet değilse- Sesleniş formatına dönüştü.Geminin dümeninde hep İktidarın kaptanı..Muhalefete hak yok.
Yetmedi.Kendin pişir , kendin ye ; tadında ,Teke tek.. siyasi atraksiyonlar yerini aldı.Yerel medyamızda da böyle bastır parayı geç ekranın karşısına O kaaan ekmek ,o kaan köfte ! Sonra kalkıp utanmadan Muhalefetin sesi çıkmıyor diyeceksin !...Üstelik her konuyu olayı dile getiremezsin.
Muhalefetten birileri hodri meydan dese Milletin hadi Ulusun diyelim-gözü önünde yüzleşip /hesaplaşalım diye meydan okusa , haddini bil zılgıtına muhatap olur..
Zamanımızda siyasetin ve siyasetçinin yeni ilgi alanları ve bu dönemde yeniden programlandı..Vekillerin icraatlarından anlıyoruz.
Mesela : Birinci vazife iş takipçisi olmak ,tabii öncelikle akrabalarının(!).Açılışlarda /davetlerde boy gösterip gülücükler dağıtmak...Sünnet/düğün ayırmaksızın katılmak ; ,katılmazsan ismini okutmak..
Arada bir Bakan/Başbakan gelince milletin gazını alacaksın , umut tacirliği yapacaksın..Her zaman olduğu gibi temcit pilavı hayali yatırımlar söylenecek , üç vakit tekerlemesiyle işsize iş,aşsıza aş cazgırlığı yapılacak... İlde / ilçede ne kadar dükkan,büfe,lokanta,çiçekçi ve dahi berber ,market /mağaza gibi iş yeri açılışında hazır bulunup kurdele kesilecek...
Hele Mübarek Ramazan bolluk ve bereket ayı.255 liraya açlık/yoksulluk girdabına mahkum insancıkların yılda bir gün olsun sofraları ziyaret edilecek ,sonra kalkıp muhalefete hava basılacak
Diğerleri ?Laf u güzaf...Yani teferruat..devamını Seyir Defterinde ..okuyun !!!..