VARLIK
İşte, buradayım ve karşımdaki de orada. Tek bir nesneye odaklansam da etrafımda orada olan başka şeylerin de olduğunun farkındayım. Fakat ben o nesneye o neyse artık- yönelttim dikkatimi. O, benim karsımda bir varlık olarak duruyor. Beni fark etmese bile, benim onu fark etmem sebebiyle, bir varlık kazanıyor.
O cansız nesnenin, ontolojik sorunları da yok; bunu sorun yapan benim. Kendi varlığımı fark etmiş olmam
İlk olan hakkında, yani varlık sebebi hakkında, insanlık tarihi boyunca ileri sürülmüşleri sıralıyorum aklımda; hani arkhe diyorlar ya; işte onları: Su, hava, ateş,toprak ve en son halka atom Ben kolayına kaçıp belki, var edilmiş olduğumu düşünüp, ilk olana , yaratılış ı koyuyorum. İşin başında böyle yapınca, varlık olayına bakışım da bu minvalde gidecek demektir.
Materyalist varlık anlayışı, metafizik anlayış , yani dinlerin,tasavvufun bakışı ve kendi medeniyetimin, her her birini aşan bakışı; ben bu bakışla bakmaya teşneyim, belki biraz tasavvufa da meylederek Dedim ya kolaycıyım biraz. Karşımdakini ve beni her yönüyle kuşatan, materyalizmin de metafiziğinde üstünde bir bakış: Var edilmiş olduğunu bilenin, varlığı anlamlandırma çabası
Rasim Özdenören'in şimdi adını hatırlamadığım- bir yazısında, kapalı bir pencere camına çarpan ve oradan geçmeye çalışan bir sinek anlatılır. Biz, sineğin, pencerenin kapalı olduğunu bildiği zehabına kapılırız. Oysa o, açıkken girdiği o pencereden geçmeye çalışmaktadır. Ne kendinin, ne de o camın varlığının farkında değildir. İşte , insanın derin sancısı, aslında onu rahatlatması gerekirken sancı haline getirdiği , bu farkındalık halidir; varlık üzerinde kafa yorma halidir.
Temizleyemediğimiz ve aldığımız bilgilerle daha da kirlenen zihnimiz, varlığı, varlığını, sancı haline getirir. Varolmak, sıkıntı, bunaltı, bulantı olarak akseder tabi o zaman hayatımıza.
İslam tasavvufu, çevirilerde , metafiziğe ve mistikliğe ayarlı çevrilse de oldukça farklı. Var oluşun, teorideki, ıstılahtaki düzgün doğrusal mertebeleri belirtilse bile, bilenler bilir ki bu böyle değildir. Anlayarak katettiğiniz yerden, aşağı doğru yükselebilirsiniz rahatlıkla. Kolay anlaşılsın diye, düşebilirsiniz diyelim. Fakat bilelim ki bu, anlamlandırılmış bir düşüş olduğundan, varlığın bir tersine yükselişidir. Anlamlandırılamazsa, zaten ne düşüşün ne yükselişin değeri vardır anlatılacak, üzerinde kafa yorulacak.