Vatan Sana Canım Feda
Ne demişti şair,
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orada bir çok karakol var uzakta, O karakollar bizim karakolu muzdur. Gezmesekte, para karşılığı gitmesekte o karakol bizim, orada ki çocuklar bizim yüreğimizdir.
Gün batımıyla birlikte koşturmaca başlar o karakollarda, çevre emniyet ışıkları yanıp, siyah boya ile koyulaştırılmış perdeler indiği zaman pencerelere, bir hüzün dolar o yüreklere. Ülkenin herhangi bir köşesinde yukarıda yıldızlar, gönüller memleketlerde, geceye hazırlık başlar.
Ağır silahların sorumluları silahlarının başına, çevre emniyet unsurları nöbet yerlerine, gece göreve çıkacak unsurlar çantalarını silahlarını hazırlamış birkaç masanın çevresinde özlemlerini , hayallerini anlatarak gelecek emiri beklerken, gece iç hizmet sorumluları sorumluluk yerlerinde hazırlıklarını tamamlarlar. Gündüz görevlileri son çaylarını içerek göreve çıkacak arkadaşlarıyla vedalaşarak koğuşlarının yolunu tutarlar.
Gece karanlık, gece soğuk, silahlar soğuk,karakol soğuk, sıcak içilen çay soğuk , gece beklenmeye başlanır. Bir haber gelir, koşturmaca başlar, hiç kimseye sen şunu yap, bunu al denmez, herkes neyi nerede,nasıl yapacağını bilir . söylenen yerde, söylenen saatte her şeyi ile hazır olur çocuklar. Görev hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra, karakoldan yürüyüş kolunda ayrılma başlar. Son personel çıkıncaya kadar, karakolda kalan en kıdemli onları uğurlar.
Silahlar hemen kullanılacak şekilde elde yürünürken, herkes tim içinde nerede durması gerekiyorsa orada ki pozisyonunu bozmadan yürür, karakolda, memlekette geride kalmaya başlamıştır. Artık akıllarda, sadece gidilecek nokta vardır.
Gece ses daha net duyulduğundan, herkes bastığı yere dikkat etmeye çalışır, eğer hapşırma veya öksürmen gerekirse bunları içinde boğmak zorundasın. Aklın yürüdüğün patikada olduğu gibi, bir olay esnasında yanından ölüm dışında ayrılmayacağın badinin varlığını da aklından çıkarmazsın. Herhangi bir belirsizlik için yürüyüş duracaksa eğer emir beklemeden herkes çöker ve öncüleri bekler. Yürüyüş devam ederse kaldıkları noktadan itibaren önünde ki arkadaşıyla mesafesini koruyarak yürüyüşüne devam eder.
Eğer o yürüyüş esnasında bir olay çıkarsa, herkes canını dişine takarak, vatan için mücadele eder. Herkes birbirinin sırtına dayanmıştır. Geceyi boğan silah sesleri, barut kokusu hiçbir zaman akla ölümü getirmez, eğer ölüm akla gelirse elin tetiğe giderde, mermin hedefe gitmez. Fakat bir serseri mermi hedefe ulaşır. O hedef toprağa düşer, onun sıcak kanı toprağa sızar, o hayat orada şehadete yürür. Artık bir eksiksin, bir yanın eksik, canın yanarken mücadele edersin.
Karakol yinede soğuktur şehit haberinde, göz yaşları içe akıtılır,o şehidin anıları kalır soğuk duvarlar arasında, haber bir ocağa düşer, acı binlerce ocağa. Acıyı binlerce ocak hisseder ama o acı bir aileyi yakar. Ne diye bağırmıştı defalarca o yürek,’’ VATAN SANA CANIM FEDA’’, o can vatana feda olmuştur. Onlardan önce binlerce can gibi.
Ülkenin ekranlarında, ‘’ Şu bölgede çıkan çatışmada’’ diye başladığında spiker, kaynar sular dökülür anaların yüreklerine, bir şeyler kopar o yüreklerden ,boğaz düğümlenir, şehit olan kim olursa olsun, 20 yaşına gelmiş genç bir fidan hayata gözlerini kapatmıştır. Belki ailen tek çocuğudur, belkide ailenin tek umudu, ama o hakka yürümüştür alnında kan ile. Acısı anaların yüreğinde, yangını ananın yüreğinde.
Bir genç fidan ruhunu teslim ederken hakka, binlerce ruhsuz ihanet eder vatana.
Görevleri başında ki tüm askeri personel, polisler, istihbarat elemanları, korucular, vatan için bir şeyler yapmaya çalışan en düşük kademede ki personeller, Allah sizinledir. Bunca haine rağmen vatan size minnettardır. Allah acınızı göstermesin.