...- "Bir hücum sırasında bölük erimişti. Yüzbaşı telefonla takviye istedi. Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi. Hepsi askere yeni alınmış gencecik insanlardı. Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta askerler vardı.
Yüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna hazırlıyordu. Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söyleyerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular.
Yüzbaşı sordu: "Yavrum siz kimsiniz?" İçlerinden biri: "Galatasaray Mektebi-Sultanisi talebeleriyiz. Vatan için ölmeye geldik!" diye cevap verdi.
Vatan için ölmeye gelen çocuklar,gençler, Osmanlının çöküşünü sorguluyormuydu acaba? Koskoca imparatorluk nasıl bu hale geldi diyordular mutlaka, Berlin anlaşmasını , meşrutiyetlerin ilanını, dış borç alımını, ıslahat fermanı,Paris anlaşmasını , toprak kayıpları sorgulamıştırlar belkide.
Vatan için ölmeye gelenler bunları günlerce sorgulamış olabilirler ama meselenin sorgulamadan daha ziyade dönüşü olmayan icraat bölümüne gelindiğini bildiklerinden her şeyi silip atarak vatan için ölmeye gelmiştiler.
Herkes sorgular ama vatan ortak paydadır ,onun için fedakarlık yapmak bağlılığın göstergesidir. O çocuklar bağlılıklarını gösterdi Çanakkale'de , gençler,yaşlılar, kadınlar,kızlar bunu gösterdi Kurtuluş savaşında.
Yüz yıldır her şey sorgulanıyor ülkemizde, Osmanlı sorgulanıyor,ülkenin kurucusu sorgulanıyor, Cumhurbaşkanları sorgulanıyor hatta 3 gün başbakanlık yapan kişide sorgulanıyor.
Her sorgulamada gruplaşmayı bulmak mümkün, her sorgulamanın ana kaynağı değiştiğinde bu gün olumsuz sorgulayan kendisine yakın iktidarda olduğunda olumlu olarak bakarken gelişmelere, sorgulananlar sorgulamaya devam ediyor. Kısır bir döngü yüz yıllardır mevcudiyetini korudu korumayada devam edecektirde.
Önemli olan o sorgulamalar hangi boyutta ,nasıl bir olumsuzluk içinde olursa olsun vatan dendiğinde herkesin o ortak payda üzerinde birliktelik sağlamasıdır.
Bu sağlandı mı ? Günümüzde bir Çanakkale veya Kurtuluş savaşı yaşanmadı ve umarım yaşanmazda, bunu yaşayarak test etmek yıkımın başlangıcı olacaktır.
Günümüzde olaylar öyle boyuta ulaştı ki düşüncesi bile insanı ürpertiyor. Şehitlik konusu tartışılmaya açıldı, ''Ne için bu gençler taput ile dönüyor'' dendi. Düşünsenize Çanakkale'de çocuklar cepheye sürülürken ''Ne için şehit olacağız'' diyerek oraya gittiklerini. Hangi psikoloji ile vatan adına savaştıracaksınız o insanı. O raya gidenlerin çok büyük bölümü bunu sorgulamadı ve ''VATAN İÇİN ÖLMEYE GELDİK'' Dediler.
Ülkemiz dışa bağımlıdır, tek temennimiz bundan ülkenin kurtulmasıdır. Bu bağımlılıktan kurtulmak için,sağcısı - solcusu yıllarca sokak duvarlarına yazdılar,bağırdılar. Sonuçta hiç bir şeyden kimse kurtulmadı.
Bu bağımlılıktan kurtulmak için savunma sanayinin ve ekonominin güçlü olması gerekmektedir. Benim silahım ile bana karşı savaşamazsınız o nedenle kendi silahını yapman gerekecek. Sor neden günümüze kadar silah yapılamadı, suçlanacak biri mutlaka vardır yukarıda bir yerde, onun hatasıdır bu olumsuzluğun nedeni ve her şey ona yüklenir de kimse elini kaldırmaz gün bu gündür demek adına.
Son iktidar döneminde bambaşka bir hastalığımız oluştu, devlet adına yapılan her şey mutlak suretle hatalı yapılmış, bir bölüme göre de yüzde yüz doğru bu yapılanlar. Çağın hastalığı , ortak bir noktada birleşemiyor halk.
Bir devlet ile sorun yaşanıyor ,ne acıdır ki iktidar karşıtlığı ülkeyi ikinci plana itiyor ve ülkemize karşı tüm terör unsurlarını destekleyen bu ülkeden yana tavır alınabiliniyor.
Her söyleneni tabi ki kabul etme zorunluluğu yok insanların, yapılan her faaliyeti de mutlaka sorgulamak zorundadırlar ama bir noktadan sonrası devlete zarar veriyorsa o sorgulamanın o noktada durması gerekmektedir.
Günümüzde bir kaç örnek vardır, bunlardan bir tanesi komşumuz Irak'tır. Bu ülkenin yöneticisi hakkında yapılan propagandalar sonucunda halkın kafasında soru işaretleri oldu mu? Tabi ki oldu. Peki o soru işaretleri sonuçta ne oldu? Karanlık bir kuyuya atılmış gibi kim ne tarafa çekerse halk o tarafa gitti. Vatanı için savaşacak olan asker mevzilerde elbiselerini ,teçhizatını bırakarak kaçtı. Kim kazandı ?
Ülkesini sorgulayanda mutlaka vatan severdir ama bunun ayarının kaçırılmaması gerekmektedir. Herkesin yapması gereken olay, vatan ile iktidar arasına bir çizgi çizmektir. İktidar yanlısı veya karşıtı olabilirsin ama vatan yanlısı veya karşıtı olamazsın.
Söylemler durgun sularda ki dalgalar gibidir gittikçe büyürler. Unutulmamalıdır ki, yarın bu iktidar değiştiğinde ,bu gün senin karşı olduğun her şeyi savunanlar, yarın sana karşı olacaklar ve bu ülkenin ayrışma nedeni olacaktır.
Yarın vatan için ayağa kalktığında millet VATAN İÇİN ÖLMEYE GELDİK diyebilmeliyiz. İktidara karşıyım diye dün kahrolsun dediklerini bu gün desteklemek sağlıklı bir düşüncenin eseri değildir.