15 Temmuz ihanetine karşı, "Vatan sevgisi imandandır" Peygamberi mesajının pratik karşılığını gösterdi milletimiz. Bu ihanetin tiyatro olduğunu söyleyecek kadar aşağılık değerlendirme yapanların da olduğu ifade edildi zaman zaman.
En basit tarif ile "Darbe Girişimi" dendi bu ihanetin adına. Biz de, "İşgal Girişimi" dedik bu zalimce hazırlanmış ihanet provasına.
Darbeler tarihinde, halkı hedef alan hiç bir operasyon olmamıştır. Halkın silahının halka doğrultulduğu görülmemiştir. Bu nedenle bu ihanet darbeyi aşan bir anlam taşımaktadır. Tüm devlet yapısını, halkı da içine alarak hedef haline getirdiği için, bu girişim darbe değil, en hafif tarifle "İşgal Provası"dır.
Kırk yıldan beri devletin ve milletin hücrelerine kadar giren, sinir uçlarını bilecek kadar organize olan bu yapının, elli bin devlet memurunun açığa alınmasıyla gölgesine bile yaklaşıldığını sanmıyorum. Bunu belirtirken, asla bu hain yapının çok güçlü olduğunu da düşünmüyorum. Bu taşeron çete, batı blokunun neredeyse tamamını içine alacak şekilde ama dünya egemenlerinin kullandığı bir örgüttür.
Bu yapıyı, Türkiye üzerinde emelleri olan her ülkenin kullandığı, başta CIA ve Mossad olmak üzere dış istihbarat elemanlarının bu yapının beyinleri arasında bulunduğu kanaatini taşıyorum.
1996 yılında, resmi olarak görev yapmak üzere bir aylık bir süre için gitmiş olduğum Arnavutluk'da, bu yapının oradaki okulu üzerinden yürüttüğü çalışmaları gözlemleyip, ülkemize döndüğümüzde, kurumuma sunduğum raporda, bu okullar üzerinden ülkemize değil başka güçlere hizmet edildiğini yazmıştım da, maksadı aşan bir değerlendirme yaptığım söylemişti bana.
2006 yılında yazdığım "Alnı Secdelilere Dikkat" başlıklı bir köşe yazısında, bu yapının müntesipleri olan kişilerin devlet içinde sorun olacağını ifade ettiğim de, mütedeyyin dostlardan tepki görmüştüm.
Dünya egemenleri, Ortadoğu şekillenmesini, kendi hesaplarına uygun biçimde yapabilmek için,Türkiyenin idaresinin itaat etmesini istediler, bekledikler. İstedikleri yaklaşımı göremeyince, Feto ihanet çetesi içindeki kendi ajanlarını harekete geçirerek, taşeron yapı ile birlikte, ülkemizin top yekün işgali için düğmeye bastılar.
Bu tuzağı kurarken, milletimizin iman ve vatan sevgisini hiç hesaba katmadılar. Ayrıca, Yüce Mevlanın da hain ve zalimlerin tuzaklarına karşı en komplike tuzakları kuracağı ilahi bilgisinden habersizdiler.
İmanı olmayanın vatan sevgisi olamazdı. Vatan sevgisi olmayan tankın önüne yatamazdı. Ölümün, yaşamaktan daha güzel olduğunu bilmeyen, canını veremezdi. Şehadetin yüksek makam olduğunu kabul etmeyen ölüme koşamazdı. Liderlerinin bir sözü ile meydanları dolduracak bir sevginin olduğunu bilmeyenler, milleti hesaba katamazdı. Ölmeye yürüyen bir idareci görmeyenler, sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşunu anlayamazdı.
Bunları hesaba katmayan hainler, başarılı olamadılar. İşgalde başarılı olamayan bu egemen güçler, başlattıkları bu işgal girişimini sona erdirdiklerini sanmıyorum. Bundan sonra sinsi eylemlere başvuracaklarını, toplumsal infial oluşturacak girişimler yapacaklarını düşünüyorum.
Taşeron Feto çetesinin kayıtlı üyelerine resmi kurumlar tarafından idari ve adli işlemler başlatılmıştır. Devletin, tespit ettiği kriterler üzerinden yürütülecektir tetkik ve tahkikler.
Basından öğrendiğimiz söz konusu tahkik konusu hususlardan birisi olan, "yapı ile gönül bağı olanlar" maddesi, ihbar, ifade ve elde edilen bilgilere göre anlam bulacaktır. Diğer maddeler, belge ve kayıtlar üzerinden yürütüleceği için, mağdur da korunan da olamayacaktır.
Gönül bağı olanların, ifadeler üzerinden tespitini yapacak olan muhakkiklerin de geçmiş yıllarda bu yapı ile gönül bağı varsa, ortaya çıkacak sonucun objektif olduğunu kim söyleyebilecektir. 17 / 25 Aralık darbe girişiminden önce bu yapı ile gönül bağı olanların muhakkik olarak görevlendirilmesi de bir paralel proje olur. Kurumların ve onay makamların bu konuyu mutlaka dikkate almaları gerekir
"Vatan sevgisi imandandır"