"Vatandaşın bankalardaki parasına el koyacaklar"

Çeşitli iş çevreleri, esnaf ve gençlerle bir araya gelen CHP Samsun Milletvekili Opr. Dr. Murat Çan, “28 Mayıs’ta değişim olmazsa 30 milyon sığınmacıya, onları beslemek için ek vergilere, ilaç sıkıntısına ve bankalardaki paranıza el konmasına hazır olun” uyarısında bulundu. 14 Mayıs’tan sonra bankaların nakit avans ve kredileri durdurduğunu hatırlatan CHP Milletvekili Opr. Dr. Murat Çan, şunları söyledi: “Bir hekim olarak önce teşhisi doğru koymak zorundayım. Ameliyat edeceğim hastanın nesi var bilmem gerekir. Ayrıca rahatsızlığı hastadan gizleyemem. Bu ucube sistem nedeniyle Türkiye, çoklu organ yetmezliği yaşayan bir hastaya benziyor. Eskiden bazen şekeri, bazen tansiyonu çıkardı ama bu kadar ağır bir duruma hiç gelmemişti. Toplumsal, ekonomik ve sosyal dokularımız birer birer ölüyor. Türkiye ağır bir koma halinde. 14 Mayıs’tan sonra bankalar nakit avans vermeyi ve kredileri durdurdu. Bankada dövizi olanlar paralarını alamadı. 28 Mayıs’ta eğer değişim olmazsa vatandaşın bankalardaki paralarına el konulacak. Bankaların sermayeleri eridi. Üstelik mevduatları kısa vadeli. Böyle giderse faizler yüzde 50’ye dayanacak. Bankalara zorla satılmış devlet kağıtları var. Faiz ve kur yükseldiğinde şirketler iflas edecek, bankalar bunu çeviremez hale gelecek ve krediler batacak. Devlet garantisi olsa bile devletin kendisi batmış, bankaları nasıl kurtarsın? Merkez Bankası eksi 70 milyar dolar içerde. Yarın millet bankaların kapısına dayanacak ama kimse parasını alamayacak. Mevduatlarını özel hesaplarında, borçlarını şirketleri üzerinde tutanlar yarın inşallah bankada tuttukları mevduatlara ulaşabilirler. Siz paranızı bankada duruyor sanıyorsunuz, fakat geçen hafta bankalardan parasını isteyenlere ‘para yok’ dendi. Bu düzen sürdüğü müddetçe enflasyonu düşük göstermeye devam edecekler. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları TÜİK’e göre belirlenecek. Fakat kiralarınız, ev fiyatları ve faturalarınız TÜİK enflasyonuyla hesaplanmayacak. Beklediğiniz Karadeniz gazı da imdada yetişmeyecek ve kiraları ödeyemediğiniz gibi yıl sonunda faturaları dahi ödeyemeyip belki anne-babanızın yanına taşınmak zorunda kalacaksınız. Batan şirketlerdeki binlerce kalifiye insan işsiz kalacak. Asgari ücretli birinin işverene maliyetinin 12 bin lira olduğu bir yerde kimse kadrolu işçi çalıştırmayacak. Yerlerine kaçak Suriyeli, Afgan ve Pakistanlı çalıştırmaya başlayacaklar. Onlar da ülkelerindeki akrabalarına haber verecek. Türkiye’deki sığınmacı sayısı 30 milyona dayanacak. Toplumsal ve kültürel yapımız bozulacak. Türkler ikinci sınıf vatandaş halini alacak. Çocuklarınız okullarda Suriyeli, Afgan ve Pakistanlı çocuklarla aynı sıralarda okumak zorunda kalacak. Savaştan çıkmış, kadını ikinci sınıf yaratık olarak gören, şiddete eğilimli binlerce insan sokaklarda, apartmanlarda, okullarda ve iş yerlerinde ailenizle iç içe yaşayacak. Yüksek kur, faiz ve kamu açıkları nedeniyle eczanelerde ve hastanelerde yeterli ilaç bulamayacaksınız. Çünkü ilaç ithal edecek dövizimiz kalmadı. Bazı ilaçlara erişim zaten sınırlı bir hale geldi. Hastanelerde narkoz verilmeden kolonoskopi yapıldığını ben biliyorum. Yer olmadığı için öncelikli hastaları ‘sarı alan’dan odaya günlerce alamadıklarını biliyorum. Bu hastaların vücudunda kalıcı hasar oluşma riski vardır. Yani bu hastaları günlerce bekletemezsiniz; ama bekletiliyor; çünkü sağlık çalışanları çaresiz. Ellerinden geleni yapıyorlar ama imkanlar yok. Yani 28 Mayıs’tan sonra Türk milleti ölmeye yatsa, bu düzende kimsenin bir bardak su verecek hali kalmayacak. Bu yüzden Samsun’da ve Türkiye’de değişim kaçınılmaz hale geldi. Bu durum beğenseniz de beğenmeseniz de böyle. Türk milleti artık bir karar vermeli.”