VE MEHDİ GELECEK -1
İnsan maddi ve manevi ihtiyaçları ve duygularıyla insan olma özellğini taşımaktadır.
İnsan doğasında bulunan duyguları tatmin edebilecek dış etkenlerin varlığı da şüphe götürmez bir gerçektir. Aksi takdirde kainatın bütünlüğü tartışılır hale gelir. Dışarıda ihtiyacı gidereck bir şeyler yoksa öyle bir duygunun var olacağı da söz konusu edilemez. Acıkma duygusu yemeğin, susama duygusu suyun, sevme duygusu sevilenin, nefret duygusu düşmanın ve benzeri tüm duygular dış dünyada bunları karşılayacak etkenlerin varlığının kanıtıdır. Aynı şekilde manevi duygular ve özlemler de insanın doğasının bir gereğidir. Bu durum bireyler için geçerli olduğu kadar toplum içinde geçerlidir.
Toplumlar sosyal hayatlarında sosyal adalet, refah, bilgi ve sağlıklı yaşamı gerçekleştirmek için tarih boyunca çaba göstermiştir.
İnsan bu hayallerini, gerçekleştirmeye çalışırken diğer tarafta insan doğasına aykırı bir biçimde zorbalık, baskı, zulüm de karşıt bir haraket olarak tarihteki yerini almıştır. Tarih dökülen kanlar, katledilen insanlarla doludur.
Hala dökülen göz yaşaları, yanık yürekler, sonsuz ümitsizlikler, yorgun ve titrek bakışlar, ıstırap çekmiş bedenler, zulum görmüş insanlar, tarihin her sayfasında yer atmış acı gerçeklerdir. Bu kadar karanlık sayfalarıyla insanlık yıkılmadan hala ayakta duruyorsa içinde beslediği onca ıstırabı ve umutlarını fısıldayacak bir gönül ve bir kulak bulmak içindir. İnsan ümit ettiği müddetçe yaşar.
Tarih boyunca bir çok insan adaleti egemen kılmak ve insanlığı mutlu bir yaşama ulaştırmak çabası bu umuttan kaynakalnıyor. Ancak çoğu yerde bastırılmış ve istenilen sonucu da vermemiştir.Gerçek anlamda adalet özlemi öylece bir özlem olarak varlığını sürdürmektedir.
İlahi dinler insanın temel özlemi olan adalet toplumunun inşası için uzun süreli bir mücadelenin yapılması gerektiğini öğreterek gelecekte yeryüzünün özgürlükçülerin olacağını telkin etmektedirler.
Bir mehdi bekleyişi de bu yaklaşımın bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.