VEKİL SEÇİMİNDE, BU FAKİRİN DE SÖYLEYECEKLERİ VAR
Sürekli olarak AK Parti Vekilleri ile ilgili yazı yazmamızın nedeni bu konuda en erken takvimi başlatan ve aday adaylıklarında son noktayı koyan tek parti olması nedeniyle değerlendirmelerimize AK Parti’den başlamak zorundayız. Ayrıca AK Parti’de o kadar çok aday adayı var ki aklım şaştı! İl Teşkilatına müracaat edenler 101 kişi, Genel Merkez’e müracaat edenler de 10 kişi civarında tahmin ediliyor. Şayet tahminler çıkarsa yaklaşık 110 kişi aday adayı olarak müracaat etmiş durumda. Adayların isimlerini incelediğimde yarısından fazlasını tanımadığımı görünce şaşırdım kaldım. Zira yaklaşık kırk yıldır bu şehirde siyasetin içerisinde olup biten bir çok şeyi bilmeme rağmen, bizzat siyaset yaptığım partiden aday adayı olan insanların büyük bir kısmını tanımamış olmam şehir adına üzücü bir durum. Neden üzücü bir durum derseniz, AK Parti her ne kadar Merkez Partisi pozisyonunda gözükse de bir misyon partisidir. Genel Başkanı’ndan tutun da, kurucularına kadar yer alan isimlerin pek çoğu bir misyonu temsil etmektedirler, bu misyonun ne olduğunu yazmaya da gerek yok.
Müracaat eden isimlere bakıldığında pek çok ismin, ya ek gösterge peşinde oldukları için veya memuriyette terfi edebilmek adına müracaat ettiklerini görmemek için kör olmak lazım. Aday adayları arasında çok kıymetli insanlar da var. Akademisyenler, fikir adamları, davanın çilesini çekmiş insanlar, mürekkep yalamış kalemler de var. Ancak bunlar maalesef azınlıkta. Akademisyen olarak müracaat eden üç arkadaş biliyorum. Birisi Prof Dr. Hakan Altıntaş bir diğeri yine Prof. Dr. Fazlı Arabacı bir üçüncüsü de Doç. Dr. Bekir Şişman isimleridir. Fazlı Arabacı ile ilgili daha önce fikrimi beyan etmiştim. Bekir Şişman Hocamız da geçenlerde geldi, tanıştık hoş bir arkadaşa benziyor ancak fikri derinliğini ilerleyen günlerde daha iyi görme imkânımız olacak. Hakan Altıntaş Hoca’nın ilk imajı bende olumlu bir hava yarattı. Özellikle halkla ilişkileri, samimiyeti, sevecenliği siyasetçiye yakışır bir tavır olduğunu gözlemledim ayrıca kendisinin Başkanlık Sistemi konusunda da uzman olduğunu öğrendim. O konuda da kendisini ielrleyen günlerde dinleme fırsatım olur inşallah.
Siyasetin içerisinden gelen adaylara bakıldığında durum biraz farklı. Eski İl Başkanlarından 2’sinin Basın ziyaretlerine, Paralel basından başlamış olmaları, onlar adına anında bir eksi puan yazmış durumda. Zira Hükümet bas bas ‘paralelle mücadele’ derken bu arkadaşların, inadına, Paralel Basını ziyaretle işe başlamaları, Hükümete bir mesaj niteliği taşıdığı kanaatindeyim. Kayınçom’a gelince, bu konuda öncelikle şunu söylemek isterim ki bazı arkadaşların şahsımla ilgili yaptıkları yorumlar, sanki Kayınçom’u kolladığım yönünde ancak bu arkadaşlarımızın art niyetli olduklarını düşünmekteyim. Zira Kayınçom’la ilgili düşüncelerimi elli kez yazmış olmama rağmen, bu arkadaşların hâlâ daha bu şekilde yazıp beni gaza getirmeye çalışmalarına bir anlam veremedim. Kayınçom AK Parti kurulduğu günden itibaren, bu partiye hizmet etmiş bir insan. Şayet Teşkilatın içerisinden birisi aday olacaksa, bunu en çok hak’eden kişinin Kayınçom olduğunu söylemek sadece ve sadece hakkı teslim etmektir.
Bürokratlara gelince en çok garipsediğim kişi, Basın İlan Kurumu İl Müdürü Mustafa Bayraktar olmuştur. Zira bu arkadaşımız yaklaşık üç yıldan fazla bir zamandır Samsun’da Basın İlan Kurumu İl Müdürlüğü görevinde bulunmasına rağmen, bildiğim kadarı ile hâlâ daha evini Trabzon’dan Samsun’a taşımamış olmasına rağmen, Samsun’dan Milletvekili olmak için müracaat etmesi çok tuhafıma gitti. Diğer bürokrat arkadaşlarla ilgili şimdilik çok fazla bir şey yazmak istemiyorum. Zamanı gelince onlarla ilgili de yazarız. Aday adayları içerisinde sevdiğim, değer verdiğim dostlarım da var. Bunlar kimler derseniz, Tan Ailesinden Haluk Tan, Genç Ailesinden Mustafa Genç, Saruhan Ailesinden Selami Saruhan, Kesmen Ailesinden Sami Kesmen değer verdiğim arkadaşlar. Listeye girip girmemeleri benim için hiç önemli değil, onlar sevdiğim insanlar.
Bir de dava adamı olarak değer verdiğim insanlar var. Bunlardan birisi tâ Lise yıllarından itibaren tanıdığım, zaman zaman kavga ettiğim ama samimiyetinden ve dava adamlığından hiç bir zaman şüphe etmediğim, yaşam biçimiyle, hayat felsefesiyle ve düşünceleriyle her zaman yanındakilere ışık tutmasını bilen, aydın fikir adamı Gürcan Yazıcı da değer verdiğim isimlerden birisidir. Bu konuda son olarak eski dostum Ahmet Demircan’dan da bahsederek sözlerime son vermek isterim. Kendisi ile yaklaşık otuz yıllık arkadaşlığım var. İlk seçildiği dönem çok beraber olduk, ancak daha sonra kendisi bizleri terk etti. Fikir anlamında çok dolu bir adamdır. Ancak söylem noktasındaki duruşu ile eylem noktasındaki duruşu çok farklı olan bir arkadaşımızdır. Bana kalsa ona, bol bol parti içi seminerler, eğitim çalışmaları yaptırmak lâzım. Ama sorunu olan insanlarla ilgili bir görev verilirse, orada sınıfta kalacağından en ufak bir şüphem yok. Ahmet Demircan ‘iyi bir dava adamıdır’ diyecem ama çok farklı siyasi duruşları olduğundan söyleyemiyorum. Kişilik olarak on numara bir adamdır ama onu bir düşünür ve fikir adamı olarak değerlendirmek lazım. Ankara veya İstanbul’dan Vekil yapılırsa ülkeye faydası olur ama Samsun’dan vekil yapılırsa şehrimize yazık olur diye düşünmekteyim. Sözlerime burada son verirken, ilerleyen günlerde değerlendirmelerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla.
NOT: MHP Samsun İl Başkanı seçilen Ömer Süslü kardeşimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.