VEKİLİMİZİ TANIYANINIZ VAR MI?

Adnan Bahadır

                                  

            2007 Genel seçimlerinde A Takımı operasyonu kapsamında cezaevinde olduğumdan, gelen ziyaretçilere ilk sorduğum şey Milletvekili aday adaylığı döneminde kimlerin şanslı olduğu idi. Verilen cevapların tamamına yakını birde şu şanslı, ikide bu şanslı, üç veya dörtte mutlaka bir bayan olur, çünkü bayanlar bu dönem revaçta. Listeler yayınlandığında da gördük ki gerçekten listelerde bayanlar hak ettikleri yeri bulmuşlar. Bulmasına bulmuşlar ancak bayanlarla ilgili onca mücadele veren dernek, vakıflar, kadın platformları seçilen milletvekillerinin ne iş yaptıklarına, performanslarının ne olduğuna bakıp, değerlendirme yapmaları gerekmez mi?  Olaya sadece cinsiyet ayırımı noktasından bakıp, daha sonra gösterilen başarıya bakmamak tamamen cinsiyet ayırımının ötesinde bir şey değildir.

            Dilerseniz bu dediklerimi örnekleme sureti ile biraz açalım.  Yaklaşık yirmi yıldır tanıdığım Birnur Şahinoğlu Hanım ta İzmir D.S.İ. de çalışmakta iken, eşi Haydar Şahinoğlu"da Ondokuz Mayıs Üniversitesi"nde Öğretim Üyesi olarak çalışmakta idi. Çok özel konularına dahi girmiş birisi olarak bildiklerimi bu sütunlarda sizlerle paylaşmak istemiyorum. Zira bildiklerimi paylaşmaya kalkarsam Haydar Bey sokakta dolaşamaz. Birnur Hanım memuriyet hayatının son on yıla yakın bölümünü, Samsun D.S.İ. Bölge Müdürlüğü"nde tamamlamış, memuriyetin ardından AK Parti Kadın Kolları"nda siyasete başlamıştır. Bir dönem kadın kollarında yönetim kurulu üyesi olarak çalıştıktan sonra, daha sonra Kadın kolları Başkanı olmuş, bilahare eski Gazi Belediyesi"nde meclis üyesi seçilmiştir. Gerek Haydar Bey, gerekse Birnur Hanım son on yıllık hayatlarını ticaret ve siyaset yaparak geçirmişler, yaptıkları ticarette birçok insanın canını yakmış olmalarına rağmen, akademik ve siyasi kariyerlerini kullanmak kaydı ile olayları ört bas etmeyi becermişlerdir. 2002 seçimlerinde Ak Parti"den Milletvekili aday adayı olan Haydar şahinoğlu umduğunu bulamayıp, sıralamaya giremeyince üniversiteye geri dönmüş, bir yandan ticaret, bir yandan sosyal hayat, diğer yandan ise siyasetten uzak kalamamıştır. C.Yılmaz Demir ile birlikte kurdukları Akademi Dershanesi başarılı olamayınca ilk önce ortaklıklarını bitirmişler ve Haydar Şahinoğlu bu ortaklıkta C. Yılmaz Demir"in ona en az yüz bin Mark zarar verdiğini söyleyerek ona küsmüştür. Bu küslük 2007 seçimlerine kadar devam etmiş, Birnur Şahinoğlu kadın kontenjanından listeye girebilmesi için, bir yandan Adem Güney, Ali Akyüz ikilisi, bir yandan Cemal Yılmaz Demir, bir yandan Selma Kavaf Hanım, diğer yandan ise İzmir"den aile dostları olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"ün dayısı Abdullah Tekelioğlu sayesinde Nurhan Yapıcı hanımı devre dışı bırakarak listeye girmeyi başarmıştır. Buraya kadar olup, bitenler gayet güzel, siyasetin ayak oyunları, ancak buradan sonrasına gelince bakalım Parlamenter olmayı beceren Birnur Hanım seçildikten sonra ne yapmış.

            Seçildikten sonra ilk icraatı İzmir"e gidip yirmi dört parlamenteri olan İzmirlilere “Ben de sizin yirmi beşinci milletvekilinizim” diyen Birnur Hanım"a Samsun basınından hayli tepki gelince o ifadesini inkar etmek zorunda kalmıştır. Peki daha sonra ne yapmıştır derseniz, geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi Hoca Nasreddin"e sormuşlar, Hocam eşiniz çok geziyor, bu konudaki düşüncenizi alabilir miyiz diye, hoca pişkin bir eda ile “yanılıyorsunuz şayet çok gezmiş olsa idi bizim eve de uğrardı” demiş. Bizim Birnur ablamız da aynen Hoca Nasreddin"in eşi gibi hiç gezmez, şayet gezmiş olsa idi ara sıra seçildiği Samsun vilayetine de uğrardı. Seçildiği günden bu güne kadar toplam bir ay şehrimizde kalmadı dersem yanılır mıyım bilmiyorum. Ancak yaptığı işler yurt dışı seyahatleri, teşkilat içi kavgalarda Adem Güney"den veya C. Yılmaz Demir"den yana tavır koyup, işin içerisinden çıkmaktır. Bu hareketi sayesinde hem teşkilat tarafından eleştirilmekten kurtuluyor, hem de bol, bol gezip dolaşma imkanı buluyor. Referandum süreci girdiği günden bu güne kadar parlamenterlerin birçoğu sahada çalışıp, ter dökerken Birnur Hanım Samsun dışında gününü gün ediyor. Hatta devletin Bakanı dahi işini gücünü bırakmış, bu işin ehemmiyetine binaen propaganda yapmak üzere Samsun"a gelmiş, bizim Birnur Hanım ise geçtiğimiz Cuma günü Havza"ya kadar gelme şerefine nail olabilmiştir. Gerçi Havza Milli Mücadele"de çok önemli bir merkez olduğundan Birnur Hanım"ın orada bir günlük program yapmış olması diğer parlamenterlerin bir aylık programına bedel olacağından, bu tür bir uygulamayı tercih etmiştir. Konuşmaya sıra geldiğinde haktan, hukuktan, adaletten, ezilmişlikten bahsedip, yıllarca kendisini acındırarak siyasette bir yerlere gelmeyi başaran Birnur Hanım, bir dönem sadece ve sadece sevgili kayınçom Kamyon Şoförü"nün ona yaptığı zulümleri insanlara anlatmakla hayatını geçirdi. Şimdi teşkilat elinde, kendisi Parlamenter, hizmetin en alasını yapması gerekirken, ötede beride gününü gün edip, bu şehre nerede ise hiç gelmemesinin hesabını nasıl vereceğini çok merak ediyorum. Bekara karı boşamanın kolay olduğu gibi üzerinde sorumluluk olmadığı dönemlerde palavra sıkmak kolaydı, şimdi yetki de onda, sorumluluk da ama icraata sıra gösterdik, ancak siyaset yapacaksa gereğini yapacak, yok ablalık yapmak istiyorsa evinde oturup, çocukları ile ilgilenip, bize de ablalık yapacak, öyle yirmi beş kuruşa şoför mahallini kimseye vermezler, öyle değil mi ablacığım. Kalın sağlıcakla

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.