Hayatımda hiç kimsenin sıkıntıya girmesinden mutlu olmam. Zenginlikten fakirliğe düşenlere, hastalananlara, cezaevine düşenlere düşmanlarım dahi olsalar üzülürüm. Diyeceksiniz ki haketmesinler de girmesinler; evet bu da bir bakış açısı ama sıkıntıya düşen insanların sadece kendileri sıkıntıya düşmüyorlar. Aileleri, yakınları, dostları onlarla birlikte hatta belki de onlardan daha fazla sıkıntı çekiyorlar. Bu nedenle o insanların yakınlarının çektikleri sıkıntıyı yaşamış birisi olarak fevkalade iyi bildiğimden bu tür işlere her zaman üzülürüm. Bırakın bu tür işleri, şimdi FETÖ mensubu oldukları için kamuyla ilişkileri kesilen insanların eşlerinin, çocuklarının, ana babalarının ne günahları var? O insanların artık değil kamuda, özel sektörde dahi iş bulması mümkün görünmüyor. Suriye’den, Irak’dan gelen milyonlarca insana bir de bu işsiz ordusu eklenince ne olacak ben de merak e diyorum. Etkin pişmanlık yasası ile topluma kazandırılan terör örgütü üyeleri gibi bunlara da bir imkân tanınır mı veya aynı yasadan onlar da istifade edebiliyorlar mı bilemiyorum ama bana göre aynı yasadan istifa etmeleri gerekiyor.
Bu detayı neden yazdığıma gelince; bundan bir iki hafta önce bir arkadaşım bana bir mesaj attı. Mesajda AK Parti Ladik İlçe Başkanı Fikret Baştan’ın başkanlığını yaptığı Berk Öğrenci Yurdu diye bir yurdun Başkanı olduğu yazılıydı. Başka bir arkadaşı arayıp mesajı O’na ilettim ve Fikret Baştan’a iletmesini, durumun ne olduğunu bildirmelerini söyledim. Fikret Baştan’ı neden aramadın derseniz Ladik’te yaptığım iki kümesle ilgili ilk zamanlarda kendisi ile görüşerek yol, su gibi konularda yardımcı olmasını istemiştim, hiç oralı olmayınca bir daha ne aradım ne de sordum. Ladik ilçesi o bölgenin en eski ilçesi olmasına rağmen elli sene önceki nüfusuyla şimdiki nüfusunun aynı olmasının tek nedeni, ilçe yöneticilerinin dışarıdan gelen yatırımcılara sürekli köstek olmalarıdır. Şayet güçlü olmasaydım ben de orada yatırım yapamazdım. Keşke oraya değil de Kavak’a yapsaydım kümesleri. Zira Kavak dışarıdan gelen yatırımcılar konusunda adeta Cennet ama Ladik tam aksine cehennem gibi bir yer. Yol istersiniz yapmazlar, kanuni hakkınız olan suyu almaya kalktığınızda toplanıp kaymakamından bilmem kimine kadar çıkıp su bağlanmaması için ellerinden geleni yaparlar. Yetmedi, bazı yöneticiler bu adam ilk yatırımı yapacağı dönemde biz burada olsaydık bu adama bu yatırımı yaptırmazdık diyecek kadar ileriye giderler.
Allah sizi inandırsın, iki yıllık Ladik serüvenimde yaşadıklarımı anlatsam aklınız şaşar. Ama şimdi konumuz bu değil, asıl konu muza geçelim. Bana gelen mesajda Berk Öğrenci Yurdu diye bir yurdun Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Baştan’ın olduğu yazılıydı. Kendisine bu bilgiyi sordurduğumda, çok eskiden oradan ayrıldığını söyleyince ben de beyan esastır kuralı gereği doğru kabul edip üzerinde durmadım, haber dahi yapmadık. Normalde başkası olsa ve Ladik’te benim yaşadıklarımı yaşasa manşetten haber yapardı ama ben olaya nefsim karışmasın düşüncesi ile haber yapma gereği duymadım. Önceki gün Fikret Baştan’ın gözaltına alındığını öğrenince olayın perde arkasının bu olduğunu tahmin ettim. Ancak bana gelen bilgiler Fikret Baştan’ın ilettiği bilgilerden farklı. Fikret Baştan’nın, bana ilettiği bilgiler gibi çok eskiden değil, çok yeni istifa ettiği yönünde bilgi geldi ama doğrusu hangisi onu bu soruşturma belirleyecek.
Ancak dün bazı haber sitelerinde bir milletvekilinin önceki gün Ladik’e giderek Emniyet Müdürlüğü’nde veya Adliye’de bu konuyla ilgili çalışmalar yaptığını okuyunca fevkalade yanlış bir durum olduğunu gördüm. Ve bunu da asla inandırıcı bulmadım; yoksa vekilin ne işi var orada? Ortada bir sıkıntı varsa yetkililer yapılması gereken neyse yaparlar. Bu, vekil meselesinin, çok da araştırılmadan ortaya atıldığına inanıyorum. Ladik’e bu işi takip etmeye Bu saatten sonra bana göre, gözaltına alınanlar hakkında AK Parti disiplin kurulu gereğini yapar, aksi halde kimseye hiçbir şey anlatmaları mümkün olmaz.
Sözlerime son vermeden, geçtiğimiz hafta Rahmeti Rahmana intikal eden Hacı Hüseyin Manzak ağabeyimize Rabbimden rahmeti ile muamele eylemesini temenni ediyorum. Rahmetlinin dinimize diyanetimize çok emekleri geçtiğine ben şahidim; Rabbim yaptıklarının karşılığını ziyadesiyle versin. Bir diğer rahmetli kardeşimiz de Mustafa Kandemir kardeşimiz. O’nu ve babasını ta yetmişli yıllardan beri tanırım; ehli Kuran, mevlüthan bir ailedirler. Mustafa son zamanlarda ciddi sıkıntılar çekti, umarım Rabbim O’nun da günahlarını affeder ve Cenneti ile müşerref eder. Sevdiğim bir insandı. Sözlerime son verirken tüm geçmişlerimize Rabbimden rahmet diliyorum. Kalın sağlıcakla.