Prof. Dr Süleyman Kılıç, verem hastalığında tedaviyi ve ilaç tedavisini yarıda bırakan kişilerin hastalığı çevrelerine yaymakta etkin rol üstlendiklerini kaydetti.
TÜRKİYE'DE 22 BİN VEREM HASTASI VAR
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre bugün, dünya nüfusunun üçte biri (yaklaşık 2 milyar kişi) verem mikrobu ile enfektedir. Her yil; 8 milyon kişi verem hastalığına yakalanıyor, bunlardan 2 milyonu hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise 22 bin verem hastasının olduğu belirtiliyor. Verem mikrobunun güneş görmeyen ortamlarda, havada uzun süre canlı kalabilme özelliğine sahip olduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
BİRÇOK VAKADA SORUNLAR ÇIKABİLİYOR
Verem hastalığında esas sorunun hastalığın sinsi seyirli olması nedeniyle tespit edilememesi olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç Hastalık tespit edilse bile düzenli tedavi edilememesi, birçok vakada kaynak vakaya ulaşmada sorunlar yaşanması olduğu unutulmamalıdır. Verem ilacına karşı direnç geliştiren vakaların yarısının İstanbul'da olduğu, göç, kalabalık ve kötü şartlarda yaşam, hastalığın tanı ve tedavisiyle ilgili organizasyon eksikliğinin bu tabloyu oluşturduğu gözleniyor. Genel sağlık şartlarının kötülüğü, hepatit, AIDS, şeker hastalığı, beslenme bozuklukları, kanser, ağır stres gibi bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklardaki, alkol ve sigara kullanımındaki artış, bu hastalığın toplumda sinsi olarak artmasına yol açmaktadır diye konuştu.
HASTALIK NASIL BULAŞIR?
Hastalığın damlacık enfeksiyonu ile hasta insanın öksürmesi sonucunda havaya yayılan partiküller vasıtası ve solunum yolu ile insanlara bulaştığının altını çizen Kılıç, Hastalık yemek tabaklarından ya da diğer nesnelerden bulaşması söz konusu değildir. Genellikle verem hastası ile uzun süre kapalı bir yerde birlikte bulunmak suretiyle yakalanılır. Hastalığın en önemli belirtileri ise iki haftadan fazla devam eden sinsi öksürük, yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, zayıflama, gece terlemeleridir" şeklinde konuştu.
HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN NE YAPMALI?
Hastalıktan korunmanın yollarını da açıklayan Prof. Dr. Süleyman Kılıç, En önemli korunma, hasta olanların düzenli bir ilaç kullanımı ile tedavi edilmesidir. İlaçların düzensiz kullanılması, tedavinin yarım bırakılması sonrasında hasta tedaviye dirençli hale gelmektedir. Ülkemizde verem hastalığı ile mücadelede önemli bir sorun, bu dirençli hastaların tedavisi ve izolasyonudur. Onun için bir süreden beri tüberküloz hastalarının ilaç kullanımı sadece kendi duyarlılığına bırakılmadan, en yakın sağlık kuruluşunun denetiminde, "doğrudan gözetimli tedavi" protokolüyle uygulanmaktadır. En az 6 ay süre ile düzenli ilaç kullanımı ile tedavi edilebilmektedir. Bal, tereyağı, üzüm vs. gibi yiyeceklerin mikrobun yok edilmesine herhangi bir katkısı tespit edilmemiştir. Zayıf, bağışıklık sistemi problemi olan hastalarda genel durumu takviye etmek de faydalı olabilir" diye konuştu.
Zekeriya FIRAT