VEZİR HAZRETLERİ...

Adnan Bahadır

VEZİR HAZRETLERİ KARAKTERİNİN GEREĞİNİ YAPMIŞ

 

İnsan karakteri ıslah edilebilir ancak değiştirilme şansı yoktur. Eğitim kişiyi belli noktada frenleyebilir, ancak uzun vadede gerçek kimlik ortaya çıkar. Dilerseniz konuyu bir fıkra ile detaylandıralım. Vaktin birinde ilçeye yeni atanan kaymakama şaka yapmak adına ilçenin ileri gelenleri bir plan yapmışlar, plana göre ilçenin delisi Kaymakama Belediye Başkanı olarak tanıtılacak ve daha sonra gerçek Belediye Başkanı gelince şaka ortaya çıkacak. Delinin en büyük özelliği izmarit hastalığı imiş, kendisi iyice tembihlendikten sonra Kaymakamın huzuruna giriyorlar. Hoşbeş, sohbet derken sigaralar yakılıyor, ardından çaylar içiliyor, Kaymakam Bey"in sigarası bitince izmariti atar atmaz deli izmariti kapıca bizim eşrafın foyası ortaya çıkıyor.

            Şehrimizde yaşayan bazı insanların gerçek karakterlerini çok iyi bildiğimden kimin neyi neden yaptığını çok iyi anlarım. Örneğin dün birçok arkadaşım beni arayıp dediler ki Başbakan, Bakan Demir"e ve Suat Kılıç"a fırça atmış ikisini de listeye koymayacakmış, birisini Ankara"ya diğerini İstanbul"a kaydıracakmış haberin var mı? Onlara dedim ki bu haberin tek kaynağı vardır o da Adem Güney"dir. Arkadaşlardan bir kısmı hayır biz ondan duymadık deyince onlara dedim ki elbette ondan duymayacaksınız. Adem Güney bu işlerde profesyoneldir, bu şehirde fısıltı gazetesini en güzel kullananlardan birisi Adem Güney, bir diğeri İbrahim Sandıkçı"dır.

            Adem Güney geçtiğimiz ay Ankara"da yapılan İl Başkanları Toplantısı"nda Bakan Demir"le ilgili bir dosya hazırlayıp, Başbakan"a sunmak istemiş, ancak Başbakan dosyayı almamış, Adem Güney"e mahiyetini sormuş, Adem Güney ise Bakan Demir"in Büyükşehir Belediyesi"nin icraatları ile ilgili aleyhteki beyanlarının partiyi yıprattığından bahsedince Başbakan o"na işine bak demiş. Olayın aslı bu iken, fısıltı gazetesine düşme şeklini görünce kimden gelebileceğini de anlamak zor değil.

             Gelelim asıl konumuza dün Haber Gazetesi"nde manşetten verilen yıkım olayını azıcık irdelediğimizde karşımıza enteresan bir durum çıkıyor. Yıkımına karar verilen bir işletme sahibi arıyor Belediye Başkan Vekilini, arama nedeni bir haftalık süre istemesi, Belediye Başkan Vekili arkadaşımız olumlu yaklaşıp bu süreyi ona veriyor, ardından Genel Sekreter olmaz deyip, yıkıma devam edilmesine karar veriyor. Buraya kadar olan kısmı biraz tahlil edelim. Turan Çakır şöyle veya böyle bir tasarrufta bulunmuş, normalde böyle bir tasarruf yetkisi yok ama Vezir Hazretleri"nden aldığı gücü hesap ederek böyle bir davranışta bulunmuş. O zaman Kayıkçıbaşı bu işe müdahale etmemeli idi, zira bu hareketi Turan Çakır"ı refüze etmiştir, bu refüzeyi hazmedemeyen Turan Çakır ne yaptı aradı Vezir Hazretleri"ni ve kendi dediğini yaptırmış oldu.

            Peki, bu olay sonucu hem Kayıkçıbaşı"nın hem de Turan Çakır"ın onuru rencide olmadı mı? Elbette olmuştur ancak onlar bu işlere alışık olduklarından çok da önemli değil, önemli olan onur olsa idi Kayıkçıbaşı ta 2007 yılında ben ayrıldığım gün o belediyeyi terk ederdi, onun için makam mevki onurdan kıymetli olduğu için bu tür davranışlara alışık. Denizden gemi geçince azıcık dalga olur, az sonra ortalık durulur misali bizim Kayıkçıbaşı da bu işlere alışık.

            Peki, Vezir Hazretleri neden bu işlere müsaade ediyor derseniz, müsaade etmiyor, özellikle organize ediyor, çünkü karakterinin gereği bu da ondan. Kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.