Bugünkü konumuza girmeden önce bir konuyu aydınlatmak istiyorum. Gazetemize veya şahsıma karşı düşmanlığı olan arkadaşlar personelime değil, bana gelip meramlarını anlatırlarsa adam olduklarını anlarım. Sabahın erken saatinde gazete arabası ile dağıtım yapan personele bir kaç kişi bir araya gelip saldırıp kaçmak adamlık değildir. Adamlık delikanlı gibi gelip derdini anlatmak veya hesabını sormaktır. Biz bir kimse ile işimiz olduğunda zavallı sokak çocuklarına uyuşturucu verip birilerinin üzerine göndermek yerine bizzat kendimiz kalkar adamın yanına gideriz, derdimizi veya kozlarımızı öyle paylaşırız, benim bildiğim delikanlılığın raconu da budur.
Dün köşe yazısı yazamadım, zira önceki gün öğleden sonra akşama kadar adliyede mutat işlerimi yapıyordum. Kimler şikayet etmemiş ki? Abdullah Şahin'den Emniyet Müdürüne.. Şikayetlerine saygı duyuyorum, burası bir hukuk devletidir cezası olan varsa cekmelidir, bunda en ufak bir problem olmadığı gibi, rahatsızlık da duymuş değilim. Ancak sevgili kayınçomun avukatına bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Basın kanununu iyi okusun da ondan sonra savcılığa gitsin. Bir gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü varken ta İstanbul'da olan oğlumu sorumlu tutmak istemesi bir hayli gülünç. Bu da yetmezmiş gibi sadece künyede idari işler müdürü olarak adı geçen kızımı sürekli şikayet edip, beni yıldıracağını düşünüyorsa çok yanılıyor. O çocuklar annelerinin değil, babalarının soyadını taşıdıklarından onların kitabında korkuya yer yoktur haberi olsun.
Bugünkü konumuza gelince malumunuz CHP de İl Başkanlığına Avukat Ersoy Üstay getirilmesi kesin gibi gözüküyor. Ersoy Üstay ile ilgili çok enteresan bir anımı sizlerle paylaştıktan sonra yazı başlığında ne demek istediğimi rahatlıkla anlama imkanına sahip olacaksınız. Yazdığım yazılardan rahatsızlık duyanların ısmarlama çete bozuntularına beni öldürtmek isteyip, havalarını aldıkları zaman hapse girdiğimde, ceza işlerinden anlayan bir avukat tutacağım zaman bana Ersoy Üstay tavsiye edilmişti. Çocuklara kendisi ile görüşmelerini söyledim. Çocuklar kendisi ile görüştükten sonra cezaevinde ziyaretime birisinin geldiği söylendi ve müdür yardımcısının odasına gittim. Müdür yardımcısının odasında oturan kişiyi daha önce hiç görmediğimden, müdür yardımcısının misafiri olduğunu sanıp, merhaba dahi demedim. Bunun üzerine müdür yardımcısı gelen arkadaşın Avukat Ersoy Üstay olduğunu ve benimle görüşmeye geldiğini söyleyince neden geldiğini anlayıp hoşgeldin dedim.
Ersoy Üstay yaş olarak Babam yaşında bir insan olduğundan kendisine saygılı davranmaya çalıştım, ancak adamın ilk sözü bak arkadaş önce seninle bir konuda anlaşalım ondan sonra dava işini konuşuruz deyince pür dikkat buyrun sizi dinliyorum dedim. Konuşmaya başladığında beni çok iyi tanıdığını fark ettim ve zatı muhteremin ilk sözü senin henüz bilmediğin bazı konular var, bunları zamanla konuşacağız ancak ilk şartım bundan sonra hakkında yazı yazdığın Vezir Hazretleri ile ilgili tek bir yazı dahi yazmıyacaksın deyince tepem attı ve ona dedim ki derhal burayı terk et ve seni gözüm görmesin ben şayet senin dediğini yapmış olsaydım buraya girmez o herifle beraber olurdum, bilsemki ömrümün sonuna dek burada kalacağım o adamla ilgili bir adım geriye atmam söz konusu değil, bu saatten sonra sen bana üste para dahi versen seni avukat olarak tutmam dedim.
Hapishane müdür yardımcısı ortamın gerildiğini görünce bu kez araya girip, ortamı yumuşatmak istedi, bunun üzerine bizlerde biraz sakinleştik ve kendisine neden böyle konuştuğunu sorunca bana Vezir Hazretlerinin bacanağı olan merhum Dr. Orhan Atılgan'ın kendisinin çok samimi bir arkadaşı olduğunu, hatta kendisinin Erdal İnönü döneminde SHP İl Başkanı iken Vezir Hazretlerini Samsun'a' Karayolları Bölge Müdürü yaptıklarını, o yüzden Vezir Hazretlerine evlat muamelesi yaptığını, hangi siyasi partide olursa olsun onu kendi çocuğu gibi gördüğünü söyleyince ona dedim ki, iyi güzel de; ben bu adamla tam dört yıl boyunca birlikte çalıştım. En mahrem konularını dahi bilirim, senin adını bir kez dahi zikrettiğini duymadım. Bu aşk tek yönlü aşk olmasın? Hem biz meşhur A takımı operasyonunun geçirdiğimizde seni avukat olarak tutmayı bırak senden akıl aldığını dahi duymadım. Aramızda bu ilginç diyalog geçtikten sonra onu yolcu ettim, avukat da tutmadım. Şimdi CHP il Başkanı olursa gözü aydın Vezir hazretlerinin başka diyecek söz kalmadı. Kalın sağlıcakla