Ani ağrılar habercidir Ağrının kaç çeşidi var?
Hastalıklarda görülen ağrılar akut ve kronik olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Akut ağrı (yeni başlangıçlı, ani ağrı), çoğu kez bir hastalığın belirtisi olup vücutta var olan bir doku hasarının habercisidir. Akut ağrı vücudun alarm sistemi gibidir. Varlığı ile vücutta bir bozukluk olduğuna işaret eder ve hastanın hekime başvurmasına neden olur. Bazen kas iskelet sistemindeki travmatik hasarın, bazen romatizmal bir hastalığın, bazen göğüste duyulan ve sol kola yayılan şiddetli ağrı ile kalp krizinin, bazen zatürre gibi iltihabi bir hastalığın göğüste yaptığı ağrı, hatta bazen de kanserin habercisi olarak da görülebilir.
Akut ağrılı bir hastanın ayrıntılı bir şekilde muayene ve tetkik edilmesi gerekir. Akut ağrının nedenini bulmak için hastanın şikâyetleri çok ayrıntılı bir şekilde dinlenmeli, ağrının özelliklerine dönük sorular sorularak bilgi alınmalı ve özenli bir şekilde muayene edilmelidir. Gerekirse laboratuvar testleri ve radyolojik tetkiklerden tanı koymak için yararlanılmalıdır.
Hastalığın tedavisi esastır. Ağrı tedavisinde nasıl bir yol izlenir?
Modern tıpta ağrı kesici ilaç kullanımı tedavide önemli bir yer tutar. Ancak burada önemli olan nokta ağrı kesici ilaçların kontrolsüz ve düzensiz bir şekilde kullanılmaması ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen ağrı kesici kullanım ilkelerine uyulmasıdır. Bu ilkeler ağrı kesicilerin kullanım yolunu, dozunu, ağrı kesici ilaca başlanma zamanını, ilaç kullanımı sırasında karşılaşılabilecek yan etkilerle başa çıkma yollarını belirler. Tüm ağrı tiplerinin çoğu doğru ağrı kesici ve/veya romatizmal ilaç tedavisi ile kesilebilmektedir. Ağrı kesici ilaçların etkili ve yeterli olmadığı durumlarda ise ağrının kaynağına göre fizik tedavi yöntemleri, cerrahi operasyonlar veya girişimsel ağrı tedavisi yöntemleri uygulanır. Bu noktada doğru yaklaşım hastaya en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi ve zaman kaybetmeden hastanın doğru tedaviye ulaşmasının sağlanmasıdır.Ağrı tedavisi için yukarıda sayılan esaslar geçerli olmakla birlikte, teşhisi konmuş hastalığın tedavisi esastır. Yoksa ağrı çeken kişiler hem ülkemizde hem de birçok gelişmiş ülkede kendi istemleri ile giderek eczanelerden klasik ağrı kesiciler alabilmektedirler. Bu açıdan ağrı tedavisi kavramı yerine hastalık tedavisi doğru olan kavramdır. Tedaviler hastalığa özgün uygulamalar kapsamında uygulanmalıdır.