YAĞLI BONKÖR, LEŞ KARGALARI, SELVİ BOYLU VE GÜZEL BÜROKRATIN SONU!!!
Ve Kurtlar Sofrası Kuzey Yamacı yazı dizimizin sonuna geldik... Bildiğimiz üzere Kuzey Yamacındaki yanlışların önüne geçmek adına, yamaç heyetinin tek tek kirli çamaşırını ortaya dökecek bir Pehlivanoğlu ortaya çıkıvermiş, her gün bir ferman hazırlayıp dağ, orman, taşlık demeden fermanı ulaştırmayı başarmıştı. Selvi boyludan başlamış, leş kargalarının, kara yağız güzel bürokratın, yağlı bonkörün ne kadar kirli çamaşırı varsa duyurmuştu fermanında Kurtlar Sofrası Heyeti kafayı yiyecek, divane Mecnun olacak düzeye gelmişlerdi Ne yapacağız, ne edeceğiz de bu fermancı Pehlivanoğlunu yere sereceğiz diye kara kara düşünmeye başlamışlardı. Bu düşünceler sonucu ortaya atlayıvermiş Meşhur Siyasetçi YAĞLI BONKÖR: "Boşa beslemiyoruz LEŞ KARGALARImızı, vaktidir bu Pehlivan bozuntusunu susturmanın.. Ne yaptıysak olmadı, bir türlü alt edemedik herifi... Tez vakitte leş kargaları gelsin, onlarla görüşelim, bu işi onlar halleder ancak" demiş. Selvi Boylu Siyasetçi söz almış hemen: "Aman aman bu tehlikeli bir iş olacak zanneder isem, sakın bizim rütbeler gitmeye" demiş.Kara yağız Güzeller Güzeli Bürokrat atılmış hemen: "Yok efendim bir şey olmaz bu münferit bir olay olacak zaten, korkmayınız demiş. Tüm heyet üyelerinin ağzından sular akıyor imiş, olacakları düşünürken...Leş kargaları "Ne demek" demişler "Bu bizim görevimiz, bizim elimiz KOLumuz UZUN. Birleşip bir on kişi olduk mu kılıçlarla girişiriz, evelallah cesedini de Kuzey Denizine atarız" demişler. Planlar yapılmış, pusular kurulmuş, cephaneler fazla fazla doluvermiş faytonlara... Kılıç, ok, yay ne varsa kuşanmışlar, tek başına bir Pehlivanoğluna karşı... Tam Pehlivanoğlu fermanını dağıtmak üzere yola çıkarken, saldırıvermişler hep birden!!! Pehlivanoğlunun kılıç, ok, yay gibi maddi silahları yokmuş belki.. Ama onun Rabbi"ne olan kalpten bir bağlılığı ve sonsuz güveni var imiş... Allah"ın izniyle Pehlivanoğlu kurtuluvermiş ağır yaralarla kılıçların, okların ellerinden... Manevi silahıymış onu ayakta tutabilen... Her zaman da söyler dururmuş "Kimseden korkum yoktur, tek korkum Cenabı Haktır, canı veren de odur, alacak olan da.. "Yine de "Tevekkül yapmak gerek evvela" deyip, zamanın Çevik Kuvvet Müdürlüğü"ne bildirmiş önceden, bu olacakların ihtimalini... Amma heyet üyesi Güzel Bürokrata bağlı Müdürlükten, ne beklenilebilir ki??? Olay sonrası yapmışlar ellerinden geleni, ama önemli olan olayın hiç olmaması değil mi? Pehlivanoğlu Medrese-i Yusufiyye"ye getirilmiş istirahat sebebiyle... Ama o yine durmamış, yine yılmamış, posta arabasıyla yollamış fermanını tüm Kuzey Yamacına... "Halkı yalnız bırakmak olmaz, bu heyetin üyelerine göz açtırmak hiç iyi olmaz" deyip, güvercin tüyünden kalemini, mürekkebine banıp, yine her gün fermanını halkına göndermiş... Rahatlarız diye düşünen Heyet Üyeleri için felaket olmuş bu. Hele ki LEŞ KARGALARI"nın sonunu getirmiş bu olay! Tozları duman olmuş, süpürülüp gitmişler... Meşhur siyasetçi Yağlı Bonkör daha hiddetlenip, her fermanı yırtmaya, bozmaya, silmeye uğraşmış, bunun için birçok yere başvurmuş! Divanı Hümayuna gider olmuş her gün!!! Nafile...Selvi Boylu Siyasetçinin de suyu ısınmış, rütbe elden gitti gidecek seviyedeymiş. Zaten Leş Kargalarıyla beraber, Pehlivanoğluna saldıranlar içinde kendi Zabıta-i avaresi de olduğu için, koltuğu sallanmaya durmuş... Güzel Bürokrat sihirli mikrofonla haber salmış Sihirli Tv ye. "Münferiden bir olay"deyip, sıyrılacağını sanmış ama çok yanılmış... Güzel Bürokratı Kuzey Yamacı halkı artık göremez olmuş.. Uzaklara gidecekmiş Güzel Bürokrat, hem de çok uzaklara...