Doğrusunu ararsanız Ticaret Odası seçimleri ile ilgili taraf olmayı düşünmediğimden, hiç ilgimi çekmemiştir. Bu konuda geçmişte eleştirilerimi yazmıştım, yazdıklarımın da aynen arkasındayım. Bana göre Ticaret Odası daha işlevsel hale getirilip, şehrimizin ekonomisine katkı sağlamak adına ne gerekiyorsa yapmalı, yurtdışı gezilerindeki zamparalık işlerini bırakıp, ciddi işlerle uğraşmalıdır.
Eleştirilerimi yaparken, şu anda yönetimde olan insanları bir kenara atıp, başkalarının seçilmesi anlamına gelecek bir şeyler yapmak niyetinde değilim. Bugüne kadar gerek oda meclislerinde, gerekse yönetimlerinde görev almış olan arkadaşlar değerli arkadaşlardır. Oda Başkanı Adnan Sakoğlu"nun eleştirdiğim yönleri olsa da fena bir arkadaş değil, kendisi ile yaşadığım bir hatıramı anlattıktan sonra asıl konuya girmek istiyorum. Bundan birkaç yıl önce, Dünya Ticaret Merkezi"nin Samsun"a kurulması ile ilgili bir heyet gelmişti. Heyette İstanbul, Gaziantep, Ankara gibi büyük illerin Ticaret Sanayi Oda Temsilcileri ve Başkanları vardı. Belediyeye ziyaretime geldiklerinde, dışarıda kar yağıyordu. Sayın Sakoğlu, tanışma ve hal hatır faslından sonra bana dönerek; adaş bak dışarıda kar yağıyor, Of"ta kar nasıl yağar diye yarı espri yarı dalga geçme mahiyetinde soru sorunca, dedim ki; adaş Of"ta kar adamın durumuna göre yağar, şayet adam uzun boylu ise yukarıdan aşağıya yağar, şayet kısa boylu ise aşağıdan yukarıya yağar. Ortalık bir anda sessizliğe büründü. Adaşım hak ettiği cevabı alınca, sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik.
Gelelim konumuza; yaklaşan Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri ile ilgili hummalı bir çalışma olduğunu gözlemledim. Evet, Sayın Sakoğlu uzun yıllardır yaptığı işten yorulmuş olabilir, daha genç ve dinamik insanlar bu işe talip olabilir, ancak aldığım duyumlar doğru ise bizim Keresteci kardeş de bu işe talipmiş. Kendisi veya güdümünde olacak birisini bu işin başına getirmek için yoğun bir çaba içerisine girmiş. Gayri resmi sahibi olduğu gazetedeki köşe yazarı son bir haftadır bu konuyu işlemekte, mevcut yönetimi yerden yere vurmakta ve önümüzdeki seçimin altyapısını yapmaya çalışmaktadır. Şayet bu düşünceleri gerçekleşecek olur ise yandı keten helva. İşte o zaman yağmurdan kaçarken, doluya tutulmak deyimi yerli yerine oturmuş olur. Koskoca Ticaret ve Sanayi Odası, bu arkadaşımız veya güdümünde olacak bir arkadaşımız tarafından yönetilecekse, benim tavrım açık ve net Adnan Sakoğlu"dan yanadır, bunu herkes böyle bilsin. Nedenine gelince; Adnan Sakoğlu"nu çok sevdiğimden ya da aynı dünya görüşünü paylaştığımdan değil. Ticaret ve Sanayi Odasını yönetmekle, Marjinal guruplara liderlik yapmaya çalışmak çok farklı şeylerdir. İnsan olarak bu iki insandan hangisini daha çok seversin veya dünya görüşü hangisinin sana daha yakındır derseniz, keresteci kardeşim daha yakındır dememe gerek dahi yok, görünen köy kılavuz istemez.
Peki, bu kanaate nereden vardınız diyecek olur iseniz; sevip saydığım, sürekli olmasa da ara sıra görüştüğüm Keresteci kardeşimize yakın bir iş adamına gazetemizde yazı yazması ricasında bulununca, ne demek derhal, emrin olur dedi. O zaman bir vesikalık resmini ver de, okuyucularımıza duyuralım dedim. Resmini verdi, birkaç gün gazete manşetinden yakında, falanca okurlarıyla buluşacak diye yayınladık. Yazı yazmaya sıra gelince, bizim muhterem 180 derecelik kocaman bir U dönüşü yaparak, yazı yazmaktan vazgeçti. Arayıp, nedenini sorduğumda, ipe sapa gelmez bir sürü bahane uydurarak, yazamayacağını, zira başında bulunduğu meslek kuruluşundan da istifa ettiğini, Ticaret Odası Başkanlığı"na aday olmayı düşündüğünü söyledi. Benim için yazıp yazmaması değil, onu bu işten vazgeçirenler önemli idi. Bu arkadaşımız, kendi hür iradesini kullanmaktan aciz, birilerinin güdümünde olan bir arkadaş. Yarın, kalkıp Ticaret ve Sanayi Odası"nda başkanlığa talip olacaksa, karşısında ilk olarak beni bulacağını unutmasın.
Ticaret ve Sanayi Odası"nda Başkanlık yapacak olan iş adamı, kendi hür iradesini kullanıp, şehir adına bir takım önemli kararları vermesi gerekirken, birilerinin güdümünde, aldığı talimatlarla hareket edecek olan adamın ise, odayı oda olmaktan çıkartıp, dernek statüsüne sokacağı muhakkaktır. Her zaman söylediğim sözü tekrar ederek, sözlerime son vermek istiyorum; herkes ehli olduğu işi yapmalı, iyi adam olmak her işi yapmak anlamına gelmez. Maneviyatı düzgün insanlara elbette ihtiyaç var, ancak ticaret ve sanayi odasına İmam lazım olsaydı ben aday olurdum, hem de başkanıyla adaş olduğumdan fazla kızmazdı, sadece soyadı değişirdi başkanın, öyle değil mi adaş! İşin şakası bir yana, Siz siz olun, aklıselim hareket edin temennisiyle hoşçakalın
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak!
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.