Geçen 1 Eylül'den itibaren komada yatan Baştürk'ün yakınları, Cumhuriyet Savcılığına başvurup, şikayetçi oldu. Ayrıca; hastane yönetiminin de idari soruşturma başlattığı belirtildi. Hacıeyüplü Mahallesi'nde yaşayan, iki çocuk ve iki torun sahibi Atiye Baştürk; bel ağrısı çekmeye başlayınca geçen 1 Eylül'de, eşi İsmail Baştürk ile Denizli Devlet Hastanesi'ne gitti. Hastanenin Ağrı ve Anestezi Merkezi'nde yapılan muayenenin ardından dördüncü kattaki servise sevk edilen Atiye Baştürk'e epidural (belinden omuriliğe yapılan iğne) yöntemiyle ağrı kesici iğne yapıldı ve aynı yerden daha sonra da enjeksiyon yapabilmek için kateter katıldı. Servise yatırılan Baştürk'e, iddiaya göre, akşam da bir hemşire, beline takılı olan bu kateterden şırıngayla ilaç verdi. Kısa bir süre sonra tansiyonu düşen Atiye Baştürk'ün önce solunumu ardından da kalbi durdu. Hemşire "mavi kod" alarmı vererek doktorları servise çağırdı. Yapılan şok tedavisinin ardından Baştürk'ün kalbi tekrar çalıştırıldı. Komaya giren Baştürk, geçen zamana rağmen yoğun bakımdan çıkamadı. Durumu her geçen gün daha da kötüye gittiği belirtilen Baştürk'ün yakınları hastaneye tepki gösterdi. Hastanenin ihmali olduğu ileri süren Baştürk'ün eşi İsmail Baştürk ile kızı Pınar Temiz, Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
"BAŞLARINDAN ATMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Annesinin yürüyerek geldiği hastanede ihmal sonucu komaya girdiği belirten kızı Pınar Temiz, "Annem 1 Eylül'de yürüyerek hastanedeki ağrı merkezine gitti. Basit bir tedavi için belinden iğne yapıyorlar sonra ise solunum ve kalbi duruyor. Müdahale ediyorlar ama komaya giriyor. O günden beridir komada. Yüzde 98 oranında özürlü hale geldi. Komadan çıkamayacak. Bilinci kapalı. Bu şekilde ne kadar yaşar bilmiyoruz. Şimdi de hastane yönetimi ve doktorlar, annemi hastaneden çıkartmak istiyor. Annem eve gelemez. Kim bakacak, nasıl bakılacak felçli, komalık hastaya? Nasıl çıkartmak istiyorlar anlamıyorum? Suç duyurusunda bulunduk diye bize sert tepki gösteriyorlar. Doktorlar bizi azarlayıp gönderiyor. Biz suçlu kimse, annemin bu hale gelmesinden kim sorumluysa cezası çekmesini istiyoruz" dedi.
"CEZALARINI ÇEKSİNLER"
Eşinin yaşamasının mucize olduğunu belirten Eşi İsmail Baştürk, "Eşimle birlikte servise yürüyerek gittik. 4'üncü kata bile merdivenleri yürüyerek çıktık. Bitirdiler yaktılar bizi, hayatımı bitirdiler. 28 yıllık eşimi özürlü hale getirdiler. Ne olursa olsun yasal şartlar altında hakkımı arayacağım. Cezaları çeksinler. Başka doktorlara da danıştık, 'bakılamaz hale gelmiş' diyorlar. 'Beyni yenilerse yaşar, yenilemezse yaşamaz' diyorlar. 'Yoğun bakımdan çıkması ve eski haline gelmesi mucize olur' diyorlar" diye konuştu.
İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Osman Acar, hastane yönetimi tarafından idari soruşturma başlatıldığını belirtti. Acar, "Ailenin iddasına göre yapılan iğne sonucu hastanın kalbi durmuş, sonrasında ise yoğun bakıma alınmış. Hasta yakınlarının şikayeti üzerine savcılık ve kaymakamlık inceleme istedi. Biz de idari soruşturma başlattık" dedi.
Öte yandan, hastanın epikriz raporunda hemşire tarafından verildiği ileri sürülen ilacın yer almadığı öğrenildi. (DHA)