YARGI MENSUPLARI DA ...

Adnan Bahadır

YARGI  MENSUPLARI DA VERDİKLERİ

KARARDAN SORUMLUDUR


 İnsanın sürekli olarak takip edilmesi veya  icraatlarının  taklit edilmesi gayet güzel bir durumdur. Hakaret etmeden, eleştiri ölçülerinde kalan tenkitlerden fevkalade mutlu olurum. Zira biz insanız hata da yapabiliriz, nefsimize de uyabiliriz. Her meslekte olduğu gibi bizim mesleğimizde de otokontrol sistemi vardır ve bu sistemin en önemli faktörleri meslektaşlarımızdır. Bazı meslektaşlarımızın yaptıklarımızı bire bir takip edip, aynınısı yapmaya kalkmaları bizim için mutluluk verici bir durumdur. Ancak bazı yazı oyunları ile insanlara alçakça hakaret etmek kişilerin kendi şahsiyetlerinin açığa çıkmasından başka birşey değildir.

Geçen hafta yapmış olduğum Ankara ziyaretim bir hayli kişiyi ilgilendirmiş olmalı ki, son günlerde karşıma çıkan herkes bu ziyareti soruyor. Ziyaretle ilgili yazılması gerekenleri yazdım, ancak yazmadıklarımı zamanı geldiğinde siz değerli okurlarımla paylaşacağım. Zamanı gelmeden öten horozun başı kesilir Atasözü gereği  yazılmaması gereken konular veya paylaşılmaması gereken hususlar başkaları ile paylaşılmayacağından onlar bizde saklı kalacak..

Asıl konumuza girmeden, bir başka konuyu da dile getirmekte yarar görüyorum. Hepinizin malumu Cemiyet Başkanı arkadaşımızın gazetesi kayınçoma çok yakındır, hatta Cemiyet Başkanının eşi kayınçomun yönetim kurulu üyesi idi. Ben de kendisini çok severim, çok değerli bir hanımefedidir. Cemiyet Başkanı gazeteyi alırken kayınçomun da destek verdiği kulislerde konuşulmakta, bu durumun ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğunu bilemem. Ancak bildiğim ve gördüğüm şey bu gazetenin dünkü sayısında ek olarak verdiği ekin içeriği tamamen kayınçoma yakın firmalardan oluştuğudur. Örneğin en yakın adamlarından birisi olan Ordulu fındık tüccarının bayiiliğini yaptığı ve kayınçomun da TIR filosu kurduğu firmanın reklamı mevcut. Bir başka reklam ise kayınçomun da ortağı bulunduğu ve her ay düzenli olarak yedikleri yemekte bulunanların oluşturduğu meyva çiftliğinin reklamı mevcut. Bir başka kayınçomun adamı olan Bafra eşrafından eski siyasetçi son dönemin hızlı müteahhidi arkadaşımızın başında bulunduğu inşaat firmasının reklamı da gazetenin ekinde mevcut. Bu üç firma kayınçomın tepkisinden çekindiklerinden bize reklam verme şansları yok.

Bizim derdimiz reklam almak değil, olayın arka planını siz değerli okurlarımızla paylaşmak. Verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere Cemiyet Başkanının gazetesi kayınçom tarafından her türlü destek aldığı açıkça ortada iken geçen haftalarda kayınçomun yakın arkadaşım dediği  Gençlik ve Spor Bakanı'nın aleyhinde yazdığı köşe yazılarına ne demeli? Yoksa bana yakın olan bazı arkadaşlara göz dağı olması bakımından birilerinin özel talimatı sonucu o yazılar yazılmasın!...

Her ne ise gelelim asıl konumuza , Ankara ziyaretimde Adalet Bakanlığı ve bazı üst mahkemelerde yaptığım görüşmelerde  düşmanlarımın beni yıldırmak amacı ile adliyede bazı organizasyonlar yaptıklarını öğrendim. Nedir bu organizasyonlar derseniz; düşmanlarım bir araya gelip demişler ki  Adnan Bahadır'ı ne ölümle, ne cezaevi ile korkutabildik, bari yüksek tazminatlarla korkutup geriye adım attıralım. Bu iddiaya ben inandım, zira son günlerde çok entersan davalardan tazminat ödemek zorunda kalıyoruz. Örneğin adamın birisi  cezaevinden bize mektup yazıyor, biz de mektubu yayınlıyoruz, bunun üzerine muhatapları bize tazminat davası açıyorlar. Mektubu yazan arkadaş mahkemeye cezaevinden bir savunma gönderiyor ve diyor ki, Adnan Bahadır'ın bu mektupla en ufak bir ilgisi yok, mektubun tüm sorumluluğu bana aittir. Buna rağmen Hakim mektubu yazana en ufak bir tazminat vermiyor, bana dörtbin lira tazminat cezası veriyor. Bu kararı siz değerli okurlarımla da paylaşacağım.

Son günlerde bu tür tazminat davalarında çok ama çok ilginç gelişmeler oluyor. Hiç alakası olmayan davalardan tazminat ödemekle karşı karşıya kalıyoruz. Gerçi bu konuda hazırlıklıyız, ama bu işlerin arkasında olanları ve nerde ne konuştuklarını çok iyi biliyoruz. Hele ki çok kıymetli HSYK üyeleri var, Adalet Bakanlığı teftiş kurulu var, aksi halde vay gelmişti başımıza. Bizi yargılayan yargıçların unutmaması gereken husus biz yazıyı yazarken ceza alacağımızı göz önüne alarak yazıyor isek, onlar da bizlerle ilgili karar verir iken, mutlaka bir yerlere hesabını vereceklerini unutmasınlar. Bu konuda önümüzdeki günlerde çok güzel haberlerimiz olacak, şimdilik bu kadar. Kalın sağlıcakla                          

 


Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.