Samsun Baro Başkanı Ahmet Gürel, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, adalet ve yargıya olan güvenin sarsılmasının ülke için büyük bir tehlike olduğunun altını çizerek uyarıda bulundu.
Güven; korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusudur. "Yargıya güvenilmeli" derken, halkın gönül rahatlığıyla kendini yargıya teslim edebilmesinden söz edilebilir. Yargıya kim güvenecek? Kuşkusuz yargıya, halk güvenecek. Peki, güveni halk kendi kendine mi verecek?
Yargı mensuplarını, terazinin başında teraziye müdahale edebilen bir kişi olarak kabul edelim. Terazinin bir kefesine halkın güveni, diğer kefesine ise yapılan uygulamaları yerleştirelim. Eğer iki kefe denk geliyorsa sorun yok, ülke için de tehlike yok demektir. Şayet uygulamaların konduğu kefe ağır gelirse, güven azalır. Güven kefesi ağır gelirse, uygulama azalır. Nitekim terazinin her iki kesesine Ağrı dağını koysanız, terazi ne bir milimetre aşağıya, ne de yukarıya kayacaktır. Ancak, o Ağrı dağlarının konduğu terazinin bir kesesine sivrisinek kadar bir ağırlık koysanız terazinin ayarı bozulacaktır. Bu nedenledir ki, adaletin simgesi olan teraziye çok iyi dikkat edilmesi gerekir. Teraziye dikkat edildiği taktirde, insanlar başka arayışlar içinde olmayacağı gibi, ayarına dikkat edilen terazinin olduğu ülkelerde huzur ve güven olur.
Hal böyle olunca, Baro Başkanı Gürel'in güven konusundaki uyarısı, AK Parti'nin kapatılma davası nedeniyle ülke genelinde yapılan yorum sahiplerinin yanı sıra, adalet terazisinin başında bulunanlara da yapılmıştır. Her iki tarafa da yapılan bu sağduyulu uyarıyı dikkate almak gerekir.
Gürel'in bu uyarısı insanların konuşmayı bırakması anlamına da gelmez. İnsanlarımız yaralamadan konuşacaklar, dertlerini anlatacaklar. Unutulmamalı ki sorunlar konuşula konuşula giderilir. Konuşulmadan biriktirilen sorunlardan korkacaksın. Terazinin ayarını elinde tutan eller, taşıdıkları sorumluluğu, yargı hakkında konuşanlar da konuştuğunun nereye varacağını bildikleri sürece huzur ve güven ilelebet varolur.