Yarın Ben Yokum - Ali Korkmaz
Kardeşler Ofset & Matbaacılık – IV +106 sayfa
Ali Korkmaz’ın, Aykırılık Güzeldir (2012)’den sonraki ikinci kitabı. Daha önce de yaptığı gibi yazılarını toplu hâlde görmemizi sağlamış oluyor. İyi de ediyor…
İsim seçimi meselesi, Sözün Özü başlığı altında, giriş kısmında serdedilmiş okura… Ve kitapla sürecek maceranız, o yazıyla başlamış oluyor. Ben, her başlığı değil, çünkü okura da iş bırakmak lâzım, kendimce öne çıkarttığım kısımları, alıntılar hâlinde sıralamayı uygun gördüm.
“ Ölüm, dünyada iken gerçekleştirilmek istenen ama binlerce yıldır insanların başaramadığı eşitlik olgusunun sebebi ve başlangıç noktasıdır aynı zamanda. Mezarlıklar ise, üstü bu dünyadaki eşitsizliğin yaşayanlar eliyle ölü üzerinden dışa yansıması, altı ise mutlak eşitliğin olduğu yegâne yerlerdir.” (Ölümün Soğuk Sesi Sıcak Nefesi –s. 34)
“ Sorunsuz bir yarın veya sorunsuz bir dünya özlemi çekenler, taş olmayı kabullenmedikleri müddetçe böyle bir yaşama kavuşamazlar. ……….. Bu nedenle taşlar gibi sorunsuz bir hayat özlemi sadece hayal olup,sorunlarla yaşamaya ve mutlu olmaya, bu sorunları ve çözümlerini mutluluğa vesile etmeye alışmak gerekmektedir.” (Sorunsuz Bir Yaşam, Taşların Dünyası-s. 42)
“ İyilik yaptığım herkesten kötülük görmedim. Ama kötülük gördüğüm herkes, iyilik yaptıklarımın arasından çıktı.” (Siz Yine de İyilik Yapın-s. 47) [Yazının tamamını okumanızı öneririm; yazara haksızlık olacak bir çıkarım cümlesi seçmiş olabilirim. Yoksa yazar, ayrıntıca izah ediyor, ki konu başlığı zaten kendini eleverir cinsten]
“ Etken kişilikli olmak için gerçekten özveri, sabır, anlayış, diğerkâmlık ve olgun bir kişilik gerekmektedir. ……. Edilgen kişilikli olmak için ise hiçbir çabaya gereksinim yoktur. ….. Zira etken kişilikli olmak özgün olmak demektir.Edilgen kişilikli olmak ise beşer olmaktan başka bir şey değildir.” (Etken ve Edilgen Kişilikler- s. 64)
Alıntı yapmaya doyulamayacak bir kitap benim açımdan. Lâkin yukarda da dediğim gibi –kitabı nasıl elde edersiniz bilmem ama- okuyana/okuyacak olana da iş bırakmak lâzım. Tüm bu düşünceme rağmen, 82. sayfadaki, “Bir Samsun Markası, Samsun Fuarı” yazısından bahsetmeden geçemeyeceğim.
Geçemeyeceğim, çünkü fuarlı yıllar, öyle güzel anlatılmış ki… Yapılan fuar tasviri sayesinde, o yıllara yetişememiş olmanın hayıflanmasını atın üstünüzden; adım adım gezin yazı boyunca fuarı… Eğer o yılları yaşamışsanız, anlatılanların gözünüzde tek tek canlanmasına ve hatta belki bir iki damla yaşın da yerinde duramamasına … İşte öyle yani.
- Yazar Ali Korkmaz, arıcılık doktorası bulunan bir ziraat mühendisidir. Hâlen Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nde görev yapmaktadır. Ve Samsun’dadır-