YASALAR GARİBANLAR...

Adnan Bahadır

YASALAR GARİBANLAR VE GÜÇSÜZLER İÇİN Mİ GEÇERLİ?

Ülkemizde hak'tan adaletten bahseden insanların kendilerinin bizatihi haksızlığın içerisinde olmaları pes dedirtecek türden bir olay. Başkalarına talkım verip kendileri salkımı yeme işini yapanlar eskiden din adamları iken şimdi bu işe siyasetçilerin talip olması sanırım kıyamet alametlerinden olmalı. Gazeteyi kurduğumuz günden beri biz yazmakla bitiremedik, yanlış işleri yapanlar ise yapmakla bitiremediler. Bu kadar haksızlıkların yaşandığı bir ülkede Cenabı Hakk'ın hala daha Rahmet etmesine hayret etmiyor değilim. Yasaları yapanların kendi yaptıkları yasalara uymamaları yaptıkları işe ne kadar inandıklarını ortaya koyar

Yüksek Seçim Kurulu, seçim takvimini açıklarken TBMM'nin yaptığı yasalara uyarak açıkladığını bilmemek için okur yazar olmamak gerek, kaldı ki okur yazar oranımız da bir hayli yüksek olduğuna göre bilmeyen yoktur demek daha doğru olur. Yüksek Seçim Kurulu, seçim yasaklarını açıklarken iskan almamış binalara pankart asmanın da yasak olduğunu belirtmiş olmasına rağmen şehrimizde binalarda asılı bulunan pankartların büyük bir bölümü henüz inşaat halinde olan binalara asılmış durumda. Bu gerçekten üzücü bir durum. Şehrin Batı yakasından merkeze doğru ilerlediğinizde karşınıza çıkan dev pankartların inşaat halindeki binaları kapladığını görmenin insanlara hiç de sevimli gelmediğini bilmelerinde yarar var.

Önceki gün manşetten verdiğimiz “Suat'ın Çiftliği” haberi ile ilgili Valilik gazetemize bir yazı yazmış, yazıda Suat Kılıç'ın 2011 yılı Ocak ayının 14'ünde İl Koruma Komisyonu tarafından koruma altına alındığı yazıyor. Yani Suat Kılıç Valiliğe müracaatta bulunup, can güvenliği olmadığından koruma istediğini beyan etmiş, bunun üzerine Valilik koruma kurulunu toplayarak vekilimizi koruma altına almış. Aynı Valiliğe ben de müracaat ettim ve Can güvenliğim olmadığından koruma tahsisi edilmesi gerektiğini beyan ettiğimde verdiği cevap özel koruma tutmam gerektiği yönünde oldu.

Şimdi sormak istediğim bir kaç soru var acaba Suat Kılıç bu şehirdeki çetelerle mücadele edip, saldırıya uğradı da biz mi bilmiyoruz, yoksa yaptığı düzgün icraatlar çıkar amaçlı suç örgütlerini rahatsız ettiğinden tehdit mi almış? Yoksa çete, mafya benzeri yasa dışı örgütleri ortadan kaldırmak mı istemiş? Yoksa çıkmasını istediği düzgün yasalardan rahatsızlık duyan menfaat grupları mı tehdit etti? Yoksa bizatihi içerisinde bulunduğu temiz eller operasyonu yapılıp, şehirdeki çeteler mi ortadan kaldırıldı? Yoksa yanına giden seçmenlerinden mi rahatsızlık duydu?

Bir insanın koruma istemesi veya devletin onu koruması için yukarıda saydığım nedenlerden birisinin ortaya çıkmış olması gerekir, aksi halde sırf birilerine hava atmak veya vatandaştan uzak durmak için kendisini koruma altına aldırır. Bu dediklerimin dışında bir de çekememezlik yüzünden koruma istemesi ihtimali var. Şehrimizde kendisinden başka bir milletvekili Bakan olup, korumaları olunca bunu hazmedemeyip kendisinin de büyük adam olduğunu birilerine anlatabilmek için koruma istemiş olabilir. Hangi şekilde olursa olsun bir seçilmişin devletten koruma istemesi doğru değil, şayet gerçekten can güvenliği varsa o zaman sorun yok, ama Suat Kılıç'ın bu saydığım sorunlardan hiç birisi ile uzaktan yakından ilgisi olmadığı halde kendisini korumaya aldırması ilginç bir durum.

Korumalı vekilimiz önceki gün Sakarlı'da miting konuşmasında devlet memuru üzerinden siyaset yapmayı da ihmal etmemiş. Kendisine soru soran Paşa lakaplı vatandaşın sorusunu yanlış anlayınca ilçe mal müdürüne yüklenmiş. D.S.İ.'nin sulama kanalları yapmak için kamulaştırdığı arazilerle yapılan ödemelerle ilgili mal müdürünü sürgün etme tehdidini savuran Suat Kılıç daha sonra işin doğrusunu öğrendiğinde ne yaptığını ben de merak ediyorum. Bu arada dağıttığı yemek fişlerinden birisi elime ulaşmış durumda falanca et lokantası yazılı yemek fişi bende isteyenlere takdim edebilirim. İnsanlardan oy isterken önce gönüllerini fethetmek gerek yemek fişi, kumanya dağıtmakla oy alınsaydı geçmişte bunu yapan partiler iktidar olurlardı. Vatandaş yemeği yer, kumanyayı, kömürü, eşyayı alır ama bildiği yere de gider oyunu verir. Yasa yapan parlamenterler önce kendileri uygulamazsa vatandaştan uygulamasını beklemesinler. Başka bir yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.