Bugün geçerli olan anayasanın 10. maddesini ve 5378 sayılı kanunu sizler ile paylaşmak istedim. Bakalım anayasanın 10.maddesi ve 5378 sayılı kanun ne der?
ANAYASA
X. Kanun önünde eşitlik
MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Tam da bu sırada eşitlik ilkesine uyulması için yapılması gereken uygulamalardan 5378 sayılı kanunun geçici 2. ve 3. maddelerinde değişiklik yapılarak aşağıdaki düzenlemeler istenmiş.
Ülkemizde özürlülerin yapılı çevrede ulaşabilirliğinin sağlanması için çeşitli mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır. İmar Mevzuatı ile yapılı çevreye ilişkin her türlü çalışmada;
5378 sayılı Kanun'un geçici 2'nci ve 3'üncü maddelerinde öngörülen sürede tüm
Kamusal alanlarda ve toplu taşım araçlarında özürlüler için ulaşılabilirliğin sağlanması amaçlanmıştır. Yapılacak çalışmaların programlanması ve uygulamada dikkat edilecek
Hususların belirtilmesi için 12Temmuz 2006tarihli Resmi Gazete' de 2006/18sayılı
Başbakanlık Genelgesi yayımlanmış ve Başbakanlığın12.08.2008tarihli Talimat yazıları ile mevzuat hükümlerinin yerine getirilmesi istenmiştir.
Özürlü vatandaşlarımızın toplumsal yaşama tam katılımlarının sağlanması hedefine ulaşabilmek için kamu kurum ve kuruluşlarının kullandıkları binalar, kamuya açık alanlar özürlülerin kullanımına uygun duruma getirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu amaçlarla yürürlüğe konulmuş bulunan 5378 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesinde, kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapıların, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel altyapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapıların özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirileceği; geçici 3'üncü maddesinde de, belediyelerin, şehir içinde kendilerince sunulan veya denetimlerinde gerçekleştirilen toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin kullanımına uygunluğunu sağlayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu uygulamaların gerçekleştirilmesi için tanınan 7 yıllık süre 7/7/2005 tarihinde
başlamıştır.
Bu düzenlemeler, belediyeler ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca hazırlanacak eylem planları doğrultusunda gerçekleştirilecektir. Eylem planları, kısa vadeli (2005-2007), orta vadeli (2008-2010) ve uzun vadeli (2011-2012) olarak belirlenecek, bu planlar dâhilinde hazırlanacak yıllık raporlar İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından takip edilerek değerlendirilecektir. Belediyeler bu düzenlemelerin Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standartlarına uygun olmasına dikkat edecekler, satın alacakları, kiralayacakları veya denetimlerinde bulunan toplu taşıma araçlarının özürlülerin kullanımına uygun olmasını sağlayacaklardır.
Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarının kullandıkları yapılar da anılan süre içerisinde özürlülerin kullanımına uygun hale getirilecektir. Çalışmalar sırasında tereddüt edilen hususlarla ilgili bilgiler Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığından istenebilecektir.
07/07/2005 tarihinde uygulamaların başlatılması için alınan bu karar tam ve eksiksiz olarak uygulamaya geçilmesi için 7 yıl süre verilmiş olup bu süre 07/07/2012 tarihinde sona erecektir.
Sadece anayasanın 10. maddesi ve engelliler hakkında düzenlenmesi gereken 5378 sayılı kanunun 2. ve 3. maddelerinin tam ve eksiksiz olarak uygulamaya geçilip geçilmediğinin yorumunu siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Bunu da niye;
Vatandaş olarak sorumluluklarımızı ve görevlerimizi yerine getirmemiz halinde idarecilerimizin ve yöneticilerimizin de işini kolaylaştırdığımız gibi her konuda erişilebilirlik ve ulaşılabilirliğin kolaylaşacağından çağdaş ve uygar bir toplum olabilmek için bireysel vatandaşlık haklarımızın takipçisi olmamız halinde bilgiye ve bilime hizmet vermiş olacağımızı düşünmekteyim.
Kanun ve yasal haklarımızı bilmemiz ve takipçisi olmamız bireysel olarak da işlerimizi de kolaylaştıracağını düşünüyorum. Nereye kadar dersek? Bilindiği ve uygulandığı kadar. Saygı ve sevgiler benden yasaların ve kanunların takipçisi de siz değerli okuyucularımızdan olsun.
Kanun ve yasalar tek başına işlev yapmaz uyulması ve uygulanması için gayret göstermek biz vatandaşların görevidir diye düşünüyorum.
Sedat YILMAZ