Yaşlılığın bereketini bilemeyen batı zihniyeti ve bu zihniyetten beslenen batı kültürü, yaşlıları yılda bir defa hatırlamanın saygı açısından yeterli olduğunu düşünüyor. Bu nedenle de, her yıl 1 ekim tarihinde “Yaşlılar Günü” kutluyor. Habuki ! Yaşlılara hürmet nedeniyle gençlik bereket sahibi olur.
Yaşlıların tecrübesinden istifade ile de o toplum başarılı duruma gelir. Standartları yükselir. Nesiller arası kültür erozyonu oluşmaz. Yaşlılar her günün insanı, bereketin kaynağıdır. İnsan yaşamının en zor ama en rahmetli dönemi yaşlılıktır.
Peygamberimiz, “gençliğinde yaşlılara saygı ve hürmet gösterene kendileri yaşlandığında Allah saygı ve hürmet duyacak insanlar nasip eder” buyurmuştur. Yaşlılara hürmet; onlara yardım etmeyi, ellerinden tutmayı, sırtlarını okşamayı, gözlerine bakmayı, yüzlerine gülmeyi, elindeki yükünü hafifletmeyi, hastalığına şifa aramayı ve şefkat göstermeyi gerektirir.
Yaşlıların en çok ihtiyacı olan şey; ilgi, sevgi, şefkat ve merhamettir. Bunların karşılığı da dualarının alınmasıdır. Yaşlıların duası direk Rabbımızın huzuruna ulaşır ve karşılık bulur. Genç yaşta olan insan, acizliğinin de, ölümle karşılaşacağı gerçeğinin de farkında değildir, bunları bilse bile önemsememektedir.
Ölümleri gördüğünde öleni acımakta ama bundan kendisi için de ibretlik bir dersin varlığını hesaba katmamaktadır. İhlaslı bir yaşlılık için, yalansız ve haramsız bir gençlik yaşanması gerekir. İnsanın dualı ve Kur’anlı bir gençlik geçirmesi Ona ihlaslı bir yaşlılık, imanlı bir ölüm sağlar.
Yaşlılara hürmet ve saygı gösterildiği bir toplumda Allahın bereketi eksik olmaz. Zira bu konu ile ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.v.); “Güçsüz ve düşkünleri bana getirin, onların ihtiyaçlarını karşılayayım. Çünkü siz ancak içinizdeki güçsüzler sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz” buyurmaktadır.
Peygamberimiz yaşlılarla ilgili olarak; “Ağarmış saç, mü’minin nurudur.” “Saçı sakalı ağarmış müslümana, Kur’an okuyan mümine, adil idareciye ikram etmek Allaha saygıdandır”, “Bereket büyüklerin yanındadır.” “Eğer Allah’ın beli bükülmüş kulları, süt emen yavrular ve otlayan hayvanlar olmasaydı, başınıza sağanak sağanak kesintisiz azap yağardı.” “Halkın içindeki ihtiyar, ümmeti içindeki Peygamber gibidir” buyurmuştur. Ayrıca bir Kudsi Hadiste Yüce Allah; “Müslüman olarak ihtiyarlayana azap etmekten haya ederim” buyurmuştur.
Yaşlılıkta uzun ömür isteği ve uzun emeller insanı kuşatır. Müslüman için pişmanlık başlamadan önce, yaşlılığa da, ölüme de hazır olmak; hayatın uzununu değil hayırlısını yaşamaya çalışmak ilke olmalıdır.
Yaşlılara sevgi ve hürmet berekettir, nimettir, kişinin kendi yaşlılığını garanti altına almak için yatırımdır. Bu nimeti kimse kaçırmak istemez. Güçlü iken güçsüzlük zamanı için hazırlanmak akıllı insanların yapacağı tercihtir.
“İnleyen dedeler olmasa Allah size ne diye merhamet etsin” kutsi beyanı aslında topluma bir ikazdır. Böylesine rahmet ve merhamet kaynağı olan yaşlılar için, “Yaşlılar Günü”ne ihtiyacı yoktur. Onları her günün ve zamanın insanı yaparsak hayatımızın bereketini arttırırız.
Yılda bir defa yaşlılar gününü takip etme yerine, her gün yaşlıları takip eder ve hürmet gösterirsek işte o zaman kazanırız. Haneye ve mahalleye, il’e ve ülkeye, rahmet ve bereket; yaşlılar sayesinde gelir.