YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu’na açık mektup….

Sizi YEDAŞ sürecinden bu yana simaen tanıyorum. Çalışmalarınızı çok yakından izleyemedim. O nedenle sizin çok başarılı bir bürokrat olduğunuz konusunda bir yorumda bulunamayacağım. Fakat daha önceleri de yazdıklarımı da belki okudunuz belki de okumadınız ama birlikte çalıştığınız taşeron firmalar yüzünden oldukça sıkıntılar yaşadık.

Ben bir YEDAŞ emeklisi olarak geçtiğimiz 16/01/2012 günü saat 18.00'deki YEDAŞ tarafından öyle bir olumsuzluk yaşadım ki bu konuyu size aktarmam gerekliydi. Yukarıda belirttiğim gün ve saate evimde ağır bir tabloyla yatan hastamız vardı. Tam yemek masasında yorgun argın akşama yemeğini yemeye çalışırken birden evdeki tüm elektrikler kesildi. Hemen etrafıma bakındım ve her yerde ışıklar yanmaktaydı.

Hemen apartman içine girdim ve bakayım dedim. Belki de daha önceden olduğu apartmanda bir arıza vardır diyerek cümle kapıyı açtım ve birde ne göreyim. Apartman içinde bütün elektrikler yanıyordu. Ortak kullanımda yanıyordu. Baktım bizim apartmanın tüm sayaçlarının bulunduğu panonun her iki kapısı da ardına kadar açık. Benim sayacımın üzerinde 883464 nolu kırmızı bir mühür var. Kırmızı mührü gördüğümde acaba dedim borcum mu var? Hemen araştırdım ve borcum olmadığını öğrendim. Çünkü bankaya otomatik talimat vermiştim. Faturalarım düzenli olarak ödeniyordu. Peki neden benim elektriğim kesildi diyerek derhal 186'yı aradım. 186'ya bağlanmam ise nereden bakarsanız bakın 10 dakikamı aldı. Daha sonra adımı ve adresimi vererek derhal yanlışlığın giderilmesini istedim. Görevli müşteri temsilcisi biz sizin taleplerinizi ilgili yerlere iletiriz diyerek telefonu kapattık. Ardından uzun yıllardır birlikte çalıştığımız İl Koordinatörü Tevfik Demirel'i aradım. Tevfik Demirel'e de durumu anlattım, "hemen araştırma yapıp sana dönerim" dedi. Daha sonra kesme ve açma ekibine ulaşmadan arıza ekibi vasıtasıyla elektriğimin açılacağını ifade etti. Adresimi verdim ve arıza ekibinden bir arkadaş gelerek elektriğimi açmaya çalışırken kesme açma ekibinden arkadaşlar geldiler ve elektriğimizi açtılar.

Şimdi benim anlatmaya çalıştığım sayın Nurettin Türkoğlu, her gün yerel basında okuyoruz sizi, kaliteli hizmet ve verimli enerjiyi biz halktan aldığınız enerji ile çalışmalarınızı sürdürdüğünüzü ifade ediyorsunuz. Evinde hastası olan, borcu olmayan bir aboneniz olarak bu elektrik kesintisini hak ediyor muyum? Bunun neresinde verimli ve halka yönelik bir çalışma var? Borcum olsa, kaçak elektrik kullansam, bütün bunları hak ediyorumdur. Ancak borcunu kuruşu kuruşuna süresinde tek kuruşuna kadar ödeyen bir abonenin akşamın kör bir vaktinde elektriğinin kesilmesi sizce de çok etik bir hareket midir?

Sayın Türkoğlu, bu yazıyı yazarken bir taraftan da düşündüm durdum. Acaba ben bir YEDAŞ emeklisi birisi olmasam ya da hakkını aramayan bir yurttaş olsam ya da bir gazeteci olmasam benim elektriğim aynı gece içinde açılarak mağduriyetim giderilecek miydi? Hele hele de, bu kesme ve açma işlemi hafta sonunda tekabül etseydi, biz ne kadar süre ile mağdur kalacaktık orası da ayrı bir muamma olacaktı. Çünkü çalıştığım sürelerden bilirim. Hafta sonları kesilen elektrikler ancak hafta başında yapılan araştırmalar sonucunda hata varsa düzeltilirdi. Böyle bir durum ile karşı karşıya kalmamaya çok özen gösteriyorum. Elektrik, su, doğalgaz gibi faturalarımı ekmek yemem, su içmem ama mutlaka öderim. O nedenle bu mektubu size göğsümü gere gere yazıyorum.

Elektrik borçlusu olsam zaten yapılan bu kesintiyi kabul eder ve sesimi çıkarmadan ödemeye çalışırdım. Bundan böyle bende sizin yerel gazetelerde sayfalarca verdiğiniz ilanlarda vaat ettiğiniz verimli ve kaliteli elektrik hizmetlerinden yararlanmak istiyorum. Saygılarımla