Her zaman söylediğim bir şeyi tekrar ederek bugünkü yazıma başlamak istiyorum, merhum Erbakan Hocanın taa yetmişli yıllarda tüm siyasi partiler ve Milli Görüş dediği gibi biz de tüm yerel basın ve Denge gazetesi sözümü tekrar ederek yazıma başlamak istiyorum. Üzülerek ifade etmek gerekirse olayları herkes işine geldiği gibi yorumlayınca doğruları yazmak da bize düşüyor. Bir Allah’ın kulu çıkıp ey millet birilerini şu haberi şöyle yaptı ama doğrusu bu veya bir köşe yazarı şöyle yazdı ama olayın aslı budur deme cesaretini göstermiyor. Diyeceksiniz ki sen neden söylüyorsun, ben yaptığım işi vicdanıma, inancıma, karakterime uygun biçimde yapmaya çalıştığımdan ötürü başka türlüsünü yapamıyorum, en yakınımdaki dostum yanlış yapınca anında gereğini yapıyorum, en uzağımdaki düşmanım doğru yapınca ona destek veriyorum, bu benim karakterim, istesem de değiştiremiyorum.
Mesela Haluk Tan benim sevdiğim bir arkadaşımdır ama iki yanlışını gördüm anında gereğini yaptım, aynı şekilde Kayınçoma ne kadar kızdığımı, ne kadar aleyhinde haberler yaptığımı, yazılar yazdığımı herkes bilir ama adama yanlış yapılınca anında sahip çıkma gereği duydum. İnsanlar güçlü iken onlara yakın durmam, ama sıkıntıya düştüklerinde elimden gelen destek neyse vermeye çalışırım. Belki bu davranış biçimi bugünkü toplumun kabul edeceği veya geçerli olan bir davranış biçimi değil ama farklı davranmak benim karakterime uymaz. Bu detayı verme nedenime gelince önceki gün bazı gazetelerde Yedaş Genel Müdürü Rıdvan Aktürk’e sorulan bir soruya kızdığı ve Yedaş’ın kiracısı olduğu bina sahibi Vedat Daştan’ın FETÖ’den tutuklu olan bir iş adamı olması nedeniyle FETÖ ye destek verdiği yönündeki sorulara kızdığı yönünde haberlerdir..
Bu haberleri okuyan ve olayların arka planını bilmeyen birçok insan gerçeğin de yazılanlar gibi olduğunu düşünmüşlerdir, oysaki olayın arka planının yazılanlarla uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi haberler ve köşe yazıları gerçekleri yansıtmıyordu. Olayların gerçek yüzü nedir derseniz önce olayın başlangıç noktasına inmemiz gerekiyor. Yedaş özelleşince eski yerinden çıkıp şu anda bulunduğu binaya taşındı, binanın sahibi olan Vedat Daştan o dönem şehrin en bulunmaz iş adamlarından birisi olmakla kalmıyordu aynı zamanda Cemaatin de önemli isimlerinden birisi idi. Sıkı durun olayın asıl püf noktası şimdi soracağım soru, bina Yedaş’a kiralandığında Vedat Daştan’ın Avukatı kimdi biliyor musunuz? Hatta ve hatta belki de hala daha bu binayla ilgili Vedat Daştan’ın Yedaş’a çektiği ihtarnamelerde Avukatı kim biliyor musunuz? Ben çok iyi biliyorum ancak henüz belgesi elimde olmadığından yazmayacağım ama Vedat Daştan’ın hangi noterlikten o Avukata vekâlet verdiği ve o Avukatın Yedaş’a o vekâletname ile ihtar çektiğini çok iyi biliyorum. Bu konuda bana yardımcı olmasını istediğim birisini arayınca adam sırf o Avukatın hemşehrisi olması nedeniyle bana yalan konuşunca hiç sesimi çıkarmadan telefonu kapattım. Ama o adamın da yaptıklarını çok iyi biliyorum arkasına sığındığı köylüsü onun gerçek yüzünü tanıyınca bakalım ne yapacak, her neyse burayı geçiyorum.
Bina Vedat Daştan’ın buraya kadar eyvallah ancak, Vedat Daştan’ın mal varlığına el konulduğundan Yedaş kirasını bankaya yatırmakta, olayın hukuki boyutunun Yedaşla uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi şimdiki Genel Müdüründe konuyla uzaktan yakından ilgisi yok. Peki, neden böyle bir haber yapılmış derseniz onu da söyleyeyim birilerinin kuyruk acısı var da ondan böyle bir haber yapıldı diyeyim şimdilik yeter. Ama zamanı gelince tüm detayları ile bu konuyu anlatacağımdan en ufak şüpheniz olmasın, ben şimdiki Genel Müdürü ne gördüm, ne tanırım, ne de bilirim ama Allah için doğruları konuşmak gerekirse yapılan haberin gerçeklerle uzaktan yakından en ufak bir ilgisi yok. O haberi yapan gazeteciler Vedat Daştan’ın Avukatını belgeleri ile açıkladığımızda aynı şekilde o haberi de yapabilecekler mi acaba? Bana göre asla ve kata yapmazlar ve yapamazlar çünkü işlerine gelmez gazetelerinin arka plandaki sahibi buna izin vermez.
Ben gidenin arkasından konuşan veya yürüyen Gemiye binen bir insan olmadığımdan eskiden kimlerin kimlerle beraber zamparalıklar yaptıklarından tutun da kimlerin Yedaş’tan nasıl yararlandıklarını çok iyi biliyorum. Ancak şimdilik bu konulara girmek istemiyorum şayet gerekirse onu da tüm detayları ile yazarız, buradan herkese açık ve net bir şey söylemek istiyorum, kimse kuyruk acısını başka yollardan çıkarmaya çalışmasın, adam gibi işini yapsın yoksa biz buradayız ve gereğini yaparız. Birde Yedaş da çalışan ve arkasını köylüsüne dayayan arkadaşa tavsiyem var onun ulaştığı yerlere başkası da ulaşıp yapılan alavere dalavereleri anlatırsa Dünya başına yıkılır haberi olsun. Kalın sağlıcakla.