Ülke içinde yaşanılan son olaylar geleceğimiz için endişe duymamıza neden olmaktadır. İnsanların gözü kara olayların üzerine gittikçe ,farkında olmadan bir batağa doğru gittiğimizi görememeleri ne gariptir. Çok yakın tarihte Suriye'nin durumu orta iken kutuplaşmak için bu kadar can atmamız ilginçtir.
Parti liderlerinin hiç bir tanesi durum kötüye gidiyor,ülkenin geleceği için birlik beraberlik yönünde çalışalım diye bir adım atmadığı gibi,kutuplaşma için ne gerekiyorsa onu yapmaktadır. Ukrayna'ya bakılması gerekmektedir. İstekler nasıl başladı, şimdi ülke ne durumdadır. Bu boyuta gelmiş olayların ülkemizde yaşandığını düşünsenize, bir sokak olayında uzun namlulu silahı çıkartıp karşısındaki insanı öldürecek kadar gözü dönmüş insanların yanı sıra sevdiklerini, inandıklarını koruma adına neler yapılabileceğini , insanların nasıl yönlendirildiklerini, yaşanılan olaylarda ülke yönetiminde söz sahibi olmak isteyenler göremiyor mu ?
Aşağıda okuyacak olduğunuz yedi madde yaşantımızın her alanında bizlere rehber olması gerektiğini düşünmekteyim. Çünkü dünyanın her yerinde Türkçe konuşulsa, herkes milliyetçi olsa veya herkes cumhuriyetçi olsa üzerimizde dalgalanan bir bayrağımız olmadıktan sonra bir değeri yada önemi kalır mı ?
1- Herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor. Ancak, bunların hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime. Ki, onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek dostlarıdır.
2- İnsanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi O'na satıp, gönlümü yalnız Onun sevgisine açtım.
3- İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak bir çoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.
4- insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum.
5- Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu. Bunu bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
6- Bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artardı bile
7- insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine. . . Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O'na sığınıp yalnız Ondan yardım diledim. Ve bunun karşılığı sonsuz bir güven oldu.
'Sen neye hazırsan,O da senin için hazırdır.'