Bu gün Gazetemizin sayfalarında Ak Parti İlçe Başkanlıkları ile ilgili demeçler okuyacaksınız.
Birilerinin oturacağı koltuklar için fikir beyan eden vekillerin demeçleri.
Lafa geldimi en iyi kararı teşkilatımız bilir, son kararı teşkilatımız verir, onlar doğrusunu yapar diyen bu vekiller istedikleri adamı getirmek için her türlü yola başvururlar.
Gün hesap günüdür çünkü.
Kongre seçimlerinde taraf olup sandığa gömülen vekiller için bulunmaz bir gün dür bugün.
Her kongre sonrası söylenen "kongre akşamı seçim bitmiştir, birlik ve beraberlik içinde yürüyeceğiz yolumuza devam edeceğiz" safsataları sonrası bugün savaş baltaları tekrar topraktan çıkmıştır artık.
Ha bu sadece Ak Parti için mi geçerli hayır.
Tüm parti teşkilatları aşağı yukarı aynı, al birini vur ötekine.
Oysa sandıktan çıkanlara saygı gösterilse, biraz vefa olsa ne olur sanki, nereye kadar paraya pula tamah edilecek.
Sandıktan çıkanlara saygı göstermek kadar zamanı geldiğinde bırakabilmek, başarısızlıktan ders çıkarmak, yeni kuşaklara, yeni simalara şans vermek de önemli.
Ama koltuk sevdası çok ağır basıyor, o koltuğu geri almak için insanlar her türlü yola başvuruyor.
İnsanın ağrına giden "koltuk sevdası"nın "hizmet aşkı" gibi takdim edilmesi, "daha iyi yapabilecekler var" anlayışının yerini "tek ben varım ve tek ben yaparım" anlayışına bırakması.
Bu tür siyasal hastalıkların hala geçerli olabilmesi toplumsal hafızamızın çok zayıf olmasından kaynaklanıyor.
En ağır yenilgileri, en büyük başarısızlıkları, en ciddi sorumsuzlukları haftalar değil, günler içinde unutuveriyoruz.
Kolektif hafızamız zayıf olunca ortalık "pişkinler"den geçilmiyor.
Herkesin yaptığı ya da yapamadığı yanına kâr kalıyor.
Eski sorunları çözemeyenlerin yeni sorunları çözme iddiasıyla ortaya çıkması ve bu çıkışı da büyük bir lütuf ve ihsan gibi bir edayla yapmaları çok hazindir.
Eski tas, eski hamam; eski şarkı, eski solistler...
Başarısızlıktan ders çıkarmak da, başarılı olunsa dahi zamanı geldiğinde bırakabilmek de bir fazilettir.
Son dönemlerde görüyoruz ki, Samsun bu tür fazilet örneklerine yeterince hazır değil.
Bu gidişle olmayacakda.