Yeni bir dizi başladı. Gazze.
Diziler televizyonlar için yapılır. Televizyonlarda gösterilir. Bu dizi tüm medya ve sokaklar için yapılıyor. Tıpkı geçmişteki benzerleri, Vietnam, Afganistan, Irak gibi.
Yazan ve yöneten her zamanki gibi uluslar arası emperyalizm ve onun vitrindeki temsilcisi ABD.
Seyirci tüm dünya. Tabi, izdivaç programlarından, yemek yarışmalarından artan zaman varsa.
Filmin çekildiği alan biraz dar bu sefer. Ortalama 6-7 kilometre genişliğinde, 41 kilometre uzunluğunda bir toprak parçası. Batısı Akdeniz, kuzeyi ve doğusu İsrail, güneyi Mısır ile çevrili bir alan. 1.400.000 civarında insan yaşıyordu burada saldırılardan önce.
Hava saldırıları sürerken fazla sesimizi çıkarmadık ama kara harekâtı başlar başlamaz hemen üzerimize düşeni yaptık.
Yöneticilerimiz derhal bu konuda çok etkili olan ülkelerin yöneticileri ile görüştüler. Yöneticilerimizin ve bu çok etkili ülkelerin yöneticilerinin birinci bayanları da özel uçaklarla gelip toplanarak gözyaşı döktüler. Dayanışmayı görüntü ile pekiştirmek için Filistin sembolü örtüler örttüler o pahalı kıyafetleri üzerine hiç gocunmadan.
Bu işte fazla etkileri olmayacağı için, Atlantik ötesi dost ve müttefik ülke ve Avrupa"daki dostlarımız ile pek görüşme gereğini duymadık baştan. Zaten onlarda da biraz çekimserlik var galiba bu konuda.
Dini vaazları anımsatan, kulağa hoş gelen cümlelerle gereken tepkimizi gösterdik. Gıyabi cenaze namazlarımızı da kıldık. Gerisini İsrail düşünsün artık.
İsrail ile yaptığımız ekonomik ve askeri anlaşmaları gözden geçirmeye gerek yok şimdilik. Zaten bu saldırının Filistin Halkına karşı olmadığını İsrail açıkça söyledi. Bu saldırı Hamas"a karşı yapılmış. Bak El Fetih"in sesi çıkıyor mu?
İnternette Türkiye İsrail Anlaşmaları konusunda kısa bir araştırma yaptım. Taa 1948 yıllarından itibaren yapılan neler çıktı karşıma. Gözlerime inanamadım. Bu internet denilen yere her önüne gelen, her aklına gelini yazıyor. O nedenle inanamıyorum tam anlamıyla. Sanırım bizim Resmi Gazeteye de virüs bulaştırmışlar. Çünkü onda da çok endişe verici metinler var bu konuda.
İsrail ile olan anlaşmalardan elde edeceğimiz çıkarlar ile Hamas"ın bize sağlayacağı çıkarları tartmamız gerekmez mi?
Ayrıca bu adamlara ülkemizin çok önemli bazı ekonomik kuruluşlarını özelleştirme kapsamında vermedik mi?
Şimdi bir Hamas için bunları yeniden ele alıp adamları küstürmenin anlamı yok. Hele bu ekonomik ve psikolojik kriz ortamında yeni krizler yaratmanın bize ne faydası olacak.
Ayrıca Türkiye İsrail Parlementolar Arası Dostluk Grubu üyelerinin çoğu istifa etti.
Hamas elinden geldiğince füzelerini atsın. Biz de gereken hamasi nutuklarımızı atıyoruz. Vay İsrail"in haline.