Deloitte, yeni enerji raporunda fosil yakıtların, düşük karbonlu bir dünyaya giden yolda önemli bir köprü oluşturabileceği vurguluyor. Yenilenebilir enerji yatırımları, petrol fiyatlarındaki iniş çıkışlardan ciddi bir şekilde etkilenirken, yeni teknolojiler petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtların daha temiz ve verimli kullanımını ve artan enerji ihtiyacını düşük karbonlu bir şekilde karşılanmasını özendiriyor. Deloitte, temiz enerji kavramına yeni ve farklı bir bakış açısı getiren raporunu yayınladı. Deloitte'un bağımsız enerji danışmanlarından olan Dr. Joseph A. Stanislaw tarafından hazırlanan bu rapor, "Düşük Karbonlu Gelecek İçin Yeni Bir Enerji Dengesi" başlığını taşıyor. Amerika Birleşik Devletleri örneği üzerinden giderek enerji politikalarının gerçekçi bir yaklaşımla hazırlanması gerektiğini vurgulayan çalışma, son yıllarda çok konuşulan "yeşil politikaların" sağlıklı büyümedeki tartışmalı rolünü de irdeliyor. Ekonomik büyüme, enerji güvenliği ve adil piyasa gibi diğer değerlerin de dikkate alınmak zorunda olduğunu ifade eden rapora göre, bu kavramlar ışığında, sadece yenilenebilir enerjiye vurgu yapan yaklaşımlar yetersiz kalıyor, temiz enerjiyi ön plana çıkaran daha dengeli bir duruş gerekiyor.
HIZLI ÇÖZÜM SUNMUYOR
Deloitte Türkiye Danışmanlık Ortağı ve Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstri Lideri Sibel Çetinkaya yeni yaklaşım ve rapor hakkında şunları söyledi:"Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut ihtiyaçlara çok hızlı bir cevap oluşturamayacağı anlaşılmış durumda. Ayrıca petrol, doğal gaz ve kömür gibi mevcut fosil yakıtların yeni teknolojilerle daha verimli ve temiz kullanımı mümkün görünüyor. Önümüzde bu yakıtların daha temiz kullanımını sağlayan teknolojiler ile yolumuza en azından bir süre daha devam edeceğimizi gösteren güçlü kanıtlar bulunuyor. Temiz enerji kavramının öne çıkacağı böyle bir dönem, aynı zamanda geleceğin yenilenebilir enerji kaynakları ortamına geçişi sağlayan bir köprü olarak önemli bir rol üstlenecektir."
YEŞİL ENERJİYE YATIRIMLAR ARTIYOR
Enerji politikalarında bir uzlaşmaya yönelen yeni yaklaşımın temelinde, petrol fiyatlarındaki değişimlerin de önemli bir rolü bulunuyor. Kriz döneminde yükselen petrol fiyatlarının düşme eğilimine girmesi ile rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, biyoyakıtlara ve petrol, doğal gaz gibi diğer enerji formlarına yapılan yeni yatırımların cazibesi azalıyor. Enerji fiyatlarındaki dengesizlikler yeni ve yenilenebilir enerji yatırımlarını da etkileyerek iklim değişikliği ile mücadeleyi giderek zorlaştırıyor.
Enerji piyasalarındaki belirsizliği azaltacak ve uzun vadeli yatırımlar yapılmasını teşvik edecek yeni bir çerçevenin yaratılması politikacıların öncelikli görevleri arasında yer alıyor. Bu nedenle ABD'de Obama yönetimi de yeni ve yenilenebilir enerji formlarından ziyade "temiz enerji" konusunu daha fazla dile getiriyor.
ÇEVREYİ DÜŞÜNÜRKEN ÇOK YÖNLÜ OLMAK GEREKİYOR
Alternatif enerji kaynakları üzerindeki ısrar bazı yanılgılara da yol açabiliyor. Örneğin, dört çekerli bir aracın deposunu biyoyakıt etil alkol ile doldurmak için gerekli tahıl ile aç bir insanın bir yıl boyunca doyurulabileceği hesaplanıyor.
Yeni teknolojilerin pazarda yaygınlaşmasının bir nesil kadar uzun zaman alacağı hesaplanırken, bu alana yapılan yatırımların istikrarlı bir şekilde sürdürüleceği, buna karşılık temiz petrol, temiz gaz ve temiz kömür seçeneklerinin ekonomik gelişme modeli içinde değerlendirileceği bütünsel bir yaklaşım hedefleniyor.