Yeni kurulacak olan üniversite ile...

Adnan Bahadır

Yeni kurulacak olan üniversite ile ilgili düşüncelerim

Yaklaşık üç yıldan beri gündemde olan özel bir vakfın kurmak istediği  özel üniversite ile ilgili herkes seferber olmuş. Neredeyse, şehrin öncelikli  meselesi haline gelmiş, olaydan herkes nasiplenmeye çalışmış, yerel  seçimlerde Belediye Başkanlarından tutun da siyasetin her kademesindeki  insanların ganimetten pay alırcasına sahiplenme yarışına girdiği bu eğitim  kurumu ile ilgili benim de konuşma vaktimin geldiğini gözlemleyince bu  yazıyı yazmak zorunda kaldım.
Öncelikli olarak şunu bilinmesini isterim ki; bu üniversitenin yapılması ile  ilgili yapılan plan tadilatlarında; gerek Canik Belediyesi'nde, gerekse  Büyükşehir Belediyesinde her türlü desteği vermiş birisi olarak, yapılacak  yatırımın karşısında değil, aksine yanında olduğumu belirtmek isterim.  Ancak olayın gidişine bakınca ortaya farklı bir pozisyonun çıktığını gördüm
ve ilgilileri bu konuda uyarmak zorunda olduğumu anladım. Nedir bu  uyarmak zorunda olduğun konu diyecek olursanız: Bir değil, birçok konuda  uyarmam gerektiğini düşünmekteyim.Bunlardan birisi bu yapılacak olan  üniversite Canik Belediyesi sınırları içerisinde Gürgenyatak köyü bölgesinde  olup, burada yaklaşık 400 dönümlük bir arazi üzerinde kurulacaktır.Bu  arazinin büyük bir bölümü hazine arazisi,ancak özel mülkiyeti olan  vatandaşlar da olmasına rağmen o insanların arazileri imar planları ile  başka yerlere kaydırılıp, arazinin tamamının devlet arazisi haline getirilmesi  planlanmıştır.Bu planlara vatandaşlar itiraz etmiş olsa bile itirazlar  reddedilerek kesinleşmiştir. Burada özel mülkiyeti olan insanlar mağdur  edilmiştir. Diyeceksiniz ki;"Efendim oraya eğitim yuvası yapılıyor, iyi, güzel   de bizim ecdadımız bırakın eğitim yuvasını,camii yapılacak yerde dahi  mülkiyet sahibi izin vermiyorsa bina inşa etmiyordu.Şimdi bu vakıf bu plan  tadilatlarının vatandaşın razı olmamasına rağmen yapılmasına nasıl razı  geliyor merak ediyorum."
Bir başka konu ise ulaşım konusu.Üniversiteye gidecek olan yol şu an  itibarı ile toprak yol.İl genel Meclisi bu yolun yapılması için karar alır ve   ardından yol ile ilgili güzergah konusu gündeme gelir.Gürgenyatağı köyüne  giden eski yolun yapılması konusu gündemde iken, Haluk Tan kardeşimiz, Devgeriş köyünden daha kısa mesafede olan bu araziye veya köye  gidilmesinin devlete daha ucuza mal olacağını söyleyerek, konu ile ilgili il  özel idaresindeki yetkililerle görüşmüştü.Yapılan analizlerde Devgeriş  köyünden yapılacak yolun daha kısa olduğunu ve daha düşük maliyetle  yapılacağı tespit edilir.Ancak asıl tantana bundan sonra kopar. Neymiş  efendim bu arkadaşımızın buralarda arazileri varmış da oraların  değerlenmesi için böyle bir yola baş vurmuş da, daha neler neler...
Ben Tan ailesini biraz olsun tanırım.Gerek merhum Rafet Tan hoca, gerek  İbrahim Tan hocamız, gerekse Mustafa Tan ağabey para ile, pul ile işi  olmayan mütevazi kişilikleri ile tanınan, dini bütün insanlardır.Bu aile
manevi hizmetleri maddi hizmetlerin önünde tutmaktan zevk alan bir  ailedir. Aksi bir durum olsa idi acımasızca yazacağımı bilmenizi isterim.Ama  bu insanlar gerçekten hem değerli insanlar, hem de para ile, pul ile işleri  olmayan insanlar. Şimdi çıkıp birileri farklı şeyler söylüyor ise benim aklıma  daha farklı şeyler gelir ve derim ki;"Arkadaş siz devlete üç liraya mal olacak işi beş liraya mal etmeye çalışırken ne yapmak istiyorsunuz ?Yolu  uzatmaya çalışmanın anlamı ne? Yoksa o yol güzergahında sizlerin arsası  olmasın? Unutmayalım ki acemi hırsız ev sahibini bastırır.Toplumumuzda  güçlüler haklı, güçsüzler haksız olduğundan bu konunun da aynı şekilde  olduğunu düşünmekteyim.
Buraya kadar anlattığım iki husus da,Devletin kurulacak olan  üniversiteye yapacağı katkıdır.İyi güzel de;Üniversitenin arsası devletten,  yolu devletten, plan tadilatları devletten. Binalarının büyük bir kısmını da  kamu kurumlarının vereceği aynı yardımlarla yapılacağı bir gerçek. O halde  gelin bu binalar olsun Devletin Üniversiteleri;"De filanca ağabey, feşmanca  mütevelli heyeti veya manevi şahsiyet idare etmesin."Gelin bu ülkenin  okullarını; bu ülkenin yöneticileri, eğitimcileri, hocaları yönetsin. Yönetenler  de okuyanlar da devletine bağlı olsun. Filanca ağabeyin, feşmanca ablanın  emrinde değil; Devletinin milletinin, inancının emrinde; hür iradesi ile  düşünüp, karar verebilen insanlar yetiştirelim ki, önümüz aydınlık olsun.  Aksi halde babası, annesi öz evladına söz geçiremeyip, cemaatten aldığı  talimatla hareket eden insandan ne devletine, ne milletine, ne dinine, ne de  ailesine yarar gelmez. Bunu söylerken kimselere karşı olduğumdan veya  düşmanlığımdan yaptığımı sanmayın. O cemaatler de bu ülkenin  gerçekleridir. Elbette ki onlara saygımız sonsuzdur; ancak sapla samanı biri  birine karıştırmamak kaydı ile. Şimdilik hoşça kalınız.    

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.