Miladi takvimi kullananlar için bir yıl geride kalmış, yeni bir yıl başlamış oldu. 2020 yılı dünya için bir milat olarak hatırlanacak, gelecek nesillere geçmiş tarih anlatılırken mutlaka 2020 yılından bahisler açılacaktır. Sekiz milyara yakın dünya nüfusunun ve seksen altı milyona yakın ülke insanımızın tamamı, 2020 yılının stresiyle yaşamış, sağlık-hastalık ve ölüm arasında git-gelleri olmuştur.
Miladi takvim; zaman belirlemek için süreci ifade etmektedir. Batı kültürü için de bu takvim aynı amaçla kullanılmaktadır. Aralık ayının son haftasında, Hıristiyan inanç ve kültürüne sahip olanlar, Hz. İsanın doğumunu kutlamak için bayram yapmaktadırlar. Ülkemiz insanı gibi, miladi takvimi kullanan Müslümanlar için yıl başının kutlanması; muhasebe ve muhakeme yapmak, geçmişten ibretler çıkarıp geleceğe planla bakmak için değerlendirilmektedir.
İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla 2020 yılını geride bıraktık ve 2021 yılına merhaba dedik. Yılbaşını değerlendirirken de, tüm müminler olarak başta kendimiz ve ailemiz olmak üzere, milletimiz, islam alemi ve insanlık için dua ve niyazlarda bulunduk. Günahlardan tövbe edip, bir daha yanlış yapmamak üzere Yaratıcımıza söz verdik. Sağlık ve afiyetle, bol ve helal kazançlı bir hayatın gayretiyle çalışmak üzere 2021 sabahına uyandık. 2020 yılının en kabüs sorunu elbette ki herkes için Koronavirüs olmuştur.
Bazıları için ceza, bazıları için ikaz, bazıları için lütuf olarak tanımlanan söz konusu Virüs’ün; 2021 yılında insanlığın gündeminden çıkması izin dualar ettik ve bu ümitle 2021 yılına başlamış olduk. Koronavirüs nedeniyle aramızdan ayrılanlar olmuş, bu ağır hastalığın pençesinde çok zor günler geçirdikten sonra iyileşenler olmuş, henüz bu hastalıkla karşılaşmamış ama ne zaman geleceği belli olmadığı için bu stresle yaşayanlar olmuştur.
Koronavirüs’ün etkilemediği hiçbir alan kalmamıştır. Köşemizi takip edenlerin de bileceği gibi, Koronavirüs konusunda onlarca yazı yazdık. Koronavirüs hakkındaki görüş ve düşüncelerimizi bu sütunlarda defalarca ifade ettik. Yüce Allah kullarına zulmetmez. Beşeri iradenin engel olamadığı her konu ve olay ilahi iradenin tasarrufudur. Böylesi küresel bir konu ve olay Yaratıcının takdiridir ki, bunu illet ve musibet olarak değerlendirme yerine, lütuf olarak görmek gerekir. Zira; sürecin sonunda insanlık için ne gibi hayırların ve bereketlerin olacağını hiç kimse bugünden bilmemektedir.
Ülkemiz özelinde ifade edersek, 2020 yılının önemli gelişmelerine de şahit olduk. Ayasofyanın ibadete acıması, Karadenizde doğal gaz bulunması, Doğu Akdenizde petrol ve gaz arayışı, Libya üzerindeki etkinliğimiz, Dağlık Karabağ sorunun çözümüne sunduğumuz katılımı gibi önemli gelişmeler de bu yılın güzelliklerindendir. Bu güzelliklerin izleri ve eserleri, sonuçları ve meyveleri 2021 yılının önemli süreçlerini oluşturacaktır. Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğuda, Afrikada, Arap Yarım adasında ülkemizin etkisi geçmişe öre bu yol daha da ivme kazanmıştır.
Koronavirüsün olumsuzluğu yanında, 2020 yılının son günlerine damgasını vuran garip olaylara da şahit olduk. Dünyanın bile gıpta ile takip ettiği, egemenliğimizin de ifadesi olan Ayasofyanın ibadete açılmasını bir gazetenin 2020 yılının felaketi olarak tanıtması, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin Türkçe Kur’an ve Ezan okuma provasına dönüştürdüğü programı, eski bir siyasetçinin başörtüsüne olan öfkesini başörtülü hakimlerin kararlarını etkileyeceği yorumuna dönüştürmesi gibi çağın gerisinde kalmış ve böylesi absürt yorumlarla gündem olmayı düşünenlerin eski faşizan görüş ve duruşlarının devam ettiğini gördük.
Yaşanan bu olayların gölgesinde 2021 yılına girdik. Hayırlılara vesile olması dileği ile..