Yeniden iman etmek zihni yenilemektir. Kişinin kendini bir değişim sürecine tabii tutup kendinde inkılap yapmasıdır. Zihninde ve yüreğinde inkılap yapmasıdır. Yeni Müslüman oluyormuş gibi iman ve heyecan dolu olmasıdır. Eylem ve ibadet konularına, kulluğa karşı iştah duymasıdır. Kendimizi yeniden kurmak, kendimizi okumaktır. Zihnimizi ve gönlümüzü açmak, yeni ufuklara açılmaktır. İslam’ın yeni ufuklarına doğru kanat açmaktır. Mücadele kimliğini kuşanmak, sahabe kişiliğine sahip olmaktır.
Prangalı zihnimizde İslam’ın güzelliğini, kuşatıcılığını, kurtarıcılığını, adaletini göremediğimiz için artık tarih yazamıyoruz. Millet olarak adeta zihnimize ve ayaklarımıza pranga vurulmuş. O yüzden artık tarih yapamıyoruz. Kucaklayan, hangi ırktan, renkten olursa olsun insanları bir birine kardeş kılan bir dinden; Allah rızası için deyip din kardeşini kesen öldüren insanlar nasıl ürettik. Oysa bir mümini kasten öldürmenin cezası ebedi olarak cehennemde kalmaktır. Bir birinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız, diyen bir dinden, bir birinden nefret eden, nefret üreten, nefret ettiren insanlar nasıl yetiştirdik? Bunları nasıl başardık? Nedeni bellidir aslında. Ama kimse bu yaraya neşter vurmak istemiyor.
Bu milletin, bu coğrafyanın, bu bölgenin en büyük ortak paydası olan İslam’ı; mezhep, cemaat, tarikat, fraksiyon, dergi, gazete, vakıf, dernek, parti ve gruplarla bölüp parçaladık. Bu grupları, bu farklılıkları zenginliğimiz olması gerekirken nasıl ayrılığın, düşmanlığın kamplaşmanın, parçalamanın, ötekileştirmenin temeli haline getirdik. Kendi cemaatimizden olmayanı, kendi mezhebimizden olmayanı, kendi tarikatımızdan olmayanı başka bir dindenmiş gibi adeta kardeş bile kabul etmez duruma geldik. Habil ile kabil mücadelesi gibi rakip olduk adeta birbirimize. Bizi dinlemiyor, bana itaat etmiyor yaftasıyla Müslüman olduğu halde bir kimseyi, iman etmeyen Nuh’un oğluna benzetip din dışına atmak kadar zalimce, acımasızca sergilenmiş akılsız bir hareket olabilir mi? Gerçekten bize ne oldu, ne oldu bize?
Ey iman edenler, iman ediniz, diyen Allah’ın ayetleri tam da bize hitap ediyor. Düşünmüyor musunuz, diyen ayetler de bizim için zaten. O halde yeniden iman edip yeniden düşünüp ilk emri oku olan bu dinin özünü, emir ve yasaklarını öğrenmek için, en çok da hatalarımızı öğrenmek, cehaletimizi gidermek için yeniden okumalıyız. Önce kendimiz okumalıyız, önce kendimizi okumalıyız. Önce etrafımızı okumalıyız, önce düşmanlarımızı okumalıyız. Önce bölgemizi okumalıyız, önce önceliklerimizi okumalıyız..
Kurtarılmak için bizi bekleyen çocuklara ve kadınlara yetişmek için yeniden iman etmeliyiz. Bölgemizin esaretini, kuşatılmışlığını bitirmek için yeniden iman etmeliyiz. Düşman postalları altında ezilmiş, namusu kirletilmiş halkımızı kurtarmak için yeniden iman etmeliyiz. Zayıf imanımızı yeniden kuvvetlendirmek için, cesaretimizi yeniden kavi kılmak için yeniden iman etmeliyiz. Eskiden olduğu gibi yeniden tarih yapan bir millet olmak için yeniden iman etmeliyiz. Rabbimize verdiğimiz sözü tutmak için yeniden iman etmeliyiz. Verilen Sözü tutmak namus gibidir anlayışını yeniden canlandırmak için yeniden iman etmeliyiz. Uyuyan ümmetin gençlerini uyandırmak, 70 yıldır aynı teranelerle avunan durmadan geviş getiren aydınları akıllandırmak için yeniden iman etmeliyiz. Vahyi anlamak için, yeniden düşündürmek için yeniden iman etmeliyiz.
Allah neye iman etmemizi istiyorsa onların tümüne yeniden iman etmeliyiz. Yeniden iman edip rap olarak sadece Allah’ı kabul etmeliyiz. Kulluğumuzun sadece Allaha ait olduğunu, yeryüzünde yegâne güç ve kudret sahibi, en büyük kuvvet sahibinin Allah olduğunu, tüm imkânların, tüm zenginliklerin, tüm yetkilerin Allah’ın hazinesinde olduğunu, affedecek ve cezalandıracak tek yetkilinin Allah olduğunu anlamak için yeniden iman etmeliyiz. Yeryüzünün en büyük güç ve kudret sahibi, en büyük kuvvet sahibi olan Allah’ın bizimle olduğunu anlamak için her gün yeniden iman etmeliyiz.