Her sonbahar gelişinde ısmarlama bir hüzün geliverir, yüreğinizin tam ortasına gelip kurulur. Gri gökyüzü doğanın renklerini çalar saklar kendine. Emanet ederiz en çok sevdiğimiz ilkbaharı ona. Düşünecek ne varsa sanki sonbahara saklarız. Ağaçların dallarından düşerken yapraklar son nefesle düşüyor olmalı düşünce üşüyor olmalı. Düşenin elinden tutmazlar ya hiç kimse kaldırmak istemiyor yaprağı yerinden.
Sabahları okula giden çocukların sesi şenlendiriyor sokak aralarını, annelerin avaz avaz tembihleri "" beslenme çantanda kileri ye yoksa bir daha sana yemek vermek yok, sakın kantinden bir şey alma"" tehditlerle yola düşen çocuklar için sorun değildir aslında sonbahar onların yaramazlıktan başka düşündükleri hiçbir şey yok. Ne ekonominin çökmesi, ne maaşların geç verilmesi. Ne et derdi nede süt derdi çünkü onlar her zaman çocuklar. Her zaman bahardalar
Sonbahar ve ilkbahar arasına sıkışan yoksullar kara kış biraz daha geç gelsin diye sonbahar uzun sürsün isterler kara kıştan sonra camların kenarında ilkbahara özlem duyarlar. Hüznün bir yanıdır yoksulluk yakacakları odunları kömürleri olmamıştır beklide, çoğu insan evinde kaloriferle ısınırken dünyada bütün insanlar ısınıyor sanırlar.
Yeniden sonbahar her şeyi eskitmekte, bir sabah erkenden kalkmalı Annemin elinden tutup ilk kapıyı onunla açmalı sonbahara sonra kırmızı ve mavi balonlar şişirmeli, kırmızı cesaret mavi umut. İkisinden de elinden annem tutmalı, yol kenarlarına asmalı herkese biraz umut olmalı sonbaharı ağlatmamalı. Boş ceplerimize şeker doldurmalı tanımağımız insanlara uzatmalı herkes mutlu olsun şeker tadında sonbaharı tatlı bilsinler. Annem benim elimden tutsun sonbahara aldırmadan, tek tek gelen otobüsleri sayalım kaçıncısı mutluluğun adı.
Sonbahar bana getirdiğini götürme geri. Yeniden mi sonbahar durma durduğun yerde. Aşıklar ilkbahara aşık sen hüzün adısın BAHARIN SON ADISIN..